Ankara'daki saldırı sonrası biber gazı kullanımıyla ilgili suç duyurusu

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi, Ankara'daki bombalı saldırı sonrası biber gazı atılmasına tepki gösterdi. Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu Üyesi Ali Çerkezoğlu, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

İHD İstanbul Şubesi'nde gerçekleşen toplantıya, İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hulusi Zeybel, Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu Üyesi Ali Çerkezoğlu, Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Selin Top ve basın mensupları katıldı. Dernek, Ankara'da meydana gelen bombalı saldırı sonrası biber gazı kullanımıyla ilgili açıklama yaptı.

Toplantıda konuşan Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu Üyesi Ali Çerkezoğlu, biber gazının sinsi bir katil olduğunu söyleyerek yasaklanmasını istedi. Çerkezoğlu, "Doğrudan biber gazıyla ilgili ölüm olduğunu iddia etmiyoruz. Zaten yeterince ölüm var. Bir de biber gazından ölmesi gerekmiyor insanların. Zaten yeterince vahşet, katliam yapıldı Ankara'da. Biber gazının bu olayda ağır yaralılarda ölümcül tabloyu hızlandırıp hızlandırmadığına dair otopsi raporu henüz çıkmadı. Fakat biliyoruz ki bu kimyasal gazın en büyük özelliği de o. İlk anda insanı boğacak biçimde nefessiz bırakıyor, sonra da iz bırakmıyor. Aslında en sinsi katillerden birini biber gazı oluşturuyor. Bu nedenle bunun tespiti güç. Fakat tartışmasız olarak tespit edilen bir şey var ki, o alanda yaralılar henüz meydandayken ve onlara ilk yardım yapılırken biber gazının kullanılmış olması. Bu durum hiçbir tartışmaya, hiçbir spekülasyona, hiçbir yalana izin vermeyecek derecede açık, berrak ve şeffaftır." şeklinde konuştu.

"Muhtemeldir ki dünyada ilk kez 100 ölünün ve yüzlerce yaralının olduğu mekanda biber gazı kullanıldı." diyen Çerkezoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu duruma biz de ilk kez şahit oluyoruz. Bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Bu olayı bütünüyle kabul edilemez vicdansızlık, hukuksuzluk, insanlıktan kopuş olarak görüyoruz. Gerek bunu uygulayanlar, gerekse buna emir verenler, gerekse buna zemini hazırlayanlar ve en önemlisi de 'destan yazdınız' diye sırtlarını sıvazlayanların yargılanmasını istiyoruz. 104 cana kıyılan ortama hazırladıkları zeminden dolayı da, tedbir almamış olmaktan dolayı da yargılanmalarını istiyoruz. Sadece yaralılar üstünde biber gazı kullanılmış olmanın kimse sorumluları orada biber gazı sıkan görevliden, o kısmın amirine, emniyet müdüründen içişleri bakanından ona o yetkiyi veren başbakana ve bütün bu atmosferi yaratan cumhurbaşkanına kadar bu insanlık suçu kapsamında yargılanması talebimiz var."

'BİBER GAZI YASAKLANSIN'

Konuyla ilgili basın açıklamasını okuyan Selin Top ise, "Bizler, kimyasal silah olarak kabul edilen biber gazının yasaklanması için çalışmalar yürütüp, etkisiyle ilgili bilimsel toplantılarla kamuoyu bilgilendirmesi yapmaya, insan hakkı ihlallerine, yaralanmalara ve ölümlere sebep olduğunu dile getirmeye çalışırken, aynı biber gazı bu kez Ankara'da, miting alanında karşımıza çıktı. Hem de onlarca kişinin ölümle pençeleştiği, yüzlerce kişinin ağır yaralı olarak ilk yardım beklediği bir ortamda. 10 Ekim'de Ankara'da, Türkiye'nin sürekli gözetlenen başkentinde, şehrin göbeği olan tren garında iki bomba patlatıldı. Bizler de cinayeti gördük. Bombalar patladıktan sonra alana ambulanstan önce biber gazı ve TOMA geldi! Tren garında ölüm ve kan yetmemiş olacak ki, bu kin ve nefret dolu senaryoya, insanlık dışı bir yaklaşımla bir de biber gazı eklendi. Bir çok açıklamamızda yer verdiğimiz gibi, gösteri kontrol ajanlarının gerek etkin maddeleri olan 'oleoresin capsaicin (OC) ve o-klorobenzilidenmalononitril (CS)', gerekse de etkin maddelerinin çözünmesi için kullanılan 'Diklorometan (DCM, metilen klorür), Trikloroetan (Metil kloroform), Metil izobutil keton' gibi çözücülerine maruz kalınan miktar, süre ve kişinin tıbbi geçmişine bağlı olarak kronik ve akut etkileri uzmanlarca sağlığa zararlı ve ölümcül olarak nitelendiriliyor. Daha önce cami, cemevi gibi ibadethanelerde, okullarda, evlerde, hastanelerde, kısacası yaşam alanlarında bu kimyasal silahın pervasızca kullanılmasına şahit olmuştuk. Biber gazı fişeklerinin doğrudan ölümlere yol açtığı Berkin Elvan, Abdullah Cömert cinayetleri hala hafızalarımızda. Astımlı olarak biber gazına maruz kaldıktan sonra hayatını kaybeden Çayan Birben ve kalp hastalığı zemininde yoğun biber gazına maruz kaldığı ortamda fenalaşarak hayatını kaybeden Elif Çermik'in ölümlerinde maruz kaldıkları biber gazının tedavi sürecine olumsuz etkisi ve en hafif deyimiyle kendilerinde mevcut hastalığın seyrini arttırdığı çok açık." diye konuştu.

CİHAN
17 Ekim 2015 13:50
DİĞER HABERLER