Alman aşırı sağcı grupların binlerce kişiyi kapsayan "düşman listeleri" oluşturdukları ortaya çıktı. Listedekilerden sadece üçünün durumdan haberdar edildiği bildiriliyor.
Almanya'daki şiddete yatkın aşırı sağcı grupların "düşman listeleri" oluşturduğu, bu listelerde telefon numaraları ve adresleriyle birlikte 25 bini aşkın kişinin yer aldığı bildirildi.
Alman "Yazıişleri Ağı"na bağlı gazetelerde yayımlanan ve hükümetin Sol Parti'nin soru önergesine verdiği yanıta dayandırılan haberde kayıtların 2011 yılından bu yana sürdürülen polis baskını ve tutuklamalar sırasında ele geçirildiği belirtildi.
Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü hakkında yürütülen soruşturmada 2011 yılı sonuna kadar 10 bin verilik listeye ulaşıldığı, en kalabalık listenin ise geçen yıl "Nordkreuz" adlı aşırı sağcı grup hakkında yürütülen soruşturmada ele geçirildiği bildirildi. Aşırı sağcı terör zanlısı Alman ordu mensubu Franco A. ile iki suç ortağı hakkında başlatılan soruşturmada da 32 kişilik "düşman listesi"ne ulaşıldığı kaydedildi. Toplamda 25 bini aşkın kişinin "düşman listeleri"nde yer aldığı tespit edildi.
Listedekilere neden haber verilmedi?
Federal hükümetin Sol Parti soru önergesine verdiği yanıtta, "Federal Emniyet Teşkilatı'nın (BKA) NSU soruşturması kapsamında 2011 yılında ilgili eyalet emniyet teşkilatlarına adres listeleriyle ilgili bilgi verdiği" belirtildi. Ancak eyalet emniyet teşkilatlarının 2017 yılında sadece üç kişiyi listede adının geçtiği yönünde bilgilendirdiği ortaya çıktı.
"Nordkreuz" soruşturmasında da BKA'nın ilgili eyaletlerin yetkili birimlerini bilgilendirdiği, ancak "tehlike değerlendirmesi sonucu listedeki kişilere bilgilendirme yapılmadığı" kaydedildi.
Sol Parti'den hükümete sert eleştiri
Federal hükümetin Sol Parti soru önergesine verdiği yanıtlar, çeşitli aşırı sağcı grupların "düşman listeleri"nde yer alan tehdit altındaki 25 bini aşkın kişiyle ilgili federal ve eyalet birimlerinde ortak bir kayıt sisteminin bulunmadığını ortaya çıkardı. Sol Parti Federal Meclis Grubunun sağ radikalizm uzmanı Martina Renner koalisyon hükümetini sağcı terör tehlikesini görmezden gelmekle suçladı.
Renner "Yazıişleri Ağı"na yaptığı açıklamada "BKA'nın on binlerce kişiden birkaçına dahi listelerde adının geçtiğini bildirmemesinin başka türlü izah edilemeyeceğini" söyledi. Aşırı sağcı cinayet ve saldırıların gerçek bir tehdit olduğunu vurgulayan Renner, "Terör soruşturmalarını Federal Başsavcı yürütürken tehdit altındaki şahısların Federal Emniyet Teşkilatı tarafından bizzat bilgilendirilmemesini akılm almıyor. NSU örneği ortadayken ele geçirilen düşman listelerinin merkezi bir şekilde kayıt altına alınması gerekir" diye konuştu.
DW