Ankara Tabip Odası (ATO) Kovid-19 tanısı konulan sağlık çalışanı sayısının 488'e yükseldiğini açıkladı.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, kentte 4 Ağustos itibairyle yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan sağlık çalışanı sayısının 488'e yükseldiğini duyurdu.
Bu arada Ankara'da 1 Haziran 2020 tarihinde başlayan normalleşme süreciyle birlikte koronavirüs vakalarında yoğun bir artış yaşandığını da açıkladı.
“COVID-19 pandemisi sürerken ve salgın tam olarak kontrol altına alınmadan 1 Haziran’da başlatılan yeniden açılma süreci ardından, Haziran ortasında başlayan Türkiye genelindeki vaka artışları Temmuz ayı boyunca da devam ederek bugün bulunduğumuz noktaya geldi. Bu süreçte en çok vaka artışının yaşandığı iller arasında Ankara; Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın da basın açıklamalarında dikkat çektiği gibi hep ilk 5 il arasında idi” ifadeleri kullanıldı.
“PANDEMİ HASTANELERİ YÜZDE 100 DOLULUK ORANINA ULAŞTI”
Açıklamada, sahada aktif çalışan sağlık emekçilerinden (filyasyon ekibinde görevli, poliklinik hizmeti veren ve yoğun bakımda görevli sağlık çalışanlarına kadar) alınan bilgiler doğrultusunda Ankara’da günlük pozitif Covid-19 vaka sayısının bine yaklaştı vurgulandı. Açıklamada, “Son günlerde yaşanan vaka sayısındaki artışla birlikte Ankara’da sadece COVID-19 hastalarına sağlık hizmeti sunan pandemi hastanelerin servis ve yoğun bakım üniteleri yüzde yüz doluluk oranlarıyla hizmet vermektedir. Pandemi hastaneleri dışındaki kamu sağlık kuruluşlarının yoğun bakımlarında da ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır” denildi.
“SERVİSLER COVİD-19 HASTASI KABUL EDEMEYECEK HALE GELDİ”
Ankara Tabip Odası açıklaması şöyle devam etti: “Özellikle pandemi hastanelerinde anlık olarak değişmekle birlikte doluluktan dolayı servis ve yoğun bakım üniteleri COVID-19 hastası kabul edemez hale gelmiştir. Klinik olarak semptomu olan ve akciğer tomografisinde yaygın pnömotik infiltrasyonu bulunan hastalara yer bulunmamaktadır. Yoğun bakım ünitesinde yatması gereken hastalar acil servislerde sedyeler üzerinde takip edilmektedir. Bu hastanelere başvuran hastalar zaman zaman diğer hastanelere yönlendirilirken, pandemi dışındaki hastaneler, normal sağlık hizmeti sunan sağlık kuruluşlarında da yer bulunamayınca hastalar evlerine gönderilmektedir. Yeniden açılma döneminde yani 1 Haziran’dan itibaren normal sağlık hizmeti sunumu için planlanan ve pandemi hastanesi olmayan birçok hastane vaka sayılarındaki artış nedeniyle COVID-19 hastası dışında hastaya hizmet verememektedir.”
“HER ODAYA İKİ POZİTİF HASTA YATIRILIYOR”
“Pandemi hastanelerinde salgının en yoğun olduğu Nisan-Mayıs aylarında dahi her odaya bir pozitif hasta kabul edilirken, şimdilerde bu odalara ikişer hasta yatırılmaktadır. Ankara’da kamu özel işbirliği ile işletilen bir hastane de COVİD-19 hastalarının kabul edildiği her biri yoğun bakım ünitesinin hasta kapasitesi normal koşullarda 16 iken bu yoğun bakım ünitelerine de 8’er hasta ilave edilmiş, 16 hasta kapasiteli yoğun bakım ünitelerinde 24 hastaya hizmet verilmeye başlanmıştır.”
“YAŞLI VE KRONİK HASTALAR COVİD-19 HASTALARIYLA AYNI ORTAMDA”
“Öte yandan sadece COVID-19 hastası kabul etmesi gereken pandemi hastaneleri sağlık kurulu hizmetine de açılarak günlük 100’ün üzerinde Sağlık Kurulu hastasına hizmet verilmeye başlanmıştır. Yaşlı ve kronik rahatsızlığı bulunan hastaların, COVID-19 hastalarıyla aynı ortamda sağlık hizmeti almaları büyük bir risk oluşturmaktadır. Söz konusu yoğunluk, pandemi hastanelerinde sosyal mesafe ve hijyen önlemlerinin de geri plana itilmesine ve uzayan kuyruklarda bulaş riskinin çok fazla artmasına sebep olmuştur.”
“1 HAZİRANDAN İTİBAREN 7 SAĞLIK ÇALIŞANI HAYATINI KAYBETTİ”
“Yeniden açılma döneminde yaşanan vaka artışları ve hükümetin şeffaflıktan uzak politikaları sağlık personeli üzerinde tedirginlik, kaygı artışı, tükenmeye kadar varan etkilere yol açmıştır. 1 Hazirandan itibaren 7 sağlık çalışanı daha hayatını kaybetmiş, sağlık çalışanları enfekte olmaya devam etmektedir. Ne yazık ki gelinen noktada salgın kontrolsüz bir şekilde, gayri ciddi ve bilimsel veriler dışındaki yönetsel kararlarla bastırılmaya çalışılırken, tüm sorumluluk bireylere yüklenmektedir.
Sonuç olarak salgın döneminde ancak bulaş kaynağına ulaşarak, karantina ve izolasyon sağlanarak bulaş engellenebilir. Temel koruyucu sağlık hizmetinin; epidemiyoloji bilimine uygun yapılmadığı ve hastaların tedavilerinin kurumlarında karşılandığı durumlarda sağlık kuruluşları yetersiz kalabilir ve toplum ve elbette sağlık çalışanları ağır bedeller ödemeyle karşı karşıya kalabilir.”