SON yasal düzenleme, ittifak yapan partilere önemli avantajlar sağlıyor. En önemli avantajın, bir partinin tek başına aşmak zorunda olacağı yüzde 10 barajını güçbirliğiyle aşmak olacak. Baraj, ittifak partilerinin oy oranlarının toplamına göre hesaplanacağı için tek başına yüzde 10 barajının altında kalma olasılığı olan partiler, bu güçbirliği sayesinde, barajı daha kolay aşabilecek. Bu düzenlemenin getirdiği ikinci avantaj ise ‘artık oylar’ olacak. Bazı seçim bölgelerinde kıl payı sonuç doğuran artık oylar, ittifak tek partiymiş gibi dağıtılacağından, ittifak yapanlar açısından avantaja dönüşecek. 

Buna göre; bir seçim çevresinde, A partisinin 10 bin, B partisinin 5 bin artık oyu olduğunda, bu oylar tek başına bir milletvekili çıkaramayacak. Ancak, bu oylar ittifak dahilinde sayılacağı için toplamda 15 bin artık oy edecek. Bu da ittifak yapan partilerin hanesine bir milletvekili yazılmasını sağlayacak. O vekilin, ittifak partilerinden hangisine yazılacağını ise aldıkları oy oranlarına göre D’hont sistemiyle dağıtım belirleyecek. Bu avantaj, seçim ittifakı yapan her blok için anlamlı sonuç doğurabilecek. Güçbirliğinin yarattığı sinerji de hesaba katıldığında, ittifak yapan partiler, yeni sistemin en kârlı partileri olacak.

Bu avantajlar nedeniyle seçim ittifakı, AK Parti-MHP dışındaki partilerin gündeminde de önemli yer tutmaya başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün bir grup gazeteciye söylediği “İttifak görüşmeleri yapıyoruz” sözleri, bu konuda kulislerde haftalardır konuşulan ittifak senaryolarını yeniden güncelledi. CHP’nin, İYİ Parti ve Saadet Partisi’yle ittifak yapma olasılığı zor görünüyor. CHP’nin tabanına bunu anlatma zorluğu nedeniyle sadece DSP ile ittifak yapabileceği, böylece de son kurultayda tüzüğüne koyduğu “İttifak yapılması durumunda önseçim yapılmaz” hükmünün de işletileceği ifade ediliyor.