Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile nükleer silahların yayılımını önlemek amacıyla imzaladıkları Yeni Stratejik Silahların Azaltılması (New START) anlaşmasını askıya aldıklarına yönelik açıklaması, Almanya'daendişe ile karşılandı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Salı günü yaptığı açıklamada, bu gelişmeyi "Rusya Devlet Başkanı çok iç karartıcı bir yolda ilerliyor" sözleriyle değerlendirdi. Dünyanın güvenliğini sağlamak için her şeyin yapılması gerektiğini belirten Scholz, "Nükleer silahların savaşlarda kullanılmasının önüne geçilmesinin de buna dahil olduğunu" ifade etti. Ukrayna'nın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruyabilmesinin önemine de dikkat çeken Scholz, Putin'in "bu fikri hayata geçirmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Dış Politika Uzmanı Nils Schmid ise, Putin'in anlaşmayı askıya alma kararını "bir zayıflık işareti" olarak değerlendirdi. Bu adımın "Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşla ülkesini sürüklediği çıkmazdan dikkatleri başka yöne çekmek için yaptığı umutsuz bir girişim" olduğunu söyleyen Schmid, Rusya liderinin savaşı kazanamadığı için şimdi yeni bir çatışma alanı aradığını savundu.

Yeşiller Dış Politika Uzmanı Merle Spellerberg de bu hamleyi "kesinlikle endişe verici" sözleriyle değerlendirdi. "Silahların kontrolü, özellikle savaş zamanlarında güvenliğimiz için önemli bir faktördür" diyen Spellberger, anlaşmanın tek taraflı olarak askıya alınmasıyla Putin'in "Avrupa'daki tüm insanların güvenliğini" tehdit ettiğini kaydetti. Yeşiller milletvekili, Rusya Devlet Başkanı'nın Rus otoritelere yaptığı nükleer silah denemelerine hazır olma çağrısını ise "savunulur bir yanı olmayan bir gerilim tırmandırma" olarak tanımladı. Federal Meclis Silahsızlanma, Silahların Kontrolü ve Yayılmanın Önlenmesi Alt Komitesi'nin Yeşiller Partili Başkanı, Putin'in böylece "nükleer bir saldırgan olduğunu" gösterdiğini söyledi.

Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai de t-online.de'ye yaptığı açıklamada, "Putin gerilimi tırmandırıyor. Bu da Kremlin'in gerilimi düşürmekle ilgilenmediğini açıkça ortaya koyuyor" diye konuştu. Djir-Sarai, "Uyanık ve tetikte kalmaya devam etmeli ve ortaklarımızın ve müttefiklerimizin yanında sağlam bir şekilde durmalıyız" uyarısında bulundu.

Hıristiyan Demokratik Birlik (CDU) partisi Dış Politika Uzmanı Jürgen Hardt ise, "Rusya'nın özgür dünya ile arasındaki uçurumu bu kadar derinleştirmesi ürkütücü" değerlendirmesinde bulundu. Putin'in konuşmasını "gerçeklerin ötesinde ve tarihi saçmalıklarla dolu" olarak nitelendiren Hardt, Batı'nın buna cevaben Rusya liderinin "yok etmek" istediği Ukrayna'ya daha fazla destek vermesi gerektiğini savundu.

Ulusa Sesleniş konuşmasında ABD ile START nükleer anlaşmasını askıya aldıklarını açıklayan Putin, ABD'nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya'nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetmişti.

ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90'ını elinde bulunduruyor.