Ankara Barosu Siyah Transporterlar için rapor hazırladı ve suç duyurusunda bulundu

2019 yılında zorla kaybedilen 7 kişiyle ilgili Ankara Barosu ortak çalışma raporu hazırladı. Rapor Ankara Başsavcılığı’na suç duyurusuyla birlikte iletildi.

 Mustafa Yılmaz, Salim Zeybek, Özgür Kaya, Gökhan Türkmen, Erkan Irmak, Yasin Ugan ve Yusuf Bilge Tunç, 2019 yılında peş peşe siyah transporterla kaçırıldılar. 4 kişi 6 ay sonra işkence edilmiş şekilde Ankara Emniyeti’ne teslim edildi. İkisi, ise 9. ayda benzer biçimde emniyete teslim edildiler. Yusuf Bilge Tunç’tan ise halen haber alınamadı.

Zorla kaybedilen bu kişilerin devlet görevlileri tarafından kaçırıldıkları ve MİT’e ait Özel Operasyonlar Başkanlığı’na ait “Çiftlik” adı verilen bölgede işkenceye uğradıkları iddia ediliyor. Kaçırılanlardan Salim Zeybek, eşi Betül Zeybek ve çocuklarının gözü önünde kaçırıldı. Ancak ne Zeybek ailesi ne de diğer ailelerin yaptıkları suç duyuruları savcılıklar tarafından etkin biçimde işleme konmadı.

BARO RAPOR HAZIRLADI
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, konuyla ilgili bir rapor hazırladı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda kaçırılanların yakınlarının başvurusu sonucunda yapılan çalışma anlatıldı ve Ortak İzleme Raporu’nun düzenlenmesinin ardından, Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun 05/02/2020 tarih, 77/28 sayılı kararıyla söz konusu tutanakların Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar niteliğinde iletilmesine karar verildiği belirtildi.

Suç duyurusunda şunlar belirtildi:

“Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, zorla kaybedilme iddialarına ilişkin yaptığı araştırmalar ve değerlendirmeler neticesinde; başvuruculardan Nuray TUNÇ’un eşi Yusuf Bilge TUNÇ’un yeri halen bilinemediği için kişinin şikayetine ilişkin uluslararası standartlara uygun bir soruşturmanın geciktirilmeksizin yürütülmesi gerektiği; yakınları en az 5 en çok 9 ay süre ile kayıp kalan ve başvurulardan sonra emniyet birimlerinde ortaya çıkan diğer başvurular açısından, Devletin zorla kaybettirmeye ilişkin yaşam hakkını koruma ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü ile suç ile itham edilen herkesin avukatı ile gizli görüşebilme hakkı, kendi seçtiği müdafiin yardımından yararlanma hakkı, derhal hakim karşısına çıkarılma hakkı ve özgürlüğü kısıtlanan kişinin hekime erişim hakkı sağlama yükümlülükleri ışığında, kamu denetimine açık ve mağdur yakınlarının sürece katılımının sağlandığı bir soruşturma yürütülmediği hususlarını tespit etmiştir.”

ŞÜPHELİLER HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILMALI
Sözkonusu kaçırılan kişilere yönelik hak ihlalleri iddialarının soruşturulmadığı uluslararası hukuk standardında yürütülmediği belirtilen suç duyurusunda, soruşturmanın derinleştirilmesi talep edildi ve şöyle dendi:

“Yukarıda açıklandığı ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle; Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne gelen başvurular neticesinde zorla kaybetme iddialarına ilişkin olarak tutulan tutanaklar, düzenlenen raporlar ve edinilen bilgi ve belgeler ışığında soruşturma yapılması/mevcut soruşturmaların derinleştirilmesi ve tespit edilecek şüpheliler hakkında kamu davası açılarak cezalandırılması için gereğini saygıyla arz ve talep ederiz.”

RAPORDAN
Raporda, kaçırılanların yakınlarının ifadeleri ve sundukları belgelerle ilgili değerlendirmeler yeralıyor.

Baro İnsan Hakları Merkezi üyelerinin, 27.8.2019’da Sincan 1. Nolu F Tipi cezaevinde Erkan Irmak, Yasin Ugan, Özgür Kaya ve Salim Zeybek’le görüşmek için gittikleri, üç kişinin avukatlarla görüşmek istemedikleri yönünde bilgi verildiğini, sadece Salim Zeybek’le görüşebildikleri, ancak Zeybek’le görüşmelerine ilişkin tutanağın, avukatların elinden zorla alındığı ve cezaevi görevlileri tarafından avukatların hakaret ve tehditlere maruz kaldıkları belirtildi.

Kayıp olan kişilerin birbirinin aynı şekilde Emniyet’te ortaya çıktıkları, birbirinin aynı ifadeleri verdikleri, fiziki görünüşlerinin aynı olduğu (zayıflama, dikkat dağınıklığı vs) belirtilen raporda özellikle avukat hakkının kullandırılmamasına vurgu yapıldı.

6 kişinin, bugüne dek aileleriyle ya da avukatlarıyla baş başa hiç görüşemedikleri, tüm görüşmelerde bir devlet görevlisinin bulunduğu, bu nedenle yaşadıkları işkence ya da hak ihlallerini anlatma fırsatı bulamadıkları belirtildi.

Raporda, avukat tutma hakkına vurgu yapılırken, 6 kişinin ailelerinin avukatlarını reddettikleri, bunun baskı sonucunda yapıldığı izlenimi doğduğu, kendilerine gönderilen avukatlarla ilgili durumun ise şüphe çekici olduğu belirtildi.

Zorla kaybedilmeleriyle halen yargılandıkları davaların birbirinden ayrılması gerektiği belirtilen raporda; “Kayıp soruşturmasının başvurusu yapılan kişilerin şüpheli olduğu soruşturmadan ayrılarak, kayıp soruşturmasını tehlikeye düşürmeyecek bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması, ailenin soruşturmanın gelişimine ilişkin bilgilendirilmesi, soruşturmaya katılımlarının sağlanması gerekmektedir” dendi.

14 Şubat 2020 13:52
DİĞER HABERLER