Anadolu Köy Korucuları Derneği ve Şehit Aileleri Onursal Başkanı ve AK Parti Afyonkarahisar eski Milletvekili Mahmut Koçak, bildiriye imza atan akademisyenlere tepki gösterdi.
Elazığ'da, Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti (EBMC) Başkanı Nafiz Koca, Elazığ Köy Korucuları Derneği Başkanı Yaşar Biçer, Malatya Köy Korucuları Derneği Başkanı Yaşar Kiraz ile birlikte EBMC binasında basın mensuplarına açıklamada bulunan Mahmut Koçak," Bu metni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmek, en büyük gaflet olacaktır." dedi.
Koçak, açıklamasında şunları kaydetti: "Türkiye bir terör türbülansına sokulmak isteniliyor. Bu bağlamda çok boyutlu bir terör dalgası ile karşı karşıyayız. Hendeklerden üniversitelere, medyadan STK'lara kadar uzanan geniş bir yelpazede Ankara'nın direnci kavramlar, kalaşnikoflar ve canlı bombalar ile kırılmaya çalışılıyor. Türkiye yüzyılın en büyük organize ihanet hareketiyle karşı karşıyadır. Kılcal damarlara kadar girmiş bir ihanet şebekesi işbaşında. Adeta uyuyan hücreler uyandırılmış durumda. Ruhunu, kalemini satmış, dağdakilerden saha da tehlikeli bu tehdit, Türkiye'yi uluslararası bir müdahaleye hazırlamaya calışıyor. Terörün yerelden bölgesele ve uluslararası bir boyuta taşınmasının arkasında bu hedef var. Türkiye'deki terör sorunu uluslararasılaştırılmak istenilmektedir."
Hazırlanmış olan metnin ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmenin büyük gaflet olacağını vurgulayan Mahmut Koçak, "Nitekim 1128 akademisyen tarafından yapılan açıklama metni bununla ilgili fazlasıyla önemli ipuçları veriyor. Bu metni ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmek, en büyük gaflet olacaktır. Ülkesine başka güçleri davet eden hiç bir teşebbüs masumane kabul edilemez. Küresel dalgalara kendisini kaptırmış çevrelerce atılan bu adımın tüm ülkeye evrensel değerler adı altında kabul ettirilmeye çalışılması ve ülkenin bu kapsamda kamplaştırılarak istikrarsızlaştırılma girişimi dikkatlerden kaçmamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye hiç beklemediği, farklı bir terör ortamı-kitlesi ile yeni bir sürece girmiş durumda. Klasik yöntemlerle bertaraf edilemeyecek olan bu tehdit, emperyalizmin içimizdeki 5. kolu olduğunu adeta deklare etmiş görünüyor. Bu deklarasyon, gelecek nesillerimizi kimlere emanet ettiğimizin ve bu ülkede terörün niçin bir türlü sona erdirilemediği sorusunun bir cevabı olarak da tarihe geçmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, normal şartlarda her devletin göstereceği refleksi bu hususta da gösterecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Nitekim, göstermeye de başlamıştır. Fakat gönül isterdi ki, bu adım tepkisel değil, ön alıcı bir şekilde, inisiyatif almaya yönelik olarak çok daha önce bizler tarafından atılsaydı. Fakat, bir musibet bin nasihatten iyidir. Bu musibet bizlere ders olsun. Bu hadise, bizlere tabiatın boşluk kaldırmadığını bir kez daha göstermiştir." diye konuştu.
CİHAN