'ALLAHIN SADIK KULU' çizgi animasyon filmi, Peygamber aşığı Bediüzzaman Sadi Nursi ‘nin ; ilmin, takvanın zenginliğinde çağını aşmasına rağmen dünyasını bir sepete sığdırdığı hayatını anlatıyor.
Dönemin âlimlerine ders verecek donanımda bir üstadı (Saidi Nursi’yi), dağ başına mahkûm etmek isteyen bir zihniyetin muradı ne olabilir ki?
O, onların ne iktidarlarına ne de hayat tarzlarına talip ve ortaktı!
Tek derdi vardı. O da; bir milletin imanını sahil-i selamette görmekti.
Kendi ifadesiyle; ‘Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım’ cümlesi bunu açık ve net şekilde ortaya koyar.
Ancak dünya hırslarına gem vuran insani duruşun; mevcut iktidarlarını sorguladığını düşünenler, onu Barla’ya göndererek hem toplumdan hem milletten hem de insanlıktan uzak tutacaklarını zannetmişti. Ama nafile!
M.Niyazi Özdemir, Üstadı anlatırken; ‘Batı’nın filozof, bilgin, büyük adamları eserleriyle büyüdükçe halktan kopuyorlar; ancak Said-i Nursi ise ilimde ve irfanda, imanda büyüdükçe sevenleri çoğalıyor, halkın ona teveccühü daha fazla bir oranla artıyor. Bunun sebeplerini anlamak ve araştırmak lazım’ diyor.
Evet! Bir sepete sığdırılmış bir dünya ve bir dünyaya sığamayan bir ruh hali! İkisi bir arada nasıl olabilir ki?
İşte ‘ALLAHIN SADIK KULU’ çizgi animasyon filminde, seksen küsur senelik ömründe dünya zevki namına bir şey tatmayan, ilimde derinliğin, ibadette titizliğin zirve isimlerinden ve asrın getirdiği tereddütlere, makul ve ikna edici cevapları yine asrımız insanının anlayışına uygun olarak sunmuş ”Büyük Çilekeş’in hayatı, gerçek olaylardan yola çıkılarak belgesel titizliği, sinema kurgusallığıyla günümüz insanına tanıtılmaya çalışılıyor.
Filmde, ömrü mahkemeler, sürgünler ve hapislerle geçmiş bu büyük âlimin, kendisine selam verenlerin bile yakalanıp sorgulandığı bir dönemde, geniş halk kitlelerini aksiyona geçirmesi ele alınıyor.
Üç boyutlu hazırlanan çizgi animasyon ile genel olarak dünya kurulduğundan beri var ola gelen iyi-kötü, hayır-şer çatışmasının bir dönemdeki yansıması ve bunun bedelini ödeyen bir mütefekkirin çektiği eziyetler anlatılıyor.
Anadolu insanının büyük bir hasbilikle sahip çıkmasının yanı sıra, tüm bu teveccühler içinde yalnız, yapayalnız bir mütefekkirin ibadetlerine ve inancına sarılarak bir toplumu ayakta tutmasına vurgu yapılıyor.
Allah'ın Sadık Kulu, “Motion capture” tekniğiyle Türkiye’de yapılmış en uzun metrajlı animasyon film olma özelliğine sahip.
Barla’da (108 dk) karakterlerden mekâna kadar tüm figürler gerçeğe en yakın hali ile kullanıldığı yapımda, Bediüzzaman Said Nursi ve talebeleri, tamamen orijinal fotoğraflarından faydalanılarak üç boyutlu olarak modellendirildi.
Samanyolu Yayın Grubu içerisinde ‘Çizgi Film Birimi’nin dört yıla yakındır çalıştığı animasyon filmi için; hikâyenin geçtiği mekân olan Isparta’nın Barla ilçesinde, fotoğraf çekimleri yapıldı, mekanlar ile ilçenin genel karakteristik yapısı incelendi. Ve bu bilgiler ve değerlendirmeler sonucu, hikayenin geçtiği mekanlar 3 boyutlu olarak modellendirilerek renklendirildi. 3 boyutlu ağaç ve bitki örtüsü yapısı bile Barla ilçesinin genel karakteristik özellikleri göz önüne alınarak hazırlandı.
Büyük bir titizlikle çalışılan projenin müzikleri Budapeşte Senfoni orkestrası tarafından, kompozitörlüğü ise Aria Müzik’ten Cengiz Onural, Bora Ebeoğlu tarafından yapıldı. Post Prodüksiyon’da ise 1000Volt’un adı yer alıyor.
Allah'ın Sadık Kulu: Barla, yurt çapında 200’den fazla kopya ile 4 Kasım’da sinemalarda olacak.
İyi seyirler…
[email protected]
twitter.com/maomazhar