İşte o yazı

***

Türkiye ile Almanya ilişkileri aslında iki bilinmeyenli denklem gibidir. Çözümü çok basit ama sorulduğunda soru çok zor gibi anlaşılır. Türkiye’nin iç politikası çoğu zaman Almanya’nın dış politikası olarak gözükürken, Almanya’nın iç politik sorunları ise Türkiye’nin dış politikasında belli başlı konuları oluşturur. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Parlamentosu seçimlerinden bir gün önce yapacağı Köln ziyareti de daha başlamadan her iki ülke için politik sorun olmaya başladı. 

Alman medyası Soma’da yaşanan maden faciası üzerinden Başbakan Erdoğan’a yönelik sert açıklamalar yaptı. Hiçbir medya kurumu ne tekmeyi ne de tokadı es geçti. Başbakan Angela Merkel ise Köln öncesi 23 Mayıs’ta yapılması planlanan görüşmeyi programının çok dolu olduğunu belirterek iptal etti. AP seçimleri öncesi bu iptal her ne kadar anlaşılır olsa da bunun Soma faciası sonrası yaşanan Türk-Alman Medya Savaşlarının bir yansıması olduğu da düşünülmelidir.

Ama bu kez hem Sosyal Demokrat hem de Yeşiller gibi Türkiye’nin AB sürecine destek veren partilerden etkili kişilerin de Erdoğan aleyhinde açıklamalar yapmaları bunun aslında genel olarak Alman halkının son olaylar sonrası Başbakan Erdoğan’a karşı net bir tavrı olduğunu kesinleştiriyor.

Yine Alman Cumhurbaşkanı Gauck’un yakın tarihte yaptığı ziyaret sırasında yaşananlar ve Başbakan’ın ‘Bunların akıl hocaları Ateist Aleviler’ açıklaması ile başlayan zıtlaşmanın bir yansıması olarak Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, tüm Avrupa genelinde örgütlenmeyle aynı tarihte Köln’de bir gösteri yapmayı planlıyor.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) 10. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Köln Lanxess Arena’da yaklaşık 15 bin kişiye konuşması beklenen Başbakan’ı bir 15 bin kişinin de dışarıda izleyeceği de gelen bilgiler arasında.

Dolayısıyla Köln gibi yaklaşık 80 bin Türk’ün yaşadığı şehirde -belki abartılı bir rakam olacak ama- 100 bin Türk karşılıklı gösteri yapacak. Bu da Almanya gibi bir ülke için gerçekten güvenlik açısından içinden çıkılması zor bir durum oluşturacak. Avrupa’nın her köşesinden binlerce kişi ya Başbakan Erdoğan’ı dinlemek, ya da ona karşı gösteri yapmak isteyenler Köln’de toplanacak. Polisin yaptığı ilk açıklamaya göre de bu işin sadece güvenlik masrafı 1 milyon Euro civarında. 

Başbakan öyle ya da böyle Türkleri bir araya toplayacak ama bu kez meydana gelecek gerilimi ve gürültüyü kendisi değil Alman polisi dengeleyecek.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert, ‘’Erdoğan Almanya'da memnuniyetle konuk edilecektir” açıklamasını yaparak ortamı biraz olsun yumuşatmış olsa da burada esas belirleyici Başbakan’ın konuşmasının içeriği olacak.

Erdoğan’ın Avrupa ve Almanya’ya yönelik konuşmaların yanısıra Türk iç politikasında bildik konuşmaların kime nasıl bir yararı olacağını Cumartesi günü göreceğiz. Ama Avrupa’da yaşayan Türklerin tam birlik ve beraberlik içinde oldukları bir zaman diliminde onları yeniden ayırmak kutuplaştırmak Türkiye’ye yaramayacaktır. 

Gerilim siyasetinin hakim olduğu şu günlerde bakalım Başbakan Erdoğan ayrıştırmaya devam mı edecek, yoksa kendisinden beklenmeyen sağduyulu açıklamalar mı yapacak?

Yaz ayının rehavetinin iyice hissedildiği Almanya’da bizleri sıcak bir Cumartesi bekliyor.