Geride kalan 1 Mayıs‘ta aşırı sağcı ve neonazi grupların Almanya’nın iki kentinde adeta gövde gösterisi yapması ve polisin yaşananlara seyirci kalmasının yankıları sürüyor.
Amerikanın Sesi'nde yer alan haberde Çarşamba günü Almanya’nın doğusundaki Saksonya eyaletinin Plauen kentinde ve batıda Kuzey Ren Vestfalya’da Türklerin de yoğun yaşadığı Duisburg'da, neonaziler, trampet, meşale ve bayrak ve üniformalarla yollara dökülerek, Nazi dönemini hatırlatan gösteriler gerçekleştirdi.
Polis ise, göstericilerin suç teşkil eden bir tavır almadığını açıklayarak, ırkçı gösterilere izin verdi. Duisburg'da "Die Rechte" (Sağ Parti) adlı parti tarafından organize edilen yürüyüşe bir neonazi Hitler kılığında ve saç kesimiyle geldi, olaya polis müdahale etmedi.
Sağ Parti'nin Duisburg'daki yürüyüşüne Hitler saç kesimiyle gelen bir Hollandalı (1 Mayıs 2019)
Plauen'deki yürüyüşü "Der Dritte Weg" (Üçüncü Yol) isimli parti düzenledi. Yürüyüşe katılanların Hitler döneminde kısaca "SA" (Fırtına Birliği) olarak isimlendirilen askeri birliği anımsatan üniformalarla yürümeleri ve ellerinde Nazi döneminde akşamları yapılan geçit törenlerindeki gibi meşale taşımaları görenleri şoke etti.
Göçmen kuruluşlarının ve muhalefetteki Yeşiller’le, Sol Parti’nin konuyla ilgili şikayetlerini cevaplandıran emniyet yetkilileri, her iki yürüyüşte yasaları çiğneyen sloganlar atılmadığını, meşale taşımanın da yasak olmadığını belirtti.
Alman Yahudi Cemaati Başkanı Josef Schuster, yaşananları "ürkütücü ve tiksindirici" olarak tanımlarken, her iki yürüyüşün de Nazi döneminde yaşamını yitiren milyonlarca Yahudinin anısı için düzenlenen Shoa anma gününden bir gün önce yapılmasını "kabul edilemez bir durum" olarak niteledi.
Sol Parti, Hitler’in iktidarı ele geçirdiği dönemdeki günleri anımsatan bu yürüyüşlere nasıl izin verildiğinin parlamento komisyonlarında araştırılmasını istedi. "Die Rechte" ve "Der Dritte Weg" adlı ırkçı partiler, önümüzdeki 26 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine de katılıyor.
Özellikle göçmenleri ve ülkede yaşayan Yahudileri ürküten ve "Almanya nereye gidiyor" sorusunu da beraberinde getiren gösterilerle ilgili tartışmalar sürerken, Almanya İçişleri Bakanlığı, ülkede 24 bin civarında aşırı sağcı olduğunu ve bunların 12 bin 700‘ünün şiddete eğilimli olduğunu açıkladı.
İçişleri Bakanlığı, aşırı sağcıların giderek radikalleşme riskinin ciddiye alınması gereken bir boyuta ulaştığını da açıkladı. Almanya Kriminal Dairesi (BKA) ülkede her an saldırı yapma riski taşıyan 33 aşırı sağcı teröristin bulunduğu ve bu sayının geçen yıl 22 olduğuna yönelik açıklama yapmıştı.
Almanya iç istihbaratı Anayasayı Koruma Teşkilatı ise, geçen hafta basına sızan bir gizli rapora göre, aşırı sağcı grupların, iç savaş hazırlığı yaptığını kaydetti. Aşırı sağcıların iletişimlerini öncelikle internet üzerinden sağladıklarına işaret edilen raporda, küçük grupların bombalı saldırı planları yaptığı da belirtildi.
Şiddet yanlısı aşırı sağcılardan gelecek tehlikenin arttığına işaret edilen raporda, söz konusu kişilerin büyük çoğunluğunun 30 yaş üzerinde erkekler olduğu ve aralarında polis ve askerlerin de bulunduğu kaydedildi.
Geçen yıl Ağustos ayında Frankfurt kentinde Türkiye kökenli bir avukata gönderilen tehdit mektubu, Federal Ordu’nun yanı sıra, Alman polis teşkilatı içerisinde ırkçı ve aşırı sağcı bir yapılanmanın varlığını ortaya çıkarmış, olayla ilgili 38 polis açığa alınmıştı.
Avukatın kimlik bilgilerine bakıldığı sırada bilgisayara erişimi bulunan polis memurlarının, internet üzerinden oluşturdukları grupta birbirlerine gamalı haç ve Hitler'in fotoğraflarıyla yabancı düşmanlığı içeren mesajlar gönderdiği belirlenmişti.