Ali Babacan kurucusu olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) istifa ederek yeni parti kurma yolunda ilk adım attı. Babacan'ın kamuoyuna ilan ettiği yeni hareketin şifrelerini Samanyoluhaber ekonomi yazarı Gölge Bankacı çözdü.
[ANALİZ] Ali Babacan’ın şifreleri…
GÖLGE BANKACI
Ali Babacan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 14 Ağustos 2001 tarihli kuruluş dilekçesinin altında imzası olan 74 isimden biriydi.
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’den 7 Haziran 2015’te yapılan Milletvekilliği Genel Seçimi’ne kadar ekonomi ve dışişleri bakanlıklarının yanısıra başbakan yardımcılığı gibi görevleri üstlenmişti.
2015’TE SİYASETE VEDA EDECEKTİ
17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk Soruşturması’ndan itibaren AKP lideri ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işareti ile partide geri plana itilmiş, yer yer itibarsızlaştırma teşebbüslerine maruz kalmıştı.
2015’te siyasete veda etmeye hazırlanıyordu. Partinin icraatı ile yola çıkarken belirledikleri ilkeler arasında uçurum günden güne büyüyordu.
Serbest piyasaya yürekten inanan bir ekonomi bakanı olduğu için Erdoğan’ın müdahaleciliğine mukavemet ediyordu. Bu yüzden yeni dönemde kendisine listede yer verilmemesini, “Bana iyilik etmiş olurlar.” şeklinde tevil etmişti.
Ancak dönemin AKP lideri ve başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Erdoğan’ı ikna etmesi ve son anda seçilecek yerden ismini listeye ilave ettirmesi ile yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmişti.
Hükümette görev almamış ve erken seçimin yapılacağı 24 Haziran 2018’e kadar geçen 3,5 yılda kabuğuna çekilmişti.
BU SEFER KİMLERLE YOLA ÇIKTI?
8 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla AKP kurucu üyeliğinden istifa eden Ali Babacan 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski başbakan yardımcılarından Beşir Atalay, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski bakanlardan Nihat Ergün ve gazeteci Fehmi Koru başta olmak üzere AKP’nin ilk iki dönemine damgasını vuran isimlerle yeni parti kurmaya hazırlanıyor.
Yeni partinin kurucuları Ankara’da artık daha görünür olacaklar. Başkaları için yaz tatili onlar namına en hummalı çalıştıkları dönem olacak.
AKP kurucu üyeliğinden istifa ederek yeni partinin kurucu üyesi ve lideri olmasının önündeki hukuki engeli kaldıran Babacan bugün yaptığı yazılı açıklamada hem yeni partiye niçin ihtiyaç duyulduğunun hem de yeni partinin nasıl bir çizgiye sahip olacağının ilk işaretlerini verdi.
Ali Babacan (solda) yeni partinin lideri olacak. 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise geri planda "ak saçlı" olarak partinin akil insanlarının başında bulunacak.
YENİ BİR PARTİ KAÇINILMAZ HALE GELDİ
Babacan o açıklamada geçen, “Türkiye'nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir.” cümle ile 18 sene önce yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa (3Y) karşı mücadele etmek için kurdukları AKP’nin bu idealden uzaklaştığının altını çizdi.
Babacan yeni partinin kurucuları arasında bilinen isimler kadar farklı kesimlerden sürpriz isimlerin olacağını şu şekilde ima etti: “Bu süreçte, aynı ahlaki ve toplumsal sorumluluğu hisseden çok sayıda insanla tanışmış olmak da bizim için çok sevindirici olmuştur.”
Yeni parti özü itibarıyla bir “kadro hareketi” olmakla beraber Türkiye’yi siyasi ve ekonomik krizden kurtaracak nitelikte temsil gücü yüksek ve geniş bir yelpazeden üyelerle yola çıkacak.
BEYAZ BİR SAYFA AÇMAK İÇİN…
“Her konuda beyaz sayfalarla işe başlamak gerekmektedir.” diyen Babacan, AKP’nin artık kendisini yenilemekten uzak, toplumun nabzını tutamayan, yolsuzluk ve rüşvet bataklığına saplanmış, halkın talep ettiği değişimi idrak edemeyen bir parti olduğunu tescil etti.
Yeni partinin insan hakları, özgürlükler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğünü temel ilkeler olarak kabul ettiğini ilan eden Babacan’ın şu sözleri de önemli: “İçinde bulunduğumuz şartlarda, Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir. Çok çeşitli kesimlerle yaptığımız istişareler de bunu teyit etmektedir.”
Bu sözler Babacan’ın liderlik edeceği siyasi hareketin dünden ziyade yarına odaklanacağını gösteriyor. Babacan, Türkiye’nin hukuk ve demokrasiye geri dönmekten başka kurtuluş yolu olmadığını belirtiyor.
İLK FIRSATTA PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNECEK
Yeni partinin ulaştırma, sanayi, tarım, eğitim, adalet ve yönetim biçimine dair programını tek sayfalık kamuoyu açıklaması ile ortaya konulması mümkün olmasa da Babacan, iktidara geldiğinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlediği parlamenter sisteme dönüleceğini ve bunun için ilk iş olarak anayasa değişikliğine odaklanacağının işaretlerini verdi.
Zira Babacan, Erdoğan’ın elinde hanedanlığa dönen ucube başkanlık sisteminde kendisi de başkan seçilse krizin bitmeyeceğinin farkında. Sistem krizi yüzünden devlet kilitlendi.
En son Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Erdoğan’ın 100 talebinden 1’ini bile kabul etmediği için nasıl görevden alındığını bütün dünya gördü. Kurumların özerkliği ve hukukun üstünlüğü tamamen ortadan kalktı.
Ali Babacan'ın kuracağı parti yabancı yatırımcılar arasında şimdiden bir beklenti oluşturdu.
BABACAN’IN İTİBARI HÂLÂ YÜKSEK
Türkiye’nin önünde birikmiş büyük meseleler var. Ekonomik kriz ve dış politikadaki tıkanmışlık bunların başında geliyor. Babacan’a hâlâ piyasaların vereceği bir açık çek var. Liyakati esas alan bir lider olacağından kimsenin tereddütü yok. Yerli ve yabancı yatırımcı nezdinde büyük bir itibarı var.
Gül ve Babacan’ın etrafında şekillenecek kadrolarda Türkiye’nin yüzünü yeniden Avrupa Birliği’ne dönmesini sağlayacak irade ve tecrübe olacak.
Bu açıdan bakıldığında en geç sonbahara kadar parti kurma çalışmaları ete kemiğe bürüneceği anlaşılıyor. Babacan’ın açıklamasındaki en önemli şifreye gelince…
An itibarıyla Türkiye erken seçim sath-ı mailine girmiştir. Erdoğan’ın TCMB Başkanı’nın görevden alıp yerine bankacılar arasındaki lakabı “Damat Berat’ın kuklası” diye bilinen Murat Uysal’ı getirmesi sebepsiz değil.
Erdoğan erken seçim ihtimaline karşı paraya tam hâkim olmak istiyor ve çok zorda kalması halinde Banknot Matbaası’nı çalıştırarak partisindeki erimeyi durdurmanın hesaplarını yapıyor.
----------------------------------