AB Komisyonu'nun bazı şartlar altında nükleer enerjiyi ve doğal gaz tesislerini sürdürebilir olarak sınıflandırma planı, Almanya ve Fransa arasında görüş ayrılığı yaratıyor. DW, konuyla ilgili merak edilenleri derledi:
AB Komisyonu'nun planında ne öngörülüyor?Ekonomik faaliyetlerin çevresel olarak sürdürebilir olup olmadığını belirleyen bir sınıflandırma sistemi olan taksonomi kurallarına ilişkin tasarı ile nükleer enerji ve doğal gaz yatırımlarının belirli şartlar altında iklim dostu olarak nitelendirilmesi planlanıyor.
AB Komisyonu'nun hazırladığı tasarıya göre, radyoaktif atıkların güvenli bir şekilde ortadan kaldırılması garanti edildiği takdirde, nükleer santrallere yapılacak yatırımların sürdürülebilir olarak sınıflandırılması öngörülüyor. Bu durumda, 2045 yılına kadar nükleer santrallerin inşasına izin verilebilecek.
Tasarıda, karbondioksit emisyonunun belirli bir düzeyin altında kalması halinde 2030 yılı sonuna kadar onay alacak doğal gaz ile çalışan enerji santrallerinin de "yeşil" olarak sınıflandırılması planlanıyor.
AB Komisyonu'nun planlarına kim destek veriyor?
Özellikle Fransa, nükleer enerjinin "iklim dostu" sayılması planlarına destek veriyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa ve AB'nin planlandığı gibi 2050 yılına kadar karbon nötr olması için nükleer enerjinin gerekli olduğunu savunuyor. Macron, ülkede Nisan ayında yapılacak seçimler öncesinde nükleer enerjiyi yeniden keşfederek, bundan kısa bir süre önce nükleer santrallerin geliştirilmesi için 1 milyar euro yatırım yapılacağını duyurdu. Dünya genelinde nükleer santralleri enerji üretiminde en fazla kullanan ülke olan Fransa, halen elektrik ihtiyacının yüzde 70'ini nükleer enerji ile karşılıyor. AB genelinde ise enerji ihtiyacının yüzde 25 kadarı nükleer santrallerde elde ediliyor.
Fransa'nın yanı sıra Polonya gibi Doğu Avrupa ülkeleri de kömüre bağlı ekonomilerini iklim korumaya daha uygun hale getirebilmek için yeni nükleer enerji santrallerine yatırımları sürdürmeyi istiyor.
Alman hükümeti nükleer enerji planlarını nasıl karşılıyor?
Alman hükümeti, doğal gazdan elde edilen enerjinin sürdürebilir sayılması planlarını olumlu karşılarken, nükleer enerji ile ilgili öneriyi ise kesinlikle reddediyor. Reuters'a konuşan bir hükümet sözcüsü, AB'nin planlarına ilişkin olarak "Nükleer enerjiden ve kömürle elektrik üretiminden vazgeçildiği göz önünde bulundurulunca, Alman hükümeti için doğal gaz karbon nötrlüğü yolunda önemli bir geçiş teknolojisi oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Sözcü, nükleer enerjinin sürdürebilir olarak sınıflandırılmasının Alman hükümeti tarafından reddedildiğinin de altını çizdi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümetinde, iklim korumayı öncelikli konu olarak gören Yeşiller'den ise daha sert bir tepki geldi. Yeşiller partisi üyesi Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, "Özellikle de nükleer enerjiyi sürdürebilir olarak nitelendirmek, yüksek risk içeren bu teknoloji için çok yanlış" ifadesini kullandı. Habeck, "AB Komisyonu'nun yeni önerilerinin onaylanacağını düşünmüyoruz" dedi.
Yeşiller üyesi Çevre Bakanı Steffi Lemke de planları "kesinlikle yanlış" olarak nitelendirerek, korkunç çevre felaketlerine yol açabilecek bir enerji şeklinin "sürdürülebilir" sayılamayacağını söyledi.
Diğer ülkelerden nasıl tepkiler geldi?
Almanya'nın yanı sıra Avusturya, Lüksemburg, Danimarka ve Portekiz AB'nin nükleer enerjiyi sürdürebilir olarak sınıflandırması planlarına karşı çıkıyor. Hafta sonunda sert bir tepki de Avusturya'dan geldi. Avusturya İklim Koruma Bakanı Leonore Gewessler, nükleer enerji ve doğal gazın sürdürebilir olarak sınıflandırılması halinde hukuki yollara başvurma tehdidinde bulundu. Gewessler sosyal medya hesabından "Bu planlar hayata geçerse, dava açacağız" ifadesini kullandı.
Önümüzdeki süreçte ne olacak?
AB Komisyonu hazırladığı taslağı üye ülkelere göndermesi ile konsültasyon için gereken iki haftalık süre başladı. AB'ye üye ülkeler 12 Ocak'a kadar tasarı hakkındaki görüşlerini bildirecek. Ocak ayı ortasında AB Komisyonu'nun tasarıya nihai şeklini vermesi bekleniyor. AB nüfusunun en az yüzde 65'ini temsil eden 20 ülkenin itirazı halinde veya Avrupa Parlamentosu'nda en az 353 milletvekilinin reddetmesi durumunda, AB Komisyonu'nun planları hayata geçirilemeyecek. Ancak bu pek gerçekçi görünmüyor. Nükleer enerji ile ilgili düzenlemeye sadece Almanya, Avusturya, Danimarka, Portekiz ve Lüksemburg kesinlikle karşı çıkıyor. Doğal gaz önerisine itiraz konusunda da çoğunluğun sağlanması mümkün görünmüyor.