Anadolu Adliyesi davasında tüm sanıklara beraat

Kartal'daki Anadolu Adliyesi'nde inşaat hataları ve 810 kalem eksik nedeniyle açıklan davada sanıkların tamamı beraat etti. Mahkeme, karara gerekçe olarak, sanıkların üzerine atılı ve sabit olan eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmaması olduğunu ifade etti.

Dünyanın en büyük adliyesi olan ve Kartal'da 365 bin metrekare alana yapılan Anadolu Adliyesi'nde, inşaat hataları nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanıklar, 'edimin ifasına fesat karıştırmak' ile suçlanıyordu. Haklarında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve İstanbul Çevre İl Müdürü Mehmet Emin Birpınar, Çevre ve Şehir Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Eray Angı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İnşaat Mühendisi Emrah Tolu ve Reşat Hamutçu, Makine mühendisi Haluk Kemal Can, binanın mimarı Burhanettin Haldun Erdoğan ve yüklenici firma yetkilisi Muharrem İlkar, ilk duruşmada suçlamaları reddetti. Binanın henüz kesin kabulünün yapılmadığını belirten sanıklar, adliyeye eksiklikler tamamlanmadan erken taşınıldığını savundu.

İddianameye esas olan ve başsavcılık teknik ekibi tarafından hazırlanan 22 maddelik raporda, inşaatta 280, mekanik tesisatta 202 ve elektrik tesisat işlerinde de 328 kalem olmak üzere toplam 810 kalem eksik imalatın olduğu tespit edilmişti. Mimar Cem Dereli, İnşaat Mühendisi Zafer Nuhoğlu, Makine Mühendisi Kamil Demirci ve Elektrik Mühendisi Şahin Yılmaz'dan oluşan bilirkişi heyeti, adliyenin 239 bölgesinde incelemelerde bulunmasının ardından hazırladığı raporu mahkemeye sundu. 39 sayfadan oluşan bilirkişi raporunda, 'geçici kabul' sonrası yapılan işlemlerin listesi yapıldı. Yaklaşık 3 yıldır faaliyette olan adliyede, eksikliklerin tamamlanamadığı belirtilen raporda, adliyenin peyzaj ve mimari yönünden eksik ve kusurlu olan 280 kaleminden 198'inin yapılıp 82'sinin yapılmadığı aktarıldı. Ayrıca raporda, yangın sistemlerinin çalışmadığı için yangın algılama sistemi ile entegrasyonunun yapılamadığı ifade edildi. Bilirkişi, giderilen eksikliklerin büyük çoğunluğunun da başsavcılık teknik ekibi tarafından yapıldığına vurgu yaptı.

Duruşmaya katılan sanıklar, suçlamaları kabul etmediklerini belirterek beraatlarını talep ettiler. Mahkeme hakimi Remzi Özdemir, sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede eylemin teşebbüs niteliğinde olduğunun belirtildiğine söyleyerek, hareketle netice arasında herhangi bir fasılanın bulunmadığına kanaat getirdi. Ancak dava konusu İstanbul Anadolu Adalet Sarayı inşaatına yönelik olarak yüklenici firmanın bir takım edimini yerine getirmediğinin tespit edildiğini belirten mahkeme, ihalenin sonlandırılmadığı ve kesin kabulünün yapılmadığı vurguladı. Sanıklar üzerine atılı ve sabit olan eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmadığını dile getiren mahkeme tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.

CİHAN
22 Ocak 2016 14:22
DİĞER HABERLER