Almanya'nın yeni başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, güçlü hitabet yeteneği ile öne çıkıyor. Siyasi hayatı Merkel'den önce ve sonra ikiye ayrılan Merz, memleketi Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Sauerland bölgesinden geliyor.
69 yaşındaki Merz, bir Katolik ve babasının mesleğini seçmiş bir hukukçu. Siyasi kariyerinde iyi ve keskin bir konuşmacı olarak dikkatleri üzerine çeken Merz, 1989 yılında, henüz 33 yaşındayken, Avrupa Parlamentosu'na seçildi. Beş yıllık Avrupa deneyiminin ardından siyaseti Federal Alman Meclisi'nde sürdürmeye başladı.
Merkel'den önce ve sonraMerz, 2000 yılında Hristiyan Birlik partilerinin meclis grup başkanı oldu. Ancak 2002 yılında bu görevi, kendisini görevden alan ve üç yıl sonra başbakan olan dönemin CDU lideri Angela Merkel'e bırakmak zorunda kaldı. Merkel'in 2002 yılında CDU/CSU meclis grubunun başkanlığını, 2005 yılında da başbakanlık görevini devralmasının ardından Merkel'den daha muhafazakâr görüşlere sahip olan ve eski Başbakan ile pek iyi anlaşamadığı bilinen Merz, siyaset sahnesinden çekildi.
Özel sektör ve geri dönüşSiyaseti bırakmasının ardından özel sektöre geçen Friedrich Merz, 2005-2021 yılları arasında uluslararası bir hukuk bürosunda çalıştı. 2016-2020 yılları arasındaysa dünyanın en büyük küresel yatırım yönetimi şirketi BlackRock'ın yönetim kurulunda yer aldı. Merz'in bir finans devinde yıllarca lobicilik faaliyetlerinde bulunması bugün hâlâ kendisine yöneltilen eleştirilerden biri. Merkel'in başbakanlığa aday olmamasının ardından Merz, 12 yıllık araya son vererek 2021 yılında Federal Meclis'e geri döndü. CDU liderliğine talip olan ve genel başkanlık seçimini iki kez kaybeden Merz, ancak 2022 yılındaki üçüncü denemesinde genel başkan seçilmeyi başardı. Eylül 2024'te de Merz'in başbakan adaylığı konusunda CDU ve CSU arasında uzlaşma sağlandı.
Muhafazakâr görüşleriBir odaya girdiğinde hemen dikkatleri üzerine çeken Merz, cana yakın ve espritüel bir kişi olarak biliniyor. Ancak Merz'in sohbet ettiği veya tartıştığı kişilere tepeden bakması, bir siyasetçi olarak kendisine avantajdan ziyade dezavantaj sağlıyor. Merz'in lehine olmayan bir diğer önemli faktör de kadınların gözünde olumsuz bir imaja sahip olması. 1990'lı yıllarda kürtaj yasasının serbestleştirilmesi yasasına hayır oyu veren Merz'in 1997 yılında da evlilik içi tecavüzün diğer tecavüz vakaları gibi ceza kapsamına alınmasına yönelik önergeye hayır demesi, bugün peşini bırakmayan siyasi kararları arasında. Bugün partinin muhafazakâr kanadını temsil eden Merz, nükleer enerji kullanımını, bürokrasinin azaltılmasını ve daha liberal bir ekonomi politikasını savunuyor. Ancak seçimlere haftalar kala Merz'in Almanya gündemine damgasını vurmasının nedeni bunlar değil, göç.
Göç ve iltica politikalarıDaha sıkı bir göç ve iltica politikası talebini geçmişte de dile getiren Merz, "yabancılarla mevcut olan sorunlardan" da sıkça bahsetmiş bir siyasetçi. 2023 yılında verdiği bir röportajda, Merz, Almanya'daki Müslüman kökenli çocuklarla ilgili olarak "küçük paşalar" ifadesini kullanarak tepkileri üzerine çekmişti. Ocak ayı sonunda ise Merz Almanya tarihine geçen bir gelişmenin altına imzasını attı. İltica ve göç politikalarının sertleştirilmesine yönelik talepler içeren önergesini aşırı sağcı AfD desteğini alarak meclisten geçiren Merz, Alman toplumunun sert tepkisini çekti. Merz'e toplumun çeşitli kesimleri tarafından aşırı sağı normalleştirme eleştirisi yöneltiliyor. Bu oylama sonrasında ülkenin dört bir yanında Merz ve AfD karşıtı protestolar düzenlendi. Ancak son haftalarda yapılan anketler, Merz'in söz konusu hamlesinin ardından kayda değer bir oy kaybına uğramadığını ortaya koyuyor.
Türkiye'ye bakışıFriedrich Merz, tıpkı CDU'lu eski başbakan Angela Merkel gibi Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı ama aynı zamanda jeostratejik konumu nedeniyle Almanya-Türkiye ilişkilerine önem veriyor. Basına yaptığı açıklamalarda "AB'ye üyeliği dışında her seçeneği konuşmaya hazırız" diyen Merz, yakın siyasi ve ekonomik ilişkiler istediğini söylediği Türkiye ile AB arasında bir serbest ticaret alanı oluşturulması önerisini dile getirmişti. Merz, Türkiye'ye ev sahipliği yaptığı mülteciler için daha fazla mali destek verilmesini savunan, yeni bir Mülteci Mutabakatı'nın müzakere edilmesinden yana olan bir siyasetçi. Partisini daha muhafazakar bir çizgiye kaydıran Merz'ın liderliğindeki CDU'nun Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırladığı seçim programında Avrupa için stratejik öneme sahip Türkiye ile iyi siyasi ve ekonomik ilişkilerin önemine vurgu yapılmış, "Şu anda AB'nin değerlerinden uzaklaşan Türkiye'nin bu nedenle AB'ye katılamadığı için üzüntü duyuyoruz" denilmişti.