Türk Lirası'nın hızla değer kaybetmesine Alman basının haber ve yorumlarında geniş yer veriliyor. Bazı yorumlarda Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) yardım istemek zorunda kalabileceği görüşü dile getiriliyor.
24 Haziran erken seçimlerine haftalar kala Türk Lirası'nın hızla değer kaybetmeye başlaması Alman gazetelerindeki haberlere de konu olmaya devam ediyor. Haberlerde lira düşerken enflasyonun fırlamasının Türkiye ekonomisi için felaket anlamına geldiği, kur dalgalanmalarının Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kaybetmesine yol açabileceği ve Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kapısını çalmak zorunda kalabileceği dile getiriliyor.
Lira krizi karşısında Erdoğan'ın çaresiz kaldığını yazan Die Welt gazetesinde şu satırlara yer veriliyor:
"Türk Lirası yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 22 oranında geriledi. Pesosu yüzde 24 oranında eriyen Arjantin Uluslararası Para Fonu'ndan yardım istemek zorunda kalmıştı. Arjantin gibi Türkiye de düşen liranın enflasyonu kızıştırması kadar kredi itibarını zedelemesinden de muzdarip. Türk şirketlerinin dolarla borçlanmış olması da ek bir dezavantaj. Dolar pahalandıkça özel borçlar kabarıyor ve Türkiye ekonomisi mahvoluyor. Uzmanlara bakılırsa Türkiye de sonunda Para Fonu'na sığınmak zorunda kalacak."
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un (FAZ) Lira kriziyle ilgili haberinde derecelendirme şirketi Fitch'in "sermaye kaçışının merkez bankasının bağımsızlığını kaybetme tehlikesiyle bağlantılı olduğu" şeklindeki uyarısına yer veriliyor. Haber şöyle devam ediyor:
"Merkez bankası sıkı para politikasında ısrar ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizlerin düşeceğini açıklaması yatırımcıyı paniğe sevk etti. Analiz uzmanları faiz – enflasyon dengesi açısından merkez bankası faizinin 7 Haziran'dan önce 4 puan arttırılması gerektiğini ve ekonomi politikalarına güvenirlik kazandırabilmesi için Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na başvurmasının gerekebileceğini belirtiyorlar. Türkiye'nin yüksek büyüme hızını teşvik ve kredilerle finanse etmesinin aşırı ısınmaya yol açtığı da aktarılan görüşler arasında."
Anketlerin Erdoğan'ın 24 Haziran'da kaybedebileceğini gösterdiğini yazan Die Zeit gazetesinin Can Dündar imzalı haberinde şu satırlar dikkati çekiyor:
"Bir yıl önce dolar 1,5 lira ederken Erdoğan dövize yatıran kaybeder demişti. Dolar 5 lira sınırına dayanınca dövize yatıran değil, Erdoğan'ın sözünü dinleyip dövizini bozduran kaybetti. Dolara yatıran spekülatör ise zengin oldu. Türkiye sıcak parayla milli gelirinin yüzde 6'sına tekabül eden 55 milyar dolarlık cari açığını finanse edebiliyordu. Şimdi sıcak para Türkiye'den kaçıyor. Erdoğan'ın merkez bankasının para politikasına müdahale edeceklerini açıklaması, Türkiye'de yatırım yapmayı planlayanların hevesini kaçırdı."
Türk şirketlerinin dolar borçlarını ödeyemez duruma düşmesinin Türkiye'yi ekonomik krize sürükleyebileceğini yazan Berliner Zeitung'un haberinde enflasyon ve kur kaybının Türkleri liradan kaçmaya zorladığı belirtiliyor:
"Lira'nın hızla değer kaybetmesi 2001 yılının üç haneli enflasyon oranlarını gördüğü ağır finans krizini hatırlatıyor. 2002'de Türkler kurtuluş vaat eden Erdoğan'ın AKP'yi tek başına iktidara getirmişti. Şimdi de bütün belirtiler Cumhurbaşkanlığı ve Meclis genel seçimlerine haftalar kala güven krizinin hızla büyüdüğüne işaret ediyor. Piyasa analistleri liranın düşmesinde Japon yatırımcının lirayı elinden çıkarmasının ve Amerikan Doları'nın yükselmesinin de rol oynadığını belirtiyorlar."