Avukat Ergin Cinmen, Savcı Tuncay hakkında ‘görevi kötüye kullanmak suretiyle suç işleme’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.
23 Eylül’de ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan ve hâlâ Silivri Cezaevi’nde bulunan gazeteci ve yazar Ahmet Altan’la ilgili olarak Sabah, Yeni Şafak, Star ve Akşam gazetelerinde yer alan “Ahmet Altan’ın ‘cemaat abisi’ Zaman’ın eski sahibi Alaaddin Kaya” iddialarına ilişkin Savcı Can Tuncay hakkında suç duyurusu yapıldı. Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, Savcı Tuncay hakkında “Adil yargılamayı etkilemek ve gizli kalması gereken bilgileri savunma aleyhine kullanılmasını sağlamak amacıyla örgütlenmek ve görevi kötüye kullanmak suretiyle suç işleme” suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Dosya ile ilgili savcılığın ‘kısıtlılık’ kararı getirdiğini hatırlatan Avukat Cinmen, “Müvekkiller hakkındaki belge ve kanıtların Savcı Can Tuncay’ın sorumluluğu çerçevesinde belirli bir basın grubuna servis edildiğini anlamaktayız” ifadelerine yer verildi.
Avukat Cinmen’in suç duyurusunun tam metni şöyle:
Suçlama: Adil yargılamayı etkilemek ve gizli kalması gereken bilgileri savunma aleyhine kullanılmasını sağlamak amacıyla örgütlenmek ve görevi kötüye kullanmak suretiyle suç işleme.
Konu: 2016/100447 soruşturma dosyası ve dilekçemiz ekinde bulunan belgeler çerçevesinde yapılacak soruşturmada ; Savcı Can TUNCAY ile kimlikleri belirlenecek diğer şüpheliler hakkında gereken soruşturmanın açılması; keyfiyetin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na bildirilmesi isteminden ibarettir.
Açıklama: Müvekkiller Ahmet Hüsrev ALTAN ile Mehmet Hasan ALTAN; 09.09. 2016 tarihinde, 2016/100447 soruşturma nolu soruşturma ile gözaltına alınmışlar ve on bir gün gözaltında tutulduktan sonra Müvekkillerden Ahmet Hüsrev ALTAN İstanbul 1. Sulh Ceza Yargıçlığı’nın 2016/475; Mehmet Hasan ALTAN ise İstanbul 10. Sulh Ceza Yargıçlığı’nın 2016/419 sorgu sayılı kararıyla tutuklanmışlardır. Tutuklanmaları ile ilgili olarak yapılan itirazımız konusunda dilekçemizin yazıldığı tarih itibarıyla henüz karar verilmemiştir.
I-Bize gizli olan dosyadaki belgelerin mahiyetini bir kısım basın grubundan öğreniyoruz:
Dosyamızla ilgili olarak Savcılık kısıtlılık kararı vermiştir. Söz konusu karar nedeniyle suçlamayla ilgili olarak tarafımıza her hangi bir bilgi bu güne kadar verilmemiştir. Müvekkiller hakkındaki suçlamaları ancak kendilerine savcılık ve emniyet tarafından sorulan sorular çerçevesinde tahmin etmek durumunda bulunmamıza rağmen; ekte sunulan belgelerden, Müvekkiller hakkındaki belge ve kanıtların Savcı Can TUNCAY’ın sorumluluğu çerçevesinde belirli bir basın grubuna servis edildiğini anlamaktayız.
Dilekçemiz ekinde sunmuş olduğumuz 09.09.2016 tarihli “Yakalama, gözaltı, arama ve el koyma” başlıklı yazı ile aynı kaynaktan alındığı belli olan 3 Ekim tarihli Sabah, Yeni Şafak, Star ve Akşam gazetelerinde yer alan ve “Ahmet Altan’ın FETÖ’deki ‘abisi’ Alaaddin KAYA çıktı” başlıklı haberin Savcı Can TUNCAY’ın sorumluluğu altında servis edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya ile ilgili haberlerin servisinin en vahimi ise Savcılığınızın yapacağı soruşturma çerçevesinde Müvekkillerden Mehmet Hasan ALTAN ‘ın tutuklandığı, Ahmet Hüsrev ALTAN’ın salıverildiği (daha sonra itirazen tutuklanmıştır) gün olan 21.09.21016 gecesini 22.09.2016 gününe bağlayan sabah saat beş sularında vukuu bulmuştur. Sabah internet medyasında aynı saatlerde Savcı Can TUNCAY’ın tutuklama istediği tarafımızdan öğrenilmiştir.
Yani bize kapalı olan dosya belli bir medya grubuna dakikası dakikasına servis edilmiştir.
II-Savcılığın gözetim ve denetiminde olan dosya içeriğinin bu şekilde servis edilmesi adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Bu ihlal aynı zamanda bir çok suça vücut vermektedir.
1-Halen Ülkemiz Olağanüstü Hal rejiminde bulunsa dahi çıkarılmış olan KHK’ların hiç birinde Anayasanın 36/1. Maddesi ile AİHS’nin 6. Maddesinde de yer alan Adil yargılanma hakkı; Anayasanın 15/son maddesinin başlığında tabir edildiği üzere “durdurulmamıştır”.
Savunmaya kapalı ancak bir grup medyaya açık soruşturmaların Ülkemiz hukuk sistemine verdiği zararı son beş yıldır yaşadık. Sivil, askeri ve yargı bürokrasisinin adil yargılanma hakkı ilkesinin ihlali sonucu darbecilerin eline nasıl geçtiğini gördük. Görülen bu zarara rağmen hala aynı yöntemlerin kullanılmasının artık önlenmesi gerekmektedir.
Suç duyurumuzun, meselenin bu yanıyla da göz önüne alınması elzem bulunmaktadır.
2-Yukarıda açıklanan durum aşağıda yazılı suçlara vücut vermektedir:
Dilekçemiz eklerindeki belgelerden de anlaşıldığı gibi Başsavcılığınızın sorumluluğunda çalışma yürütmesi gereken Savcı Can TUNCAY’ın koordinesinde, savcılık kaleminde çalışma yürüten bir grup görevlinin TCK 220. Madde çerçevesinde TCK 257/1, 258. ve 285. maddelerde yazılı suçları işlediği kanısını taşımaktayız.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle gereken soruşturmanın yapılarak Savcı Can TUNCAY hakkında Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu’na soruşturma açılması için gereken ihbarda bulunulmasıyla birlikte; TCK 220. Madde ve bu madde çerçevesinde TCK 257./1., 258. ve 285. Maddelerden gereken kovuşturmanın açılmasını saygıyla dilerim. 06.10.2016