Alman Barolar Birliği (DAV), Denizli Barosu üyesi avukat Süleyman Yıldırım’ın sağlık durumu ve tutukluluk koşullarına ilişkin endişelerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği resmi bir mektupla iletti.
DAV Başkanı Stefan von Raumer imzalı 8 Ekim 2025 tarihli mektupta, 60 binden fazla avukatı temsil eden Alman Barolar Birliği’nin, Yıldırım’ın cezaevinde ciddi sağlık sorunları yaşadığını ve yaşamının tehlikede olduğunu belirttiği aktarıldı.
BYLOCK TEK BAŞINA DELİL OLAMAZ
Mektupta, Yıldırım’ın 2017 yılında “Gülen Hareketi’ne üyelik” suçlamasıyla tutuklandığı, 2018 yılında ise “silahlı terör örgütüne üyelik” iddiasından 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı hatırlatıldı.
DAV, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yalçınkaya / Türkiye kararına atıfta bulunarak, ByLock uygulamasının tek başına örgüt üyeliği için yeterli delil sayılamayacağına dikkat çekti. Buna rağmen Yıldırım’ın cezasının infaz edilmeye devam ettiğini vurguladı.
TUTUKLULUK SAĞLIK AÇISINDAN UYGUN DEĞİL
Alman Barolar Birliği, mektupta Yıldırım’ın cezaevindeyken sağlık durumunun hızla kötüleştiğini, 27 Temmuz 2025’te Acıpayam Devlet Hastanesi’nden Denizli T Tipi Cezaevi’ne nakledildiğini ve yaklaşık iki ay boyunca yeterli tıbbi bakım alamadığını belirtti.
6 Eylül 2025’te Denizli Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesine kaldırılan Yıldırım’ın büyük bir kalp ameliyatı geçirdiği, sonrasında ise kalbinde pıhtı, akciğerlerinde sıvı birikmesi ve bacak amputasyonu riski gibi ciddi komplikasyonlar yaşadığı ifade edildi.
NAKİL ISRARI YAŞAMINI TEHLİKEYE ATIYOR
Mektupta, Yıldırım’ın tedavisini sürdüren doktorların, “tutuklu kalmasının tıbben mümkün olmadığı” yönünde rapor verdiği belirtildi. Buna rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun, Yıldırım’ın İstanbul’a sevk edilmesi yönündeki ısrarının, doktorların tavsiyeleriyle çeliştiği ve hayati risk oluşturduğu vurgulandı.
Alman Barolar Birliği, Türkiye’ye Yıldırım’ın sağlık durumu konusunda uluslararası insan hakları standartlarına uygun bir tutum sergileme çağrısında bulundu.
NE OLMUŞTU?
1991 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Süleyman Yıldırım, Denizli Barosu’na kayıtlı olarak Acıpayam’da serbest avukatlık yapıyordu.
15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL döneminde Gülen cemaatine yönelik davalar kapsamında tutuklandı ve 10 ay cezaevinde kaldı. Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bank Asya’ya para yatırmak, çocuklarını KHK ile kapatılan okullara göndermek ve ByLock gerekçeleriyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay’ın cezayı onaması üzerine Yıldırım, 27 Temmuz 2025’te Denizli Devlet Hastanesi’ne tedavi için gittiği sırada tutuklandı. Denizli T Tipi Cezaevine konulan Yıldırım, birkaç gün sonra tekrar hastaneye kaldırıldı. Doktorlar ‘hastanede kalması gerekir’ demesine rağmen izin verilmedi. 6 Eylül’de ise yoğun bakıma kaldırılan ve kalp ameliyatı olan Yıldırım’ın 1 Ekim’de sol ayağı dizaltından kesildi.
Adli Tıp Kurumu, Denizli Devlet Hastanesi doktorlarının “Cezaevinde kalamaz, yolculuk dahi yapamaz” raporuna rağmen Yıldırım’ı İstanbul’a çağırdı. Hayati tehlikesi olduğu için İstanbul’a gidemeyen Yıldırım raporları değerlendiren Adli Tıp, yoğun bakım hastası olan Yıldırım’a infaz erteleme vermedi.