Aleviler, Perşembe akşamları cemde bütünleşiyor

Türkiye'deki milyonlarca Alevi, Perşembe akşamları cemde bir araya geliyor. Cemevlerinin yolunu tutan Aleviler yanlarında lokmalarını getirmeyi de unutmuyor. Her ibadethanede olduğu gibi cemevlerinde de Allah'a yönelen, dua ve tövbe eden Aleviler, 'Ya Allah ya Muhammed ya Ali' nidalarıyla kulluklarını yerine getirmeye çalışıyor. Ancak hiç cemevine gitmemiş, Alevilik hakkında çok fazla bilgisi olmayan vatandaşların cemin nasıl yapıldığı, içeriğinin nasıl olduğu yönünde fikri pek fazla yok.

Anadolu yakasının en büyük cemevlerinden birisi olan Kartal Cemevi, Perşembe akşamı yapılan cem merasiminde kapılarını Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açtı. Dede Mustafa Gündüz de yapılan cemin ardından Alevilik ve cem merasimi hakkında bilgi verdi. Gündüz, "Cem demek, toplanmak demektir. İbadet için toplanırız. Bütün ibadethanelerde neye dayanarak Allah'a yalvarıyorlarsa, kilisesi, sinagogu, havrası, camisi Allah diye çağırıyorsa, cemevi de Allah diye çağırıyor. Bir farkımız biz; 'Hak Muhammed Ali' diye çağırırız. Herkesin bir gayesi, amacı vardır; o da Allah'ın birliğine ulaşmaktır." dedi.

Kartal Cemevi hakkında da bilgi veren Gündüz, "Kartal Cemevi'nin bütün cemevlerinden farklı olan yönü hizmetidir. Hem ibadet hem hizmet var bizde. Bizim buradan hergün cenaze kalkar. Bazen 2 bazen 3… Geçen gün 8 tane cenaze birden kalktı. Bazı yerlerde cemevleri var ama bu hizmetleri görmez. Hem ibadet, hem cenaze hem eğitim ve kültür alanında hizmetlerimiz var. Öğrencilerimiz, kurslarımız var. Kur'an kursundan tut, bilgisayar, İngilizce, matematik kursuna kadar bütün hizmetlerimiz var." ifadelerini kullandı.

Muharrem cemi, Hızır cemi gibi farklı cemler olmasına rağmen, Aleviler her Perşembe akşamı cemevlerinde buluşuyor. Alevi dedesi Gündüz, cem merasiminin ardından cem sırasında yapılanların zahiri ve batıni manasını anlattı.

Cemevinde vatandaşlar, Hz. Ali'ye gösterilen hürmet adında onu temsil eden dede içeri girince ayağa kalkıyor. Dede de 'dar' duası yapıyor. Bu, namaz esnasında yapılan kıyamın karşılığı.

Mustafa Gündüz: "Ceme girip ayağa kalkınca, inanç önderi, seyit, pir, mürşit, rehber; ceme geldiği zaman bütün cemaat ayağa kalkar. O cemaatin pirine olan saygısıdır. Hz. Ali'nin şahsından pirine hürmettir. Pir de onlara bir dua verir ki biz bu duaya 'dar' duası diyoruz. Camilerdeki kıyamın karşılığı dardır. Arkasından hafif eğiliyoruz; buna camide rüku diyorlar. Biz buna tecella diyoruz. Alevinin yaptığı ibadet de kıyam, rüku ve secde; Alevi buna dar, tecella ve secde diyor."

Daha sonra iki genç bir post ile meydana çıkıyor ki; bu post Hz. Ali postunun temsili.

Mustafa Gündüz: " İki tane genç post aldılar eline, o Hz. Ali postu, pir postudur. O pir postuna dua vermektir. O gençler pir postunu ellerine alırlar, gelir ve dua verirler. Arkasından tezekar vardır. Ellerimizi yıkadık. Orada kadın ve erkeğin eşit olduğunu, kimsenin kimseden üstün olmadığını gösterir. Erkek kadının eline su döker, sonra da erkek kadının eline su döker. Bizde kadın-erkek farkı yoktur."

Cemde bir de süpürgeci var. Normalde cemevlerinin temizliğini yapan görevli. Batıni olarak gönül ve ruh temizliğini temsil ediyor.

Mustafa Gündüz: "Arkasından bir süpürge vardır. O cem ibadetinin temsili, temizliğidir o. Buraları temizleyen de odur. Alevilikte hep bir batıni mana vardır. Batıni manada da 'ceme giriyorsunuz ey cemaat, gönlünüzü temizleyin, kalbinizi temizleyin, ruhunuzu temizleyin, Allah'ın huzuruna öyle durun' diyor.

Daha sonra çerağ duamız var. Üç tane mum yakıyoruz, o mumların bir tanesi Allah'ın (cc) adına bir tanesi Peygamberimiz (sav) adına birisi de Hiz. Ali adına. Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali diye çerağı yakarız.

Sonra tövbe duamız vardır. Tövbe bütün dinlerde vardır. Hristiyanlar da kiliseye giderken tövbe eder, Sünniler de camiye giderken tövbe eder, Alevi de cemevine gelirken tövbe eder. Tövbe kulun kötülüklerden kendisini arındırmasıdır."

Daha sonra bir görevli alana çıkarak elindeki ibrikle ceme katılanlara su dağıtıyor. Bunu da Gündüz, şöyle açıklıyor: "Arkasından saka suyu vardır. Bu Hz. Hüseyin'e yönelik mersiyedir. Hz. Hüseyin Kerbala'da susuz şehit edildi ya onun niyetine su dağıtmaktır. Hüseyin aşkıyla su dağıtılır. O vatandaşlar onu şifa diye içer. Kimisi alır şişeye doldurur, evine götürür. Hastası vardır. Kimisi yaşlım var der. Kimisi ceme gelemedi, oğlum okula gidiyor, zihin açıklığı olsun ister. Su İmam Hüseyin niyetiyle verilir."

Ceme gelen herkes, imkanı ölçüsünde yiyecek bir şeyler de getiriyor. Bu yiyecekler mutfakta toplanarak, rastgele poşetleniyor. Cemin arkasından da herkes nasibine düşeni alıp evin yolunu tutuyor.

Mustafa Gündüz: "Arkasından lokmamız vardır. Ceme her gelen lokmasıyla gelir. Biz onları poşetlere koyuyoruz. 300 kişi gelirse 500 tane lokma yaparız bazen. Giderken herkese tek tek lokmasını veririz. Kimisi lokmayı şifalıdır diye evine götürüp yakınlarına verir. Daha sonra dağılma duasını veriyoruz, herkesin birliği beraberliği, huzur içinde evine gitmesi için. Oturan duran, kovsuz, gıybetsiz, sırrı sır ederek evine varan Hızır yoldaşı, Ali kılavuzu, Allah da yardımcısı olsun der, dağılır ve gideriz."
CİHAN
07 Şubat 2016 10:40
DİĞER HABERLER