Almanya'da göçmen kuruluşları mülteciler için elini taşın altına koyuyor

Avrupa II. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük mülteci akınını yaşarken, yarım asır önce gelip artık yerleşik hale gelen göçmenlerin kuruluşları iyi bir sınav vermenin gayreti içinde. Göçmen kuruluşları yeni göçmenlere derman olmak için, sıcak yemekten giyime, barınmadan cami hizmetlerine ve yetim mülteci çocuklara koruyucu aileler bulmaya kadar birçok çalışma için seferber olmuş durumda.

Avrupa II. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük mülteci akınına uğrarken, Avrupa Birliği'nin (AB) lokomotifi Almanya da bundan nasibini alıyor. Başta Başbakan Angela Merkel olmak üzere yetkililer ve toplumun çoğunluğu savaştan kaçan mültecileri kucaklıyor ve bu kez iyi bir sınav veriyor.

Göçmen kuruluşları da yeni geömenler için elini taşın altına koyuyor. Kuruluşlar sığınmacılara sıcak yemekten, giyim ve oyuncak yardımına, orada yetim mülteci çocuklara koruyucu aile bulmaya kadar bir çok şekilde el uzatmaya çalışıyor.

TIME TO HELP: MÜLTECİLERİN İMDADINA ÇOK SAYIDA PROJEYLE KOŞACAĞIZ

Almanya'daki Türk göçmenlerin kurduğu en büyük yardım kuruluşlarından Time to Help – Yardım Zamanı derneği imkanlarını Avrupa'ya sığınan mülteciler için seferber ediyor. Time to Help Derneği Başkanı Ahmet Bağdatlı, özellikle Almanya ve Avusturyalıların mültecileri çok güzel karşılamasının takdire şayan ve insanlık namına umut verici olduğunu vurguluyor.

Time to Help'in insani yardım konusunda tecrübeli bir kuruluş olduğunu, bugüne kadar genelde Afrika ülkelerine yardım temin ettiklerini bildiren Bağdatlı, Haziran 2014'ten itibaren Avrupa'ya gelen mülteciler için çalışmalar yaptıklarını aktardı. Bağdatlı, "Almanya federal yapıda olduğu için yerele özel hizmet modeli geliştirdik. Almanya'da bin 250 civarında gönüllü üye ve binlerce bağışçımızı hizmete ortak ederek sonuca ulaşmayı hedefliyoruz. Temsilci ve gönüllülerimiz kendi şehirlerindeki yetkililerle görüşüyor, saha çalışması gerektiren hizmetleri vermeye çalışıyor. Yapılan bağışların tasnifi ve taksimi şu an acil yapılacak işlerin bir kısmı." dedi.

Alman yetkililerin gıda yardımına ihtiyaç olmadığını bildirdiğinden, sadece Macaristan-Avusturya sınırındaki Nikelsdorf'ta sıcak yemek ikram ettiklerini bildiren Bağdatlı, "Giyim yardımı konusunda üç yıl önce başlattığımız kampanyalarla yedi ülkede 200 binden fazla muhtacı giydirmiş durumdayız. O projemizi yurt içine uygulamaya karar verdik. Bağışçılar proje hakkında www.ayniyardim.com sayfamızdan detaylı bilgi alabilir, kampanyaya katılabilirler." dedi.

Önce Almanya'da elbise yardımı planladıklarını ifade eden Bağdatlı, "Bizim projemizde verimlilik çok yüksek. Bir bağışçı verdiği bir elbisenin nerede kime ulaştığını öğrenme imkânına sahip. Bağışlanman elbiseler sahibi adına barkod'lanıyor. Şimdi kampanyamızı başlatacağız ve şehirlerde elbise alım günleri yapacağız. Gönüllü ve bağışçılarımızı mail ve SMS yolu ile haberdar edeceğiz. Kurban bayramından hemen sonra yoğun bir kampanya başlayacak. Özellikle kışlık elbise yardımı bekliyoruz." diye konuştu.

Almanya'nın her bölgesindeki gönüllülerine, orada mülteciler için nelere ihtiyaç olduğunu yetkililerden öğrenip listelemelerini isteyeceklerini bildiren Bağdatlı, "Dernek merkezimiz Mülteciler Komisyonu oluşturuldu, yedi gün hizmet veriyor. Mültecilere özel web sayfası açıyoruz. Burada; hangi şehirde neye ihtiyaç var, yetkili kişi kimdir yer alacak." dedi.

Mültecilerin uzun vadede eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel ihtiyaçları için ise uzman desteği sunacaklarını bildiren Bağdatlı, "Mültecilere kendi dillerinde anlaşabilecekleri gönüllü avukat, doktor, öğretmen gibi uzman desteği önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.

Ayrıca projelerinin bir bölümünü 'Kardeş Aile' projesinin oluşturduğunu bildiren Bağdatlı, "Mülteci ailelerin hayatını kolaylaştırma ve topluma entegrasyon için bu proje çok önemli. Bağışçılarımızdan bu yönde çok istek geliyor." dedi.

Yetim mülteci çocukları için ise 'Koruyucu Aile' projesi hazırlamakta olduklarını belirten Bağdatlı, projenin Eylül ayı sonuna kadar hazır olacağını kaydetti. Bağdatlı, "Mülteci çocuklarının Avrupa'da en kolay barınabilecekleri aileler Müslüman ailelerdir. Bunda herkes hemfikir." şeklinde konuştu.

ZMD CAMİLERİNDE 200 MÜLTECİ KALIYOR

İslami çatı kuruluşu Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konyesi (KRM) dönem sözcüsü ve Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Genel Sekreteri Nurhan Soykan ise ZMD camilerinde çoğunlukla Arapça konuşulduğu için mültecilerin onlara yöneldiğini bildirdi.

Soykan, "Elimizden gelen tüm yardımları yapıyoruz. Barınmadan tutun, yiyecek, giyecek, sağlık ve psikolojik yardıma ve bürokratik işlemlerde desteğe kadar. Arnavut üyelerimiz de etkilendi, çünkü mültecilerin çoğu oralardan geliyor." dedi.

ZMD olarak "Koruyucu Aile" projesi başlattıklarını belirten Soykan, "Daha tanıtımını yapmadan 70 aile başvurdu. Yetimler için Waisenhaus projesi hazırlığı içindeyiz." bilgisini verdi. Her fırsatta muhatap alınmayı teklif ettikleri halde şimdiye kadar sadece KRV Eyaleti Sağlık Bakanlığı'ndan kendilerine başvuru olduğunu bildiren Soykan, "Tüm çalışmalarımız fahri ve kendi gücümüzle yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Mültecilerin camilere kolayca uyum sağladıklarını kaydeden Soykan, "Mülteciler camilerimizin parçası haline geldiler. Dini ihtiyaçları karşılanıyor, sosyal ve kültürel hizmetleri ise genişletmemiz gerekiyor. Yardımlar için sayfamızda yardım butonu yerleştireceğiz, bağışlar oradan yapılabilir. Başka yardımlar için sekretaryaya başvurulabilir." şeklinde konuştu.

VIKZ CAMİ VE SOFRALARINI MÜLTECİLERE AÇTI

İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) Genel Sekreteri Seyfi Öğütlü ise "Bu insanlık dramı bizleri derinden etkiledi, bu İslam Kültür Merkezleri Birliği'nin gündemindedir ve yakinen takip edilmektedir." diye açıklama yaptı.

VIKZ mültecilere yardım için Ramazan ayında camilerinde iftar sofraları açtığını bildiren Öğütlü, bayram günlerinde ise ziyaretler yaparak maddi manevi destek vermeye çalıştıklarını kaydetti. Öğütlü, şunları söyledi: "Dini ibadetleri ifa etmek üzere yer yer mülteciler camilerimize gelerek dini ve sosyal hizmetlerden istifade etmektedirler. Bunun yanı sıra ferdi olarak bir çok üyemiz resmi dairelerle iletişim gibi konularda, imkan dahilinde mültecilere yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Ayrıca yetim mülteci çocukları barındırma konusunda görüşmeler de başlatılmıştır. Mültecilere yardım hususunda bazı belediyeler ve ilgili kurumlar ile camilerimiz arasında görüşmeler elan devam etmektedir. Benzer görüşmeler eyalet ve federal düzeyde de sürdürülmektedir."

DİTİB, DERNEKLERİNİN ÇALIŞMALARINI KONSEPTLE YÖNLENDİRECEK

DİTİB Dış İlişkiler Müdürü Dr. Zekeriya Altuğ ise hem insani hem İslami bir vecibe olarak mültecilere el uzattıklarını bildirdi ve "Birçok derneğimiz, camimiz elinden geldiği ölçüde, ihtiyaç duyulan alanlarda farklı farklı yardımlarda bulunuyorlar. Bu, gidip muhatap olmak, ibadet ihtiyaçları için camiyi onlara açmak şeklinde olabiliyor. Resmi kurumlarda destek veren camilerimiz oluyor. Bağış kampanyaları zannettiğimizden çok daha fazla yapılıyor. Battaniyeden, kılık kıyafete, çocuk oyuncaklarına ve bazı yerlerde yemek ikramlarına kadar. Bazı yerlerde ise mültecileri camiye davet edip şölen tarzında onlara yemek vermek, tanışmak gibi jestler oluyor." şeklinde konuştu.

Çatı kuruluş olarak DİTİB'in bir konsept hazırladığını bildiren Altuğ, "Konsept son aşamasına geldi. Kısa, orta ve uzun vadede neler yapılabileceğine dair derneklerimize yol gösterecek çalışma." dedi.

ATİB, MÜLTECİLERE VAR GÜCÜYLE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞIYOR

ATİB Genel Başkanı İhsan Öner ise, ATİB'in yardım kuruluşu Hilal Yardım derneği üzerinden çalışmalar yaptığını aktardı. Ramazan ayı öncesinde kampanyalar başlattıklarını bildiren Öner, "Yerel yönetimlerle de görüşerek Köln'de ciddi manada bir kampanya yapıldı. Özellikle yıkanmış, ütülenmiş elbiselerden oluşan giyim yardımları toplandı. Toplanan yardımlar mülteci yurtlarına dağıtıldı. Bunu devam ettiriyoruz." dedi.

Öner, şöyle devam etti: "Cemiyetlerimizde ailelere çağrı yapacağız; durumu müsait olanlar mülteci çocuklarına sahip çıksın. Bu büyük bir sevaptır. Kadın kollarımız bu konuda çalışmalar başlattı. Yeri müsait olan cemiyetlerimiz mülteci kabul edebilir mi, onu da araştırıyoruz. Camilerimizde mülteci çocuklara dönük kültürel faaliyetler yapılabilir. Müslümanlar bunları bugün yapmayacaksa ne zaman yapacak?"

TGB: TÜRKLERİN SOSYAL KURULUŞLARI OLMAMASI BÜYÜK EKSİKLİK

Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz, mülteci akınına karşı federal ve eyalet hükümetlerinin bu sefer iyi bir sınav verdiklerini ve takdire şayan olduğunu vurguladı. Göçmen kuruluşların ise bu derece iyi bir sınav veremediğini belirten Yılmaz, "Ancak bireysel yardımlar organize edebiliyoruz. Çünkü öyle bir altyapı yok. Örneğin kiliselerin sosyal hizmet veren kuruluşları var. Biz Berlin'de bu yılın başında Muslimische Wohlfahrtsverband kurduk. Ama yeni kuruldu. Müslüman Türk toplumunun Almanya'da bu altyapıya ihtiyacı var. Nüfusumuz da yaşlanıyor, onlara destek verecek imkanlar sağlanması lazım. Her yardımı Afrika'ya götürmek yerine, burada acaba ne gibi ihtiyaçlarımız var, yarını nasıl planlayacağız, bunlara kafa yormalıyız." dedi.

Mültecilere iftarlar da verdiklerin aktaran Yılmaz, "Bunlar ufak çaplı şeyler. Çok daha iyisini yapabilmek için bunun bir yasal altyapısını sağlayan kurumlara sahip olmak, devlet destekli kaynakların oluşturulması lazım. Eyalet, federal ve AB fonlarını kullanabilme yeteneğine sahip olmamız için o kurumlara ihtiyaç var. Bizim toplumumuz o fonlardan hiç yararlanamıyor. Kiliseler o yardımları fonlardan aldıkları yardımlarla yapıyorlar." diye konuştu.

Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Başkanı Aysun Aydemir ise "Mülteciler konusunda TGD'nin pozisyonu" başlıklı bir açıklama yaparak öneri ve taleplerini duyurduklarını belirtti. Alman toplumunun çoğunun tutumun takdir eden Aydemir, "Gerçekten takdire şayan bir tavır sergileniyor. Tabi diğer yandan da mülteci binalarına saldırılar da artmakta. İyi tavra teşekkür ettiğimiz gibi, TGD olarak ırkçı saldırıların da takipçisiyiz." dedi.

TGD'nin vatandaşları mültecilere yardıma çağırdığını bildiren Aydemir, şöyle devam etti: "Alman kuruluşları, Müslüman kuruluşlar gelen Müslüman mültecilere nasıl yardımda bulunur diye soruyorlar. Türk aileleri de yardım yapmak konusunda çok istekli. Son günlerde beni sekiz aile arayıp yetim mülteci çocuklara bakmak istediklerini söyledi. Lünen'de bir dernek oradaki mültecilere mangal ikramı yapmak için başvurdu. Mülteciler TGD'de en önemli gündem. Mülteciler için örneğin kısa 'hoşgeldiniz' filmleri hazırlatmak istiyoruz. Bir bağış hesabı açıp açmamayı düşünüyoruz."

KRV UYUM MECLİSİ: SOLİNGEN VE NSU OLMAZDI!

Bünyesinde 100'ün üzerinde kentteki uyum meclislerini barındıran Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek ise başta Başbakan Merkel olmak üzere Almanya yetkililere, mültecileri kucaklayıcı tutumlarından dolayı teşekkür etti.

Keltek, "80 ve 90 yıllardaki hükümetler de böyle davransaydı Solingen faciası ve NSU terör örgütü gibi şeyler olmayacaktı." dedi. Yerleşik göçmenlere mülteciler konusunda önemli görevler düştüğünü kaydeden Keltek, "Bizim tecrübelerimiz onlar için bir olanak. Hem biz de bu toplumun bir parçasıyız, haklar talep ediyoruz. Görevlerinizi yaparsanız hak da iddia edebilirsiniz. Bizdeki yardım geleneğini göstermeli, elimizi taşın altına sokmalıyız." şeklinde konuştu.

Eyalette Başbakan Kraft'ın başlattığı Mülteciler Zirvesi'de yer alan 17 kurumdan biri olduklarını bildiren Keltek, "Yapılması gereken şeylerin teklifini orada yaptık." dedi. CİHAN
12 Eylül 2015 13:32
DİĞER HABERLER