İşte Saygı Öztürk'ün bugünkü yazısının ilgili bölümü...
Canlı bombanın arkasındaki isim
CHP Genel Merkezi’ne, partinin Mersin milletvekili adayı ile birlikte iki kişi geldi. Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’le görüştü. Adayın yanında gelen kişi çok önemli iddialar gündeme getiriyor, “Ankara bombacılarının arkasında olan isimleri” söylüyordu. Bingöl, dikkatlice dinledi. Gelen kişi isimler veriyor, telefon numaraları veriyor, “İsterseniz siz de arayın” diyordu.
Durum, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na anlatıldı. Kılıçdaroğlu, eldeki bilgilere dayanıp herhangi bir açıklama yapmadı. Bombacılarla ilgili iddialarda bulunan kişi, “Adımın açıklanmaması şartıyla bildiklerimi basına da anlatırım” dedi. Ama ne anlatırsa anlatsın, bu kişinin bombacıların arkasında olduğunu ifade ettiği isimleri yazmanız mümkün değil.
IRAKLI AMA SURİYELİ DİYE TANITIYOR
O
kişiyle Irak’ın El Ambar kentinde inşaat firmasında çalıştığı dönemde
tanışmış. Sonra aynı kişi Mersin’e yerleşmiş. Irak’ta başlayan
arkadaşlığı nedeniyle sık sık bir araya geliyorlar, birlikte
dolaşıyorlar. Ona “Aman polis beni sorarsa Suriyeli olduğumu söyle”
diyor. Aslında Türkçe konuşmasına rağmen, pasaport ve kimliği olmasına
rağmen bunları gizliyor. Bu kişi Şanlıurfa’ya sık sık gidip geliyor.
Suriye’ye IŞİD’cileri getirip-götürdüğü söyleniyor, eylemlerde
bulunuyor, eylemler planlıyor.
Ankara’da bomba patladığında, bu
kişinin dayısı, eylemin Muhammed H. tarafından organize edildiğini
söylüyor. Türkiye’de “Yusuf” adını kullanan kişinin üzerine kayıtllı iki
telefon numarası var. Ama bu kişi sıkça telefon numarasını
değiştiriyor. Elinde bulunan son iki numarasından birisi arandığında o
numaranın kullanılmadığını anlıyoruz. İkinci telefon numarası
arandığında da o numaraya ulaşılamadı.
DEVLETE GÜVEN AZALMIŞ
Son
derece düzgün, sözüne güvenilir durumda olan, bunları anlattığı için
hiçbir beklenti içinde olmayan vatandaşımızın saydığı isimler arasında
bir milletvekilinin kardeşinin de adı geçiyordu.
Kendisine
bildiklerini, yalnız ve yalnız doğruları, isminin gizli tutulması
kaydıyla güvenlik birimlerine anlatması gerektiğini ben de, birlikte
Ankara’ya geldiği milletvekili adayı da söyledi. İşte sorun burada. Bu
kişi, “Devlete güvenemiyorum. Benim de başımı derde sokarlar.
Anlattığımda o milletvekilinin kardeşinin adını, ‘Yusuf’ adını kullanan
kişiyle bağlantısını söylemek zorundayım” dedi. Anlattıklarının doğru
olup olmadığını bilmiyorum. Anlaşılıyor ki çekiniyor, güvenecek bir dal
arıyor.
Vatandaş, devletine güvenemediği sürece olayların önü de
alınamaz, gerçekleşen olayları çözmek de sanıldığı gibi kolay olmaz.
İşte yaşananı, o yüzden sizlere aktardım…
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYNIZ
PATLAMA ANI