Solingen'de yaşanan saldırı sonrasında Almanya, sığınmacı ve mülteci politikasında kapsamlı değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Sosyal yardımların kesilmesi ve kitlesel sınır dışı uygulamaları gündemde.
Almanya'nın Solingen kentinde geçen Cuma meydana gelen ve üç kişinin ölümüne neden olan bıçaklı saldırının ardından, özellikle sığınmacı ve mültecilerle ilgili bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair tartışmalar en üst düzeyde devam ediyor.
DW Türkçe'nin haberine göre federal koalisyon hükümetinin küçük ortağı FDP'nin (Hür Demokrat Parti) Genel Başkanı ve Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, sığınmacılara sağlanan sosyal yardımların daha da kısıtlanması önerisini dile getirdi. Bir televizyon programına katılan Lindner, koalisyonun diğer iki ortağı olan SPD (Sosyal Demokrat Parti) ve Yeşiller'e, yasal olarak Almanya'da kalma hakkı olmayan sığınmacılara, Almanların vergilerinden elde edilen paralardan bundan böyle "sıfır euro" aktarılmasını önerdiğini belirtti. Lindner sözlerinin devamında, Almanya'yı terk etmek zorunda olan sığınmacılara yapılması gereken tek sosyal yardımın, "ülkelerine dönüş için bilet parası" olması gerektiğini savundu.
"Dublin Süreci'ne göre iltica başvurusunda bulunanlar Avrupa içinde kendine bir yer seçme hakkına sahip değil" diyen Maliye Bakanı, Dublin Anlaşması uyarınca sığınmacıların iltica işlemlerinin, Avrupa Birliği'ne (AB) hangi ülkede ayak bastılar ise orada yapılmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Christian Lindner konuyla ilgili sözlerini şöyle tamamladı: "Avrupa topraklarına örneğin Bulgaristan'dan giren insanların Almanya'ya gelmeleri hiçbir şekilde teşvik edilmemeli."
Silah yasasının sertleştirilmesi
Bild ve Süddeutsche Zeitung gazetelerinin haberlerine göre federal hükümet bugünlerde kapsamlı bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Bu çalışma kapsamında, Maliye Bakanı Lindner'in dile getirdiği sosyal yardımların kesilmesi, silah kullanan sığınmacıların daha kolay sınır dışı edilebilmeleri ve polisin yetkilerinin arttırılması, tartışılan konu başlıkları arasında öne çıkıyor.
Bu bağlamda, örneğin tren istasyonlarının da güvenliğinden sorumlu olan Federal Emniyet Teşkilatı'nda görev yapan polislere, herhangi bir kişi ile ilgili şüphe olmaksızın üst arama hakkı tanınması ve bu sayede silahlara el konulmasının kolaylaştırılması düşünülüyor. Tartışılan bir başka konu da, İçişleri Bakanı Nancy Faeser tarafından gündeme getirilen, insanların yanında taşıdığı bıçakların kesici kısmının uzunluğunun aşağıya çekilmesi.
Ekonomi Bakanı Habeck: Merz'in önerisi sorumsuzca
Almanya'da bir süredir anketlerde birinci sırada olan muhalefet partisi CDU'nun Genel Başkanı Friedrich Merz, Solingen'deki saldırının ardından "ulusal acil durum" ilan edilmesi talebini dile getirmişti. Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck, hafta sonunda eyalet seçimlerinin yapılacağı Saksonya'nın Leipzig kentinde katıldığı bir seçim kampanyası etkinliğinde, Merz'in bu önerisine "Bu problemi çözmek değil, bu sorumsuzluk" ifadesi ile yanıt vermişti.
Merz, talep ettiği "ulusal acil durum" ya da bir başka tabirle olağanüstü hal ilan ile Almanya'nın, ülkeye gelmeden önce AB sınırlarından içeri başka bir ülkeden gelen göçmenlerin, AB hukukuna bağlı kalma zorunluluğu olmaksızın sınır dışı edilebileceğini savunuyor. Robert Habeck, Leipzig'teki konuşmasında, böyle bir adımın AB içinde büyük kırılmalara neden olacağını öne sürdü.
SPD: Yararlı olacak her şeyi tartışmalıyızİktidardaki koalisyonun büyük ortağı olan SPD'nin Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil ise, Rheinische Post gazetesine verdiği röportajda, şu an "kör bir aksiyonizm" içinde olunmaması gerektiğini ifade etti. "Ben Almanya'da güvenliğin tesisi için gerçekten yararlı olacak her şeyin gözden geçirilmesine hazırım. Kör bir aksiyonizm doğru yol değildir, önerilerin daha somut olması gerek" diyen Klingbeil, Afganistan ve Suriye'ye sınır dışı uygulamalarının hemen hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Güvenlik kurumlarına da, "İslamcı teröristlerin radikalleştirme yapılarını" daha iyi mercek altına alabilmeleri için olanaklar sağlanmasının gerekli olduğunu aktaran SPD Eş Genel Başkanı, sosyal medyada nefret söylemlerini yayan kişilerin bu imkanlardan yoksun bırakılmasının şart olduğunu vurguladı.
Başbakan Scholz'dan geniş katılımlı toplantı çağrısı
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da, eyalet yönetimleri ve ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile bir araya gelerek konuyu kapsamlı bir şekilde ele alacaklarını dile getirdi. Scholz, İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in, "İvedilikle Eyalet Başbakanları Konferansı'nın başkanı ile başkan yardımcısını, en büyük muhalefet partisinin temsilcilerini ve ilgili federal kurumların gizli ve hedefe yönelik görüşmelere davet edeceğini" belirterek, söz konusu görüşmelerde iltica başvurusu reddedilmiş olan kişilerin ülkelerine gönderilmesi, İslamcı terörle mücadele ve silah yasasında değişiklikler gibi konuların masaya yatırılacağını vurguladı.
Scholz oluşturulacak bu çalışma grubuyla, Salı günü Solingen saldırısı hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya geldiği CDU (Hristiyan Demokrat Birlik) Genel Başkanı Friedrich Merz'in çıkışını da karşılıksız bırakmamış oluyor. Merz'in talebi, hükümet ve muhalefetten birer temsilcinin bir araya gelerek yasa değişiklikleri konusunda birlikte çalışma yapmaları yönünde idi.
Geçen yıl yaptığı bir açıklamada "kapsamlı sınır dışıların" başlayacağını bildiren Scholz, bu konuyu yeniden gündeme getirerek 2024'ün ilk altı ayında, geçen senenin aynı dönemine göre sınır dışı edilenlerin sayısının yüzde 25 arttığını ancak bunun da yeterli olmadığını belirtti. Federal hükümetin yasa dışı göçü engellemek için çaba göstermeye devam edeceğini ifade eden Scholz, "geçen hafta sonundan bu yana, federal hükümet içinde yoğun bir biçimde görüştüğümüz yeni yasal önlemler de bu çabanın bir parçası" dedi.
Solingen'de ne olmuştu?
Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yer alan Solingen kentinde, kentin kuruluşunun 650'nci yıl dönümü şenliklerinde İslamcı olduğu ifade edilen 26 yaşındaki Suriyeli İssa el H. isimli zanlı, rastgele insanları bıçaklayarak üç kişiyi öldürmüş, bazıları ağır olmak üzere sekiz kişiyi yaralamıştı.
Federal Savcılık, güvenlik güçlerine teslim olan ve şu anda tutuklu bulunan zanlı hakkında, saldırıyı üstlenen terör örgütü IŞİD'e üye olduğu şüphesiyle soruşturma başlattı. Tutuklu zanlı hakkında geçen yıl Bulgaristan'a sınır dışı edilmesi yönünde karar çıktığı ancak ilgili makamların bu kararı uygulayamadıkları bildiriliyor.