Ankara ile Washington'un arasına şimdi de İran girdi

Ankara, Washington'un Tahran'a yönelik sert politikalarını eleştiriyor.

 
Amerika'nın İran'a yönelik yaptırımlarının uygulanmasında Türkiye'nin işbirliğinin hayati önem taşıdığını düşünen uzmanlar, Amerika ve Türkiye arasında yeni bir zıtlaşma yaşanabileceği yorumunda bulunuyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte, İran'a yönelik yaptırımların tüm bölge açısından olumsuz etkileri olacağını ve bunun son derece tehlikeli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üst düzey danışmanlarından olan ve adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Türkiye'nin sadece Birleşmiş Milletler yaptırımlarını uygulayacağını, başka hiçbir yaptırım uygulamayı kabul etmeyeceğini kaydetti. Yetkili, Türkiye'nin başka ülkelerin emellerine alet edilmesine izin verilmeyeceğini vurguladı.

Başkan Trump, Amerika'yı İran'ın nükleer programının kısıtlanmasına yönelik uluslararası anlaşmadan çektikten sonra Tahran'a yönelik sert ekonomik yaptırımlar getireceği sözü vermişti.

Uzmanlar, Türkiye ve İran'ın tarih boyunca birbirine rakip iki ülke olduğunu, ancak Türk hükümetinin Washington ve Tahran arasında yaşanacak herhangi bir anlaşmazlığın içine çekilmesi olasılığına karşı temkinli davrandığını söylüyor.

İstanbul'daki düşünce kuruluşu Edam'ın direktörü Sinan Ülgen, ”Türkiye'nin İran'la ortak sınırı var, Türkiye yüzyıllar boyunca İran'la sorunlu ilişkiler yaşadı. Ancak aynı zamanda İran'la yan yana var olmaya devam edeceğini biliyor. İran'ın bölgede oynadığı rolün de farkında. Bu nedenle de İran ve Amerika arasındaki meselelerde taraf tutmak istemiyor,” şeklinde konuşuyor.

Türkiye-İran ilişkileri, işbirliği ve rekabetin tedirginlik verici karışımı olarak nitelendirilebilir. Enerji kaynakları açısından yoksul olan Türkiye, İran'dan petrol alıyor. Türkiye ayrıca İran doğalgazını en çok ithal eden ülke.

Uzmanlar, Türkiye'nin, Amerika'nın İran'a yönelik geçmişte uyguladığı başka bazı yaptırımları da ihlal ettiğini hatırlatıyor. İran uzmanı Cemşit Assadi, ”Ankara, başından bu yana, özellikle de İran'ın eski cumhurbaşkanı Ahmedinejat döneminde uygulanan yaptırımlardan büyük kar elde etti. Türkiye, İran'ın yaptırımları aşmasına yardımcı olan iki-üç ülkeden biriydi,” diyor.

Cemşit Assadi, geçmişe oranla günümüzde uluslararası arenada daha çok tecrit edilen Türkiye'nin yaptırımları delmeye hazır olabileceğini söylüyor. Uzman, ”Yaptırımları ihlal etmenin bu sefer daha zor olacağını düşünüyorum, İsrail ve Avrupa Birliği'yle arası iyi olmayan Ankara, Washington'a kafa tutmadan önce iki kez düşünebilir,” şeklinde konuşuyor.

Washington'unsa elinde Ankara'ya karşı kullanabileceği sağlam kozlar var. Halk Bankası Genel Müdürü Hakan Atilla'nın Amerika'nın İran'a yönelik yaptırımlarını çiğnediği gerekçesiyle New York'taki bir mahkeme tarafından suçlu bulunması, Amerika'nın Türk devlet bankalarını milyarlarca dolarlık para cezasına çarptırması olasılığını gündeme getiriyor.

Sinan Ülgen, Türk ekonomisinin zaten şu anda oldukça kırılgan olduğu göz önünde bulundurulduğunda Amerika'nın ağır yaptırımlar uygulaması durumunda ekonominin sağlığının daha da tehlikeye gireceğini kaydediyor.

Halkbank davası, Türk-Amerikan ilişkilerinin gerilmesine neden olan birkaç etkenden biri. Ancak son birkaç aydır bazı meselelerin çözümünde ilerleme kaydedildi.

Irak, İran ve Suriye'ye sınırı olan Türkiye'nin jeopolitik konumu, stratejik açıdan Washington için önemli. Dışişleri Bakanı Yardımcısı A. Wess Mitchell, geçtiğimiz haftaki Senato oturumlarında Türkiye'yi ”önemli bir müttefik ve ortak” olarak tanımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pazartesi günü kabinesini açıklaması bekleniyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde kabine, doğrudan cumhurbaşkanına bağlı olacak.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Hüseyin Bağcı ise yeni bir yaklaşımın gündeme gelebileceğine dikkat çekiyor. Bağcı, ”İbrahim Kalın'ın yeni dışişleri bakanı olması bekleniyor. Dışişleri bakanı değiştiğinde Rusya, Amerika ve Avrupa Birliği'ne karşı genellikle yeni tavırlar ve yaklaşımlar ortaya çıkar. Türkiye'nin bazı alanlarda çatışmacı değil, daha çok işbirliği yanlısı bir tavır sergilemesini bekleyebiliriz,” diyor.

Öte yandan Donald Trump ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki kişisel uyuşum da diplomatik bir başarı elde edilmesini sağlayabilir. Profesör Hüseyin Bağcı, ”Trump, Erdoğan'ı seçim zaferinden ötürü kutlayan ilk liderlerden biriydi. Farklılıkların giderilmesinde Erdoğan ve Trump arasındaki kişisel kimyanın etkisi olabilir,” şeklinde konuşuyor.

07 Temmuz 2018 22:59
DİĞER HABERLER