BirGün'ün haberine göre, Son kamuoyu anketlerinde AKP’deki ve Cumhur İttifakı’ndaki oyların yeniden düşüşe geçtiği göze çarptı. 2021’in sonunda döviz kuruna müdahale eden ve ‘‘Köpüğü aldık’’ açıklaması yapan, asgari ücreti yüzde 50 oranında artırarak 4 bin 253 TL’ye çıkaran AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hamleleri, krizin derinleşmesini engelleyemedi. Geçen ay oylarındaki eriyişi bir nebze de olsa durdurmayı başaran iktidara yönelik tepki son zamlarla öbirlikte giderek büyüdü. Seçmen, AKP’den uzaklaşsa da muhalefete mesafeli. Metropoll Araştırma’nın son açıkladığı ankete göre, yüzde 22,6 civarında kararsız seçmen bulunuyor. Bu seçmenlere “Hangi ittifaka yakınsınız” sorusu yöneltildi. Kararsız seçmenin yüzde 8’i Cumhur İttifakı’na, yüzde 6,9’u ise Millet İttifakı’na yakın olduğunu açıkladı.
Yöneylem’in ‘Türkiye Siyaseti Paneli Ocak 2022’ araştırmasına göre de kararsız olduğunu ve oy kullanmayacağını belirten seçmenlerin toplamı yüzde 18,3. Kararsızlar dağıtılmadan önce AKP’nin yüzde 26,9, CHP’nin yüzde 26 civarında oyu olduğu görülüyor. Kararsızlar dağıtıldıktan sonra AKP’ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 32,9, CHP’ye ise yüzde 31,8 olarak belirlendi. Cumhur İttifakı’na oy vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 32,4 olurken, Millet İttifakı’na oy vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 40 olarak görüldü.
TÜRKİYE KÖTÜ YÖNETİLİYOR
27 ilde, 2 bin kişinin katılımıyla yapılan araştırmaya göre Türkiye’nin kötü yönetildiğini ifade edenlerin oranı yüzde 62,8 oldu. Erken seçim isteyenlerin oranı ise yüzde 56,5 olarak saptandı. ‘‘Türkiye’nin sorunlarını hangi parti çözer?’’ sorusuna en çok verilen cevap yüzde 31,6’yla ‘‘Hiçbiri’’ oldu. Erdoğan’a ‘‘Asla oy vermem’’ diyenler de yüzde 55,6’ydı.
Seçmenler, ‘‘Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken sorunları’’ ile ilgili ilk sıraya yüzde 66,2’yle ekonomik krizi koydu. Enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının çözülmesi gereken en acil sorun olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 29,8 oldu. Araştırmalar, bu kararsız seçmenin önümüzdeki seçimlerde belirleyici olduğunu ortaya koyuyor. İktidar, ekonomi konusunda popülist adımlar atarak, bu kararsız seçmenin yeniden kendisine oy vermesi için hamle üzerine hamle yapıyor. Ancak bu hamlelerin de sonuç verdiğini söylemek zor. Siyaset Bilimci Seren Selvin Korkmaz, iktidarın elindeki kaynakların aslında çok kısıtlı olduğuna değinerek, ekonomide özellikle algı yönetimine başvurulacağını belirtti. ‘Yapılan zamlar o kadar yüksek ki, algı yönetimi amacıyla yapılan indirimlerin hiçbir etkisi olmuyor” diyen Korkmaz, şu tespitleri yaptı: “Burada belirleyici olan muhalefetin ikna ediciliği olacak. Seçmen iktidardan memnun değil. Ama muhalefete de henüz tam güvenemiyor. İktidardan memnuniyetsizlik doğrudan bir seçmen davranışına dönüşmüyor. Kararsızlarda bir birikme oluyor. Burada iki şey önemli. Özellikle Millet İttifak’ının moral üstünlüğünü kazanması ve bir yönetim alternatifi sunması. Liderlerin bir araya gelmesi ve sonrasında oluşacak komisyonlar önemli. Esas mesele seçmenin ekonomiyi muhalefetin daha iyi yöneteceğine ikna olmasıdır. Bunun için de somut yol haritası görmek istiyor kararsız seçmen. İktidar, geçen ay olduğu gibi anketlerdeki oyunu ara sıra toparlayabilir, ama ben bunun kalıcı bir toparlanma olabileceğini düşünmüyorum”
KARARSIZLAR ARTIYOR
Kararsız seçmenlerin Cumhur İttifakı’na daha yakın olmasının normal olduğunu ifade eden Korkmaz, “Çünkü oradan kopuyor genelde bu kitle. Muhalefetin yayınladığı 6-7 maddelik açıklamalar seçmeni ikna etmiyor. Seçmen ekonomiyi düzeltme iddiasında olan kadroları görmek istiyor. Muhalefetin ekonomi kurmayları bugüne kadar çok ön plana çıkmadı. Mesela Gelecek ve DEVA Partisi’nin ekonomi kurmayları biraz daha ön plana çıkıyor. Ama CHP’nin ekonomi kurmaylarını çok net bir şekilde göremiyoruz. CHP’nin ‘Merkez Türkiye’, ‘Aile Destekleri Sigortası’ projeleri var. Ayrıca kamulaştırma söylemleri de mevcut. Bunların çok etkin bir şekilde duyurulması lazım” dedi.Muhalefet partilerinin ekonomi programları konusunda yarışmaya başladığını kaydeden Korkmaz, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu çok olağan ve bir taraftan da iyi bir şey ama birbirinden çok ayrışan ekonomi programları seçmenin kafasını karıştırabilir. Bunu önlemek için Millet İttifakı ortak yol haritası çizip, ‘Sorunlarınızı şu şekilde çözeceğiz’, ‘İktidara geldikten sonra 200 günde şu adımları atacağız, atacağımız adımlar döviz kuruna böyle yansıyacak, gıda fiyatlarına şu şekilde yansıyacak’ şeklinde açıklamalar yapmalı. Yurttaşların hayatlarını değiştirecek bütüncül programlar üzerinden ilerlemeliler. Ortaklık Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem üzerinden kuruldu. Ama bu bizim hayatımızı nasıl etkileyecek, seçmen bunu görmek istiyor.”