Altay: Başkanlık sistemi Türkiye'nin dokusuna, geleneklerine uygun değil

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, başkanlık sisteminin Türkiye'nin dokusuna, yapısına, geleneklerine uygun bir sistem olmadığını söyledi. Altay, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde milletin parlamenter demokratik sistemin geliştirilerek yola devam edilmesi kararını verdiğini kaydetti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 26. dönem milletvekillerinin Meclis'teki kayıt işlemleri başladı. Mazbatalarını alan milletvekillerinin kayıt yaptırabilmesi için Şeref Holü'nde masalar oluşturuldu.

Kayıt işlemlerini yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yeni anayasa ve Cemil Çiçek'in açıklamalarının hatırlatılması üzerine Anayasa'nın zaten kendisinin bir milli mutabakat belgesi olduğuna dikkat çekti. "Mutabakat aramadan Anayasa yapacağım demek, Anayasa'nın özüne ve ruhuna aykırı bir tutumdur." diyen Altay, Cemil Çiçek başlarken yanlış başladığını vurguladı. Türkiye'nin 12 Eylül darbe anayasasını hak etmediğini düşündüklerini dile getiren Altay, darbe yasalarını da Türkiye'nin artık taşıyamadığını ifade etti.

Altay, şöyle konuştu: "Hak ve özgürlük temelli bir anayasa Türkiye'nin önemli bir ihtiyacıdır. Bu anayasanın bir milli mutabakat belgesi olduğunu asla unutmamak lazım. Elbette kurucu feslefeyi de yok sayarak bir anayasa hazırlamak; umarım kimse böyle bir gaflet içinde olmaz, devletler kurucu felsefeleriyle vardır. İnsan odaklı, insan merkezli, hak ve özgürlükleri esas alan bir anayasadır. Demokrasinin tepki ve protesto rejimi olduğunun anayasada altının kalın çizilmesi gerekiyor. Çünkü AK Partili yöneticiler demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi olduğunu hala anlamış değil. İlaveten eğer basına yönelik bu ülkede hazımsızlık vardır, kendilerine yönelik olumsuz ya da dürüst doğru haber yapanlara bile tahammül edilemediği, edilmediği bir anlayışın hak ve özgürlük temelli bir anayasa yapması konusunda kuşkumuz var."

"Başkanlık sistemi, Türkiye'nin dokusuna, yapısına, geleneklerine uygun bir sistem değil." diyen Altay, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde milletin parlamenter demokratik sistemin geliştirilerek yola devam edilmesi kararını verdiğini vurguladı. Milletle daha fazla inatlaşmaya da kimsenin hakkı olmadığının altını çizdi.

Yeni anayasa konusunda referandum tartışmalarıyla ilgili ise Altay, 330'un bulunması halinde referandum sürecinin yaşanması gerektiğini kaydetti. 7 Haziran ve 1 Kasım kararından sonra millete tekrar bir dayatma yapmanın doğru olmadığını belirten Altay, ama yaparlarsa milletin başkanlık konusunda gerekli cevabı vereceğini düşündüğünü ifade etti. Altay, temel hak ve özgürlükleri genişletecek bir anayasa için bir mutabakatın bulunmasının her zaman söz konusu olduğunu kaydetti.

Uzlaşma Komisyonuna üye verilmesi ve eşit üyelik konusunda da Altay, "Böyle bir komisyon çağrısı gelirse MYK'da görüşülecek bir konudur. Ancak geçen dönem Uzlaşma Komisyonunun teşekkülü yanlış değildir. Cemil Çiçek o zaman komisyon için çok uğraşmıştı. Şimdi bunun yanlış olduğunu söylemesi, Cemil Çiçek'in kendisinin bir yanlış içinde olduğunu gösterir." şeklinde konuştu.

CHP'nin seçimden aldığı sonuçlar ile kurultay konusundaki bir soruya Altay, genel başkanın seçim sonuçlarının CHP açısından bir başarı olmadığının altını çizdiğini hatırlattı. Başarının rakibi yenmekle ilgili olduğunu dile getiren Altay, AK Parti'yi yenemediklerini kabul ettiklerini söyledi. Bu sonuçların bir başarı olmadığını belirten Altay, CHP'nin çok önceden başlayan bir kurultay takvimi olduğunu ifade etti.

CHP'de her üyenin genel başkan adayı olma hakkı bulunduğunu anlatan Altay, takdirin kurultay delegelerinde olduğunu vurguladı. "Adayların hepsi tanıdığımız bildiğimiz arkadaşlar." diyen Altay, şöyle devam etti: "Yenileri de eklenebilir, bu doğal haklarıdır. Ama takdir kurultay delegelerinindir. Kurultay bittikten sonra herkesin saygı göstermesi ve seçilen genel başkanın etrafında keletlenmeleri gerekir. CHP'nin gelenekleri hep böyle olmuştur."

Eski Donanma Komutanının açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Altay, "Bu Ergenekon, Balyoz olsun, Ayışığı şu bu; bütün bunlar paralel yapının fiili olarak yürüttüğü işler, doğrudur ama paralel yapı AK Parti'nin taşeronu olarak kullanılmıştır. O zaman da yapılan her günahtan paralel yapı kadar AK Parti de sorumludur ve kusurludur." diye konuştu. CİHAN
06 Kasım 2015 13:41
DİĞER HABERLER