Tahliye edildikleri gece yeni bir soruşturma kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde saçları zorla kesilen gazeteci Cihan Acar ile Bünyamin Köseli tahliye edildi. Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da aralarında olduğu 10 sanık ise 'darbe girişimi tekrarlanabilir' diye tahliye edilmedi. İnsan hakları hukukçusu Kereml Altıparmak gerekçeye tepki gösterdi ve 'Türk hukukunda tekrar suç işleme ihtimaline binaen tutuklama kararı verilemez. En kritik davalara bakan ağır ceza heyeti bunu bilmiyor mu?' dedi.
Mahkemeden skandal gerekçe
Tahliye edildikleri 31 Mart gecesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın başlattığı darbe soruşturması kapsamında tekrar tutuklanan gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın aralarında bulunduğu 13 kişi, haklarındaki yeni dava kapsamında savunma yapmaya devam etti. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu yargılanan 12 gazeteci ve 1 tutuksuz gazeteci katıldı.
Murat Aksoy'un eşinden mahkeme kararına tepki: Olmaz olsun böyle adalet lanet olsun
Davanın bugünkü oturumunda Zaman gazetesinin eski çalışanı tutuksuz Ali Akkuş savunma yaptı. Akkuş da tutuklu 12 kişi gibi tahliye olduğu gece gözaltına alınmış, ardından serbest bırakılmıştı. Akkuş, hakkında yeni bir iddia bulunmadığını savunarak, “Aynı konuda iki kez yargılama yapılamayacağından bu davanın reddini, eğer yerinde bulunmazsa iki davanın birleştirilmesini talep ediyorum” dedi.
'Milyonlarca şüpheli'
Tutuklu yargılanan gazeteci Yetkin Yıldız ise, F... şüphelisi kişilerle görüşme suçlamasıyla ilgili, “Yargıda 4 bin 200 kişi tasfiye edildi. Kamudan da 150 bine yakın tasfiye var. Bu insanların görüştüğü kişilerle ilgili çarpan etkisini göz önünde bulundurduğumuzda milyonlarca şüpheli anlamına gelir” dedi. Önder Aytaç ile görüşme suçlamasına karşılık olarak da Yıldız, Aytaç'ın bir dönem AKP Siyaset Akademisi'ne katıldığını söyledi.
Birleşecekse niye yeni soruşturma?
Sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşma savcısı Mustafa Ortanca tahliye taleplerine ilişkin mütalaasını açıkladı. Savcı Ortanca mütalaasında, 31 Mart'ta tahliye edildikleri ilk dava dosyası ile ikinci dosyanın aralarında şahsi, fiili, hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesini istedi. Savcı, her iki iddianamede yer alan iddiaların bir arada değerlendirilerek fiil ve suçlamaların vasıf ve mahiyeti dikkate alınarak delil durumu gözetildiğinde, kuvvetli suç şüphesinin var olduğunu öne sürdü. Yöneltilen suçlamaların katalog suçlardan olduğunu kaydeden savcı, verilmesi beklenen cezalar, benzer soruşturmalar kapsamında yurt dışına kaçan kişilerin olması nedeniyle kaçma şüphesinin varlığı ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı iddiasıyla tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
İddianamelerin yüzde 40'ı boş
Cihan Acar'ın avukatı Gülşah Kaya, ikinci davanın iddianamesinin yazım hataları ve kopyala-yapıştır hataları ile dolu olduğunu vurgulayarak, “Bu iddianameyi ismi lazım değil bir meczup yazdırdı” dedi. Avukat Kaya, Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre 2015 yılında yüzde 40 oranında beraat kararı verildiğini aktararak, “Bir ülkede yüzde 40 beraat kararı veriliyorsa o iddianamelerin yüzde 40'ı boşa yazılıyor demektir” dedi. Acar'ın avukatlarından Mustafa Söğütlü ise, müvekkilinin siyasi bir karar ile tahliye olduğu gün gözaltına alındığını ifade ederek, “Bu dosyanın birleşmesi değil bertaraf edilmesi gerekiyor. İlk gözaltına alındığında suçlama darbeye teşebbüstü. Sonra örgüt üyeliğine döndü. Tahliyesini engellemek için daha ağır bir suçlama yöneltildi” dedi. Murat Aksoy ve Atilla Taş'ın avukatı Ali Deniz Ceylan da, “Bu iddianamedeki iddiaların adil yargılanma hakkının ihlal edildiği bir süreç sonucunda hazırlandığı için ciddiye alınamayacağı kanaatindeyiz. Ortada bir cenaze var, cenazeyi kaldırmak gerek” dedi. Avukat Ceylan, duruşma savcısının kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluğun devamını talep etmesi nedeniyle de “Somut bir delil göstermeniz gerek kaçma şüphesi için” diye konuştu.
Tutukluluk devam gerekçesi: Girişim tekrarlanabilir
Avukatların talep ve beyanlarının ardından mahkeme heyetinin başkanı Taner Akıncı kararını açıklamadan önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne değil vicdanlarına hesap verdiğini söyledi. Başkan Akıncı, etkin pişmanlıktan bahsederek, yargılanan gazetecilere etkin pişmanlık hakkını anımsattı. 1 saatlik aranın ardından kararını açıklayan heyet, dava dosyasının ilk dosya ile birleştirilmesine karar verdi. Heyet, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle işin arzettiği önem ve yöneltilen suçların vasıf ve mahiyeti itibariyle ceza miktarlarının yüksek olduğunu belirtti. Bu sebebi gözettiği kaydeden heyet, örgüt üyeliğiyle suçlanan çok sayıda sanığın yurt dışına kaçtıklarını, böylece kaçma ve yargılamayı sürüncemede bırakma ihtimalinin bulunmasının makul şüpheyi ortaya koyduğunu ifade etti. Heyet, örgüt üyeliği ve örgütün işlediği veya işlemeye teşebbüs ettiği suçlara iştirakle yargılanan kimselerin çözülmesinin önüne geçebileceğini savundu.
Heyet, darbe girişimi gibi olayların tekrarının yaşanmaması, kamu güvenliği ve milli menfaatlerin korunması bu süreçte mevcut delil durumu itibariyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağını belirterek, Taş ve Aksoy'un aralarında bulunduğu 10 kişinin tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, Cihan Acar ve Bünyamin Köseli'nin yurt dışı çıkış yasağı ve ayda 2 kez imza vermek şartıyla tahliyesine karar verdi. Bir sonraki duruşması 24 Ekim'de görülecek.
AĞIR CEZA HEYETİ NASIL BİLMEZ!
İnsan hakları hukukçusu Kereml Altıparmak gerekçeye tepki gösterdi ve sosyal medya hesabından 'Türk hukukunda tekrar suç işleme ihtimaline binaen tutuklama kararı verilemez. En kritik davalara bakan Ağır Ceza heyeti bunu bilmiyor mu?' diye yazdı.