Almanya Diyalog ve Eğitim Vakfı'ndan dayanışma çağrısı

Almanya’da Hizmetin değerlerini temsil eden Stiftung Dialog und Bildung (Almanya Diyalog ve Eğitim Vakfı) son günlerde dünyayı etkisi altına alan korona virüs ile ilgili bir basın açıklaması yayınladı.
 Koronavirüs nedeniyle dünyada ülkeler kapılarını kapatırken, halklar arasında dayanışma kültürü de yükseliyor.

Stiftung Dialog und Bildung (Almanya Diyalog ve Eğitim Vakfı)  Genel Sekreteri Ercan Karakoyun imzalı yayınlanan bildiride din-dil-ırk ayırt etmeksizin tüm insanlık için sağlıklarını tehlikeye atarak mücadele eden meslek gruplarına teşekkür edilirken, toplumun her kesimine birlikte mücadele etme çağrısında bulunuldu.

İşte Stiftung Dialog und Bildung açıklamasından satır başları:


Korona virüsü yayılmaya devam ediyor. Çin ve Güneydoğu Asya’dan Avrupa ve ABD‘ye, Afrika ve Güney Amerika’ya. İtalya ve İspanya’dan sonra, Almanya şu anda enfekte insan sayısında üçüncü sırada. Ancak bunlar her zaman anlık görüntülerdir. İstatistikler yarın yine değişmiş olacak. Soyut sayıların arkasında trajediler var. İtalya’da neredeyse her dakika Korona‘dan bir kişi ölüyor. Çoğu zaman veda etme fırsatı bile olmadan akrabalarını terk etmek zorunda kalır. Her gün korkunç haberlere şaşırıyor ve mağdurların ne hissettiklerini sadece tahmin edebiliyoruz.

İlk şok anlarından sonra, siyaset şimdi harekete geçiyor. İş dünyası ve toplum takip ediyor. Hepimiz uzmanlar tarafından önerilen ve siyasetçiler tarafından kararlaştırılan önlemleri uyguluyoruz. Almanya Şansölyesi Angela Merkel‘in halka seslenişinde vurguladığı gibi biz de biliyoruz ki durum ciddi. Ciddiye de alıyoruz.

Yavaş yavaş virüsle yaşamaya alışıyoruz, ağız ve burunlarını atkılarıyla kapatan insanlar, marketteki aralık çizgileri ve pleksiglas panelleri yavaş yavaş olağan hale geliyor. Ellerimizi düzenli olarak yıkıyor ve nerede olursak olalım diğer insanlara olan mesafemizi koruyoruz. Herkes risk grubuna ait olabilir. Virüs bu konuda ayırt etmiyor. Virüs için herkes eşit, millet, köken, cinsiyet veya din ayrımı yapmıyor. Covid-19 korkunç, ama ırkçı değil.


 
Tatiller, uçuşlar ve seyahatler çoktan iptal edildi. Evin bir köşesinde geçici bir ev ofisi kurulu. Sinemalar ve tiyatrolar, restoranlar ve spor kulüpleri, mağazalar ve fabrikalar, müşteriler ve çalışanlar için enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla geçici olarak kapatıldı. Buna rağmen her insan görevinin başında.

Hastanelerde ve huzur evlerinde, gelebilecek her şeye kendilerini hazırlayan insanlara derinden minnettarız. Doktorlar, hemşireler ve temizlik personeli şu anda dünyanın en önemli meslek grupları arasındadır. Ayrıca gıda sektöründe ve eczanelerde bize temel ihtiyaçlarımızı sağlamak için kendi sağlıklarını riske atan insanlara minnettarız. Ayrıca, günlük bakım merkezlerinde ve anaokullarında acil bakım sağlayan herkese ve ulaşımı sağlayan otobüs şoförleri ve tren makinistlerine teşekkür ediyoruz. Medyada bize gerçekçi ve muteber bilgiler sağlayan insanlara; Devlet aygıtını ortaklaşa kriz moduna geçirmek için eski anlaşmazlıkları bir kenara koyan siyasetçilere ve yetkililere; ve bilim ve araştırma alanında tüm enerjilerini bu virüsü yenecek bir tedavi veya aşı keşfetmek için sarfeden insanlara teşekkür borçluyuz.
Ayrıca, din-ırk ayırt etmeksizin tüm insanlık için dua eden din adamlarına teşekkür ederiz.


 
Daha yeni başladığı söylenen bu kriz, daha önce olağan olarak kabul edilen her şeyi sorguluyor. Ve bu durumun daha uzun süreceği konusunda hazırlıklı olmalıyız. Birkaç hafta öncesine kadar hayal bile edemediğimiz ama şimdilerde şikayet etmeden kabul ettiğimiz tüm önlemler, gerektiği kadar devam edecek. Ve en kötü ihtimalde bu önlemleri genişlete bile biliriz.

Her durumda iyiyi görmek

Durum şu an kötü olsa da güzel gelişmelere de yol açabiliyor. Krizden önce sık sık reddedilenlerin çoğu, bugün aniden hayati önem taşıyor. Şu anda dünyayı yüksek bir hızla dijitalleştiriyoruz ama aynı zamanda tekrar insanlığımızı keşfediyoruz. Tüm alanlarda. Sanki her zaman böyle yapıyormuşçasına sanal toplantılara katılıyoruz ve çalışma saatlerimizi daha esnek hale getiriyoruz. İşimizin yanında ailelerimizle ilgileniyoruz, temizlik yapıyoruz, yemek yapıyoruz, çocuklarımızın temiz hava almalarını, yeterince egzersiz yapmalarını ve bir türlü ders almalarını sağlıyoruz. Marketin önünde usluca sıramızı bekliyor ve haftalık pazarda satıcılara gereken mesafemizi koruyoruz.

Mesafeyi korumak şefkatin yeni göstergesi. Bunu çok hızlı öğrendik. Yani bu tuhaf davranışlarımız bencilliğimizden ötürü değil, her şeyden önce farkındalık ve dayanışma ifadesidir. Zira bu virüsü ancak birlikte durdurabiliriz. İnsanlarımızın ihtiyaçlarını çok dikkatli dinliyor, onlara uyum sağlıyor, sınırları aşıyor, güçleri serbest bırakıyoruz. Doğal ve spontane hareket ediyor, akıllıca ve pragmatik davranıyoruz. Birbirimiz ile. Birbirimiz için.


 
Ebeveynlerimize ve büyükanne ve büyükbabamıza, başka hastalıkları olan akrabalarımıza, arkadaşlarımıza ve meslektaşlarımıza kendimizden daha fazla önem veriyoruz. Hastalık veya güvenlik nedeniyle karantinada yaşayanlarla temas halindeyiz. Onlarla ilgileniyor ve mümkün oldukça her yerde destekliyoruz.

Birçoğumuz bu süreçte imkanları zorluyor ve kendimizi aşıyoruz. Korkular ve şüpheler bizi zorlayabilir. Bu nedenle, özellikle kriz zamanında bu tür olumsuz duygulara yer verebileceğimiz sessizlik anlarına ihtiyacımız var. İnananlar olarak Allah’a tevekkül edebilme şansındayız. Bu zor zamanın yakında bitmesi için dua edebiliriz. Allah’ın insanlara bu imtihanları omuzlama gücü vermesi için de dua edebiliriz. İnşallah tekrar güneş yüzlerimize gülümser ve insanca birlikte yaşamaya geri dönebiliriz.
Çünkü hayat devam ediyor.
03 Nisan 2020 15:12
DİĞER HABERLER