Almanya İçişleri Bakanlığı, İslam Konferansı'nı yeniden yapılandırmak istiyor. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Markus Kerber, Bild gazetesine yaptığı açıklamada Almanya'da örgütlü olmayan Müslümanların da İslam Konferansı'nda yer almasını istediklerini söyledi. Kasım ayında yapılması planlanan İslam Konferansı genel kurul toplantısına örgütlerin yanı sıra Müslümanları temsilen bireylerin de davet edilmesi öngörülüyor. 

İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Kerber, yeniden yapılan İslam Konferansı'nın görevinin Almanya'daki Müslümanların "Almanya'ya ait olan” yeni bir İslam tanımı yapması olacağını ifade etti. Kerber, bunun Alman anayasası temelinde bir "Alman İslamı” olacağını kaydetti.

Türkiye'nin Almanya'yı etkilemesine izin vermeyeceklerini belirten Kerber, "Müslüman Alman vatandaşlarının çıkarlarını daha iyi koruyabilmek için” bunun gerekli olduğunu dile getirdi. Başbakan Angela Merkel'in 2017 yılında "Türkiye'nin her türlü müdahalesine izin verilemeyeceğini” söylediğini hatırlatan Kerber, "Mesut Özil'in yanı sıra Türkiye kökenli milyonlarca Alman vatandaşı bizim bir parçamız” şeklinde konuştu.

Müsteşar Kerber, İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in "İslam Almanaya'ya ait değil” sözlerine ilişkin soruyu da, "İslam'ın Almanya'ya ait olup olmadığı cümlesi hakkında uzun süre tartışılabilir. Bakan Seehofer'in şu tespiti son derece açık: İslam Almanya'ya ait değil, ama Almanya'da yaşayan Müslümanlar ait” sözleriyle yanıtladı. Kerber, bir Alman İslamı olup olmayacağı sorusuna ise Almanya'da yaşayan Müslümanların yanıt verebileceğini kaydetti.

Eski İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından 2006 yılında hayata geçirilen İslam Konferansı, Almanya'da yaşayan Müslümanlar ile devlet arasında diyalog forumu oluşturulmasını hedefliyordu. Kerber, o dönemde ilgili dairenin başkanı olarak İslam Konferansı'nın hayata geçirilmesine katkı sağlamıştı. Müslüman örgütlerin davet edildiği İslam Konferansı'nda İslam'ın Almanya'da kurumsallaşması için çalışmalarda bulunulmuştu.

Şubat ayında göreve başlayan İçişleri Bakanı Seehofer, Alman İslam Konferansı’nın çalışmalarına devam edip etmeyeceği yönündeki soruları yanıtsız bırakmıştı.