İlk defa 1906 yılında, Alman doktor Alois Alzheimer tarafından teşhis edilen Alzheimer hastalığına hala çare bulunamadı.
Şimdi beslenme ve Alzheimer arasındaki bağlantıyı araştıran Alman bilim adamları, yakın zamanda hastalığa çare bulunacağı kanısında...
Alzheimer, yaşlılarda kalp, kanser ve felçten sonra en sık karşılaşılan hastalık. Tüm dünyada yaklaşık 20 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 300 bin Alzheimer hastası bulunduğu tahmin ediliyor. 65 yaşındakilerin yüzde 2’si, 70 yaşındakilerin yüzde 3’ü, 75 yaşındakilerin yüzde 6’sı ve 85 yaşındakilerin yüzde 25’i Alzheimer’den mustarip. Ailesinde Alzheimer görülenlerde hastalığın ortaya çıkma riski, diğer kişilere göre daha yüksek.
Alzheimer’de, beynin belli bölgelerinde proteinler birikerek sinir hücrelerini hasara uğratıyor, sinir hücreleri arasındaki bağlantılarını koparıyor ve bazı kimyasal maddelerin miktarını azaltıyor; yani beynin iletişim ağı bozuluyor. Alzheimer’e yakalanan kişini beyinsel ve fiziksel becerileri önemli oranda azalıyor.
Erken teşhisin önemi
Alman bilim adamları ise şimdi hastalığa çare bulabilmek için beslenme ve Alzheimer arasındaki bağlantıyı araştırıyor. Ölümcül bir hastalık olan Alzheimer’i erken teşhis edebilmenin yollarını araştıran Almanya’daki Bonn Üniversitesi Psikyatri Kliniği’nde görevli baş hekim Frank Jessen, yaşlanmakla orantılı olarak riskin arttığını söylüyor.
Ancak hastalığın beslenmeyle de ilgili olduğunu belirten Jessen, diğer risk faktörlerini şöyle sıralıyor: “Ailesinde Alzheimer görülenlerin bu hastalığa yakanlanma riski daha yüksek. Ayrıca yüksek tansiyon, fazla kilolar, diyabet ve kandaki yağ oranının yüksek olması da beyine zarar veriyor.”
Kişi bir kere Alzheimer’e yakalandı mı, ilaçlarla hafıza kaybı sadece yavaşlatılabiliyor. Hafıza kaybının önüne geçmek ise şu aşamada maalesef mümkün değil. Alzheimer’in isim babası Alman doktor Alois Alzheimer’in de tespit ettiği gibi, beyinde biriken proteinler hastalığa yol açıyor.
Protein birinkintileri beyni öldürüyor
Beyindeki protein birikintilerinin etkileri üzerine çalışmalar yapan Bonn Üniversitesi Hastanesi’nde görevli biyokimyager ve farmakolog Dieter Lütjohann, “Bu proteinler, toplandıktan sonra beynin belirli bölgelerine konuşlanıp birtakım işlemlerin yapılmasına izin vermiyor. Böylece bu bölgelerdeki sinir hücreleri ölüyor” diyor. Lütjohann, aslında kandaki yağlar, yani kolesterol üzerine uzmanlaşmış biri. Bilim adamı, kolesterolü düşüren ilaçların, Alzheimer riskini de azalttığını saptadı.
Ancak sağlıklı sinir hücrelerinin oluşturulması için beynin kolesterole ihtiyacı var. Yine de kolesterol ile Alzheimer’e neden olan beyindeki protein birinkintileri arasında bir bağlantı olduğunun keşfedilmiş olması, hastalıkla mücadelede önemli bir adım. Ancak Lütjohann, konu üzerinde daha ayrıntılı araştırma yapılması gerektiğine, kolesterol düşürücü ilaçların da yan etkileri olduğuna işaret ediyor.
Aşı geliştirildi
Tübingen Üniversitesi’nde görevli bilim adamları da Alzheimer’e karşı bir aşı geliştirdiler. Alzheimer aşısıyla hayvanlar üzerinde yapılan ilk denemeler olumlu sonuç verdi. Fakat aşı vuralan bazı Alzheimer hastalarında beyin zarı iltihaplanması görüldü. Her şeye rağmen, Bonn Üniversitesi Psikyatri Kliniği baş hekimi Frank Jessen, Alzheimer’e yakında çare bulunacağı kanısında.