Almanya'da ırkçılık ve aşırı sağ suçlarla etkili mücadele için bir önlem paketi hazırlandı. Buna göre anayasadan "ırk" kavramı çıkarılacak, ırkçılıkla mücadele için özel birimler oluşturulacak.
Alman hükümeti, ırkçılık ve aşırı sağla mücadeleyi güçlendirmek amacıyla kapsamlı bir eylem planını uygulamaya hazırlanıyor.
Parlamentoda konu ile ilgili oluşturulan hükümet komisyonu tarafından hazırlanan ve kabul edilen eylem paketi tasarısı aşırı sağ ve ırkçılıkla mücadeleyi hedefleyen ayrı ayrı 89 maddeden oluşuyor.
Bu bağlamda Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) uzun zamandır talep ettiği, ancak Hristiyan Birlik partilerinin (CDU-CSU) kuşkuyla yaklaştığı Demokrasiyi Teşfik Yasası da yürürlüğe girecek. Eylem paketinin yürürlüğe girebilmesi için federal hükümet tarafından bir bütün olarak onaylanması gerekiyor.
Bir milyar euro kaynak
Hükümetin hayata geçirmeyi istediği önlem paketiyle "aşırı sağcı eğilimler ve ırkçılığın nedenlerini daha iyi anlamayı, aşırı sağcıların eylemlerine güçlü bir devlet olarak yanıtlar verebilmeyi ve demokratik sivil toplumu desteklemeyi hedeflediği" bildirildi.Komisyondan yapılan açıklamada, "federal hükümetin her türlü aşırı sağcılığa ve ırkçılığa karşı kararlı bir şekilde hareket ettiği" vurgulanarak hükümetin 2021-2024 yılları arasında uygulanacak projeler için 1 milyar eurodan fazla kaynak ayıracağı kaydedildi.
İlgili projelerin ve girişimlerin sabit şekilde desteklenmesini sağlayacak Demokrasi Teşvik Yasası ile ilgili ayrıntıların ise İçişleri ve Aile Bakanlıkları tarafından kısa süre içerisinde duyurulacağı bildirildi.
Federal Aile Bakanı Franziska Giffey, komisyonun "önemli bir adım attığını" söyledi. "Demokrasimizin tehlikede olduğu zamanlarda yaşıyoruz" diye konuşan Bakan, "Aşırılık yanlıları ve antisemitik saldırılar, komplo teorisyenlerinin eylemleri ve günlük yaşamda Yahudilere veya göçmenlere yönelik saldırılar. Bunlara karşı kararlı bir şekilde duruyoruz ve demokrasiyi teşvik etmek üzere çıkarılacak yasa bunun için istikrarlı bir temel olacaktır" diye konuştu.
Federal Adalet Bakanı Christine Lambrecht ise önlemler arasında yer alan ve insanları hedef gösteren listeleri hazırlayanların açıkça cezalandırmasını düzenleyen maddeye vurgu yaptı. Lambrecht, ayrıca antisemitik veya ırkçı kışkırtma eylemlerinin de "halkı isyana teşvik suçu" dışında ayrı bir suç olarak değerlendirilmesinin pakette yer aldığına işaret etti.
"Irk" ifadesi anayasadan çıkıyor
Lambrecht ayrıca "ırk" teriminin anayasadan çıkartılacağını belirterek "Bunun yerine hem güncel olan hem de anayasanın 'bir daha asla ırkçılık olmayacak' şeklindeki iradesine uyan bir ifade seçilecek" diye konuştu.
Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz da ilk kez "Irkçılığı ve aşırı sağı her alanda tanımak, tanımlamak ve bunlarla tutarlı bir şekilde mücadele etmek için geniş kapsamlı bir önlem paketi hazarlandı" dedi.
Bakan, paketin yürürlüğe girmesiyle birlikte "güvenlik otoritelerinin ve ceza hukukunun güçlendirilmesi, daha fazla önleme, daha iyi veri toplama, destek yapılarının güçlendirilmesi, mağdurların bakış açısının dahil edilmesi ve çoğulcu toplum yapısına uygun olarak fırsat eşitliğinin ön planda tutulacak olmasını" övdü.
Widmann-Mauz, ırkçılığa karşı bir danışma merkezi ve merkezi bir yardım hattı kurularak ırkçılıktan etkilenenlere destek sağlama planını ise bir "kilometre taşı" olarak nitelendirdi.
Bakan, komisyonun çalışmalarının tamamlanmadığını da sözlerine ekleyerek "Irkçılıkla mücadele, bizi uzun süre meşgul edecek kalıcı bir görev" diye konuştu.