"Anadolu Ajansı ve Yeni Nesil Gazetecilik"

"Anadolu Ajansı ve Yeni Nesil Gazetecilik" konferansı -AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Öztürk: -"Şu anda Kahire, Saraybosna, Baküde ofisimizi açtık, Brükselde, Newyorkta ofisimiz var" -"Bu bölgelerde bu coğrafyanın en etki
KOCAELİ (A.A) - Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Kahire, Saraybosna ve Baküde ofis açtıklarını, Brüksel ve Newyorkta da ofislerinin bulunduğunu belirterek, "Bu bölgelerde bu coğrafyanın en etkili ajanslarından biri olduk, bir yılda bunu başardık" dedi.
     Öztürk, İletişim Platformu Derneğince Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İletişim Fakültesinde düzenlenen "Anadolu Ajansı ve Yeni Nesil Gazetecilik" konferansına katıldı.
     AAnın tanıtım filminin izlenmesiyle başlayan konferansta konuşan Öztürk, 1920den beri Türkiye ve dünyadaki gelişmelere tanıklık ederek, not aldıklarını ve arşivlediklerini söyledi.
     AAnın Türkiyenin hafızası olduğunu, 6 Nisan 1920de Gazi Mustafa Kemal Atatürkün telgrafıyla kuruluşunun ilan edildiğini hatırlatan Öztürk, "İstanbuldan Ankaraya giden bir trenin kompartımanında Yunus Nadi, Halide Edip gibi milli mücadele kahramanları kendi aralarında bir ihtiyaçtan bahsettiler. Bu, dünyanın en büyük milli mücadelelerinden biri olan Kurtuluş Savaşını dünyaya sağlıklı duyurmak için ne yapabiliriz ihtiyacından doğdu. Bu tren Geyvede durduğunda bir ajans kurma fikri kafalarında belirdi" diye konuştu.
     Öztürk, Mustafa Kemal Atatürkün önderliğinde, milli mücadelenin şeklini ve ruhunu bütün dünyaya duyurmak için kurulmasına karar verilen AAnın İngilizce ve Fransızca yayınlar yapabilen, Türkiyeyi dünyaya tanıtabilen bir ajans olduğunu belirterek, zaman geçtikçe gücünün zayıfladığını, çok dilli yayından tek dilli yayına gerilediğini bildirdi.
     "Kendimizi dünyaya anlatmak yerine sadece Türkiye içinde anlatmaya başladık" diyen Öztürk, AAnın yaş açısından diğer ajanslara yakın ama üretilen materyal bakımından diğerlerinin gerisinde olduğunu söyledi.
     Yıl sonu itibarıyla günlük bin 500 fotoğrafı yayına vermeyi amaçladıklarını dile getiren Öztürk, "Artık değişen internet ve habercilik nedeniyle fotoğraf yayınlamak çok önemli hale geldi. Video ise fotoğraftan daha önemli hale geliyor. Onun sebebi de internet sitelerinin yoğunlukla videoyu tercih etmesi" şeklinde konuştu.
    
     -Çok dilde yayın-
    
     Öztürk, 5 yayın diline ulaştıklarını, AFP ve APnin yayın dillerinin AAya yakın olduğunu, Reutersın ise açık ara önde gittiğini kaydetti.
     Tek kritik soruyla 100. yıl vizyonu çalışmalarına başladıklarını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
     "Türkiyenin, Başbakanın, muhalefetin Ortadoğuya yönelik bir haberini, o bölgedeki ülkelerde yayımlanan gazetelere kim tercümeli koyuyor- Kritik sorumuz bu. Ortadoğuda kritik bir güçsek ve etkin bir güç olmak için epeyce yol katettiysek, sizin bu etkin gücünüzü bu bölgeye taşıyacak enstrümanınız nedir, bu tercümeyi kim yapıyor- Onu da geçelim. Avrupada rakip gördüğünüz ülkeler vardır, siyasi olarak. Avrupanın 6., dünyanın 17. büyük ekonomisi...
     Avrupadaki bir gazetenin önüne bu haberi İngilizce çevirip yayım yapan ajans kimdir- Biz değildik. Arapça çeviren de biz değildik. Eğer Kafkasyada, ata topraklarında mücadele içindeyseniz, Rusyaya çeviren de biz değildik. Balkanlarda hala çocuk alıp verdiğimiz, büyüklerimizin yaşadığı topraklarda mücadeleniz, kavganız varsa, oradaki medyaya servis yapan da biz değildik. O zaman bir terslik var dedik."
    
     -"100. yıl vizyonunu hazırladık"-
    
     Söz konusu nedenlerle AAnın 100. yıl vizyonunu hazırladıklarını dile getiren Öztürk, "İşte o muhabirin, o sayfa sekreterinin, o gazetenin, televizyonun ihtiyaç duyduğu Arapça, İngilizce, Boşnakça haberi biz üretmeliyiz dedik, mesajımız doğrudan gitsin. İletişimde kural bu. Kaynak-alıcı, ikisinin arasındaki mesajı kim kodluyor- Kritik sorumuz bu ifadesini kullandı.
     Öztürk, yıllarca Ortadoğuda mücadele ettikleri ajansın haberleri bölgeye servis etmesinin enteresan olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
     "Bir terslik var. Siz bölgesel güç olmak istiyorsanız, böyle bir iddianız varsa, bu iddialı enstrümanlara sahip olmanız gerekiyor. Türkiyenin marka değeri olmuş bir tane medya organı var mı- Bilen var mı- Özel sektör ya da devlet, fark etmez. Ortadoğuda, Avrupada izlenen bir televizyonumuz, okunan bir gazetemiz var mı- Yok. Peki ülkemizin o dünyaya vermek istediği mesajı rakibimiz olan ülkeler götürüyor. O tersliği ortadan kaldırmak için 100. yıl vizyonu hazırladık."
     Öztürk, dünyada adı duyulan ajanslar arasında yer almak istediklerini belirterek, Türkiyenin bulunduğu coğrafyanın iddialı insanların toprakları olduğunu, çeşitli imparatorlukların doğduğunu, çöktüğünü ve yanmış ocaklardan külleri üzerine cumhuriyetin kurulduğunu söyledi.
     "Biz iddialı insanların çocuklarıyız, o zaman bizim de iddialı olmamız lazım" diyen Öztürk, "Evet, büyük hedef koyabiliriz, koyduk ta. Dünyada her yere ofisler açmaya karar verdik. Şu anda Kahire, Saraybosna, Baküde ofisimizi açtık, Brükselde, Newyorkta ofisimiz var. Bu bölgelerde bu coğrafyanın en etkili ajanslarından olduk, bir yılda bunu başardık şeklinde konuştu.
    
     -Haber Akademisi-
    
     Öztürk, 100. yıl vizyonunu gerçekleştirmek için nitelikli elemanlara ihtiyaç duyduklarını, bu amaçla Haber Akademisini kurduklarını anlattı.
     Çok dilli yayın için yabancı dil bilen mezunlara ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Öztürk, şu bilgiyi verdi:
     "Peki bu insan kaynağını nereden bulacağız- İletişim fakültelerinden çıkmıyor. Enteresan olan şey şudur, ajansın iletişim fakülteleriyle ilgili alnı açık bir istihdam şekli vardır. Haberci kadrosunda çalışan 473 arkadaşımız var, 239u iletişim fakültesi mezunu. Hiçbir medya kuruluşunda bu kadar yüksek istidam göremezsiniz, yüzde 51 ama bunlar kendilerini yetiştirmişler.
     Kültürel, donanımı yüksek, kaliteli arkadaşlar.
     Üniversiteden mezun olan öğrencileri ikinci bir eğitimden geçirdiklerini dile getiren Öztürk, bu yıl diplomasi ve finans muhabirliği eğitimi verdiklerini, eğitim programına bin 500 kişinin başvurduğunu anımsattı.
     Adaylardan 50sinin akademiye girmeye hak kazandığını, 30unun ajansta çalışma şansı yakaladığını vurgulayan Öztürk, sektörün çok zor durumda olduğunu, iş bulmanın zorlaştığını bildirdi.
    
     -Yeni nesil gazetecilik-
    
     Kemal Öztürk, tek yabancı dilin yetersiz olduğunu, iki yabancı dil bilenleri tercih etmeye başladıklarını kaydederek, ajansta özel bir ekibin insan kaynağıyla ilgilendiğini anlattı.
     İnsan kaynağını güçlendirmek için çalıştıklarını ifade eden Öztürk, şunları dile getirdi:
     "Ajansta göreve başladığımda üniversite mezunu oranı yüzde 50ydi, şu anda yüzde 75, yüzde 100 olması lazım. Üniversite mezunu olmayan kişinin haberci olmaması lazım. Artık uluslararası bir mücadele içindeyseniz kaynaklarınızı buna göre değiştirmeniz gerekiyor. Yani yeni nesil gazetecilik doğuyor. Yeni nesil sektör var. İnternet devrimi denilen şeyi gerçekleştiren gençler, gelecekte nasıl bir sektörle karşılaşacaksınız-"
     Bilişim ve cep telefonu sektörünün hızla geliştiğini, medya sektörünün ciddi bir krizle karşı karşıya olduğuna işaret eden Öztürk, sektörün yeni gelişmelere ve pozisyonlara göre kendini düzeltmesi gerektiğinin altını çizdi.
     Öztürk, dünyanın en önemli gazetelerinin yeni pozisyonlarını alarak, dijital ortama geçtiklerini, yeni yazılımlar, yeni teknolojiler, yeni internet siteleri kurduklarını, kendilerini sürekli geliştirdiklerini belirterek, "Gelecekte kağıda basılmayan bir basın sektöründen bahsediyoruz" dedi.
     Öztürk, şöyle devam etti:
     "Sayfa mizanpajcıları, redaktörler, matbaa işçileri, habercilerin geleceği ne olacak- İletişim fakültelerinde yıllık 5 bin civarında mezun veriyoruz. 5 bin civarındaki mezun arkadaşımız nerede çalışacak, nerede iş bulacak- Sektör bırakın eleman almayı, eleman çıkartıyor. Reklam gelirleri azaldıkça, gazeteler kapanır. O zaman gelecekte nasıl bir meslek bekliyor, bunu tartışmamız lazım. İnternet devrimiyle karşıya karşıyayız. Okuma şeklimiz değişiyor. Gençler artık kağıda basılı gazete okumuyor. Kağıda basılı sektör bittiğinde yeni bir medya ile karşı karşıya kalacağız."
     Öztürk, Twitterin sektörü en fazla etkileyen sosyal alan olduğunu, 517 milyon kişinin büyük bir şevkle ve heyecanla sürekli haber vermek istediğini ifade ederek, milyonlarca mesaj ve fotoğrafın ücretsiz atıldığını, Twitterdan daha hızlı haber hazırlayan kimsenin kalmadığını vurguladı.
     Türkiyede Twitteri 8 milyon kişinin takip ettiğini aktaran Öztürk, birçok kurumda kullanımının yasak olduğunu, AAnın ise çalışanlarını kullanmaya özendirdiğini sözlerine ekledi.
     Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Öztürke, konferansın sonunda KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak, teşekkür plaketi verdi.
    
     Muhabir: Şengül Oymak
     Yayıncı: Kemal Kaymak
08 Nisan 2013 15:29
DİĞER HABERLER