''Yeni göç yasasının Almanya’ya iltica eden Türk vatandaşı mülteciler, aile birleşimiyle ülkeye yerleşenler ve işçi olmak için Türkiye’de Almanya’ya başvurmayı bekleyenler için yeni fırsatlar oluşturması bekleniyor.''
Dr. Oktay Yaman / Panaroma News
Alman yeni göç yasası ve Türk vatandaşı mülteciler
Alman hükümeti bu yılın ortalarında yeni göç yasasını Parlamento’nun, ardından da Eyalet Temsilciler Meclisi’nin (Bundesrat) onayına sunacak. Merkel başkanlığındaki Hıristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokratlar meclis çoğunluğuna sahip oldukları için yasa kuvvetle muhtemel yürürlüğe girecek.
Yeni göç yasasının Almanya’ya iltica eden Türk vatandaşı mülteciler, aile birleşimiyle ülkeye yerleşenler ve işçi olmak için Türkiye’de Almanya’ya başvurmayı bekleyenler için yeni fırsatlar oluşturması bekleniyor.
Konuyu Federal Mecliste yakinen takip ediyoruz. Üzerinde mutabık kalınan tasarıda yer alan maddelerdeki içerikler, Parlamento müzakerelerinde altı çizilen noktalarda dikkat çekenler ve farklı vekillerle yaptığımız röportajlardan edindiklerimizden hareketle öncelikle şu soruları cevaplandıralım:
Bu yasa iltica başvurusu sonuçlanan ve ‘istisnai oturum izni’ (Duldung) ibareli geçici ikamet belgesi verilen kişileri nasıl etkileyecek?
Türkiye’den diploma sahibi akademisyen mültecilerin durumu ne olacak?
Yeni göç yasasıyla 1,2 ila 1,5 milyon yabancı işçi alacak Almanya’nın başvurulara Türkiye’yi de dahil etmesiyle ülkeye yerleşmek için bekleyen Türk vatandaşları için süreç kolay işleyecek mi?
Sırasıyla irdeleyelim: Federal Göç ve Mülteci Dairesi (BAMF) verilerine göre Almanya’yı terk etmesi öngörülen yaklaşık 175 bin kişiye geçici ikamet izni verildiği için bu kişiler sınır dışı edilmiyor. Duldung isimli ikamet belgesi kalıcı oturum izni olmadığı için yeni göç yasasının bu statüye sahip birçok kişiyi güvenli statüye kavuşturması bekleniyor.
Diploma sahipleriyle ilgili: Bugüne kadar örneğin Türkiye’de kalifiye olmuş meslek eğitimi diploması olanlarla üniversite mezunu akademisyen mülteciler (bazı istisnalar hariç) Federal Çalışma Ajansı’nın öngördüğü mesleklerde çalışabiliyorlardı. Yeni göç yasasıyla bu durumun değişeceği ifade ediliyor. Peki, diploma sahipleri için en büyük fırsat ne olacak? Kendi mesleklerine geçişleri kolaylaşacak.
Türkiye’den Almanya’ya göç etmek isteyenlerle ilgili olarak ise 61 branşta iş imkanı oluşacak olması (inşaat ustalığı, metal işçiliği, hemşirelik, yaşlı/hasta bakıcılığı, vs.) birçok kişiye yarayacak.
Almanya’da iş anlaşması imzalayıp çalışmaya başlayanlara oturum hakkı tanınacak olması ileriki yıllarda aile birleşimlerini de kolaylaştıracak. Elbette ki Almanca dil öğrenimi gibi kriterlerin yerine getirilmesi şartıyla.
Merkel hükümeti geçen haftalarda göç yasası öncesi önemli bir adım attı. Federal Çalışma Ajansı’yla yeni bir anlaşma imzaladı. Mültecilerin öncelikle kendi eğitim sahalarında iş piyasalarına geçişlerini kolaylaştırmak hedefiyle bazı bürokratik engelleri kaldırdı. İşbirliğinin ana hedefi ise dil kurslarından istihdam piyasasına geçişi hızlandırma. Mültecilerin en büyük sorunu da bu.
Yukarıdaki anlaşma özellikle Türk vatandaşları için önem arz ediyor. Bize ulaşan bilgilere göre diploma sahibi Türklerin büyük bir çoğunluğu diğer mültecilere kıyasla kendi alanlarında çalışamıyor. Hükümetin imzaladığı anlaşma diplomaların tanınmasını da hızlandıracak. Ana hedef üniversite ve meslek eğitimi diplomalarına denklik verilmesi. Bazı diplomalar için ise süresi kısaltılmış ek kurslarla tanıma sürecinin kısaltılması hedefleniyor.
Yine hükümetin verilerine göre geçen yıl mülteciler arasında sigortalı bir işe girenlerin sayısı 95 bin artarak 298 bine ulaşmış. Bu sayede bu kişilerden 119 bini sosyal yardım parası almayarak kendi geçimini temin eder duruma gelmiş. Yeterli mi? Değil. Fakat yine de önemli bir başarı.
Bir röportajımızda Türk vatandaşlarıyla ilgili şöyle bir tespit yapıldı: “Çok iyi eğitimli üniversite mezunları ile Türkiye’de kalifiye olmuş meslek eğitimi diplomalı başarılı kişilerin piyasaya geçişlerinin hızlandırılması hedefler arasında yer alıyor.” Bunun anlamı şu: Bu grupla ilgili daha istenilen başarılı sonuçlara ulaşılmadı. Mültecilerin ifadesiyle: “Diplomalarımız tanınmalı, mağduruz.”