Sevil Çelik - Gaziantep'te, coğrafi işareti ''Antep fıstığı'' olarak tescillenen ürünün sadece kentte değil bölgede üretiminin ve kalitesinin arttırılması ve etkin bir şekilde tanıtımı için çalışmalar yürütülüyor.
Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürü Selim Arpacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antep fıstığının bir tür adı olduğunu, bu türün altında birçok çeşit bulunduğunu söyledi.
Türkiye'de Antep fıstığının ağırlıklı olarak Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Siirt ve Kahramanmaraş'ta yetiştiğini, Türkiye'deki üretimin yaklaşık yüzde 95'ini bölgenin karşıladığını dile getiren Arpacı, bölgenin ikliminin ekolojisinin birbirine yakın olduğunu, toprak ve yağış olarak da bölgenin yapısının üretime uygun olduğunu dile getirdi.
Antep fıstığının ağırlıklı olarak Gaziantep ve Şanlıurfa üretildiğini, üretimin yüzde 40'ının Gaziantep'te, yüzde 40'ının da Şanlıurfa'da yapıldığını bildiren Arpacı, ''Türkiye'deki Antep fıstığı üretim alanı 225 bin hektar. Bunun 100 bin hektarı Gaziantep'te, yaklaşık 100 bin hektarı da Şanlıurfa'da bulunuyor'' dedi.
Türkiye'deki Antep fıstığının 3. sınıf, 4. sınıf, meyilli, toprak derinliği az olan alanlarda üretildiğini, taban arazilerde daha çok diğer tarım ürünlerinin üretildiğini bildiren Arpacı, şöyle konuştu:
''Bu bir yerde artı bizim ülkemiz ve bölgemiz için ama uluslararası seviyeye geldiğiniz zaman birim alanda verim düşüklüğünün de ana sebebidir. Kıraç alanda siz ne kadar bakarsınız bakın, taban arazideki verimli topraktaki kadar geliştirme ve verim alımı söz konusu olamıyor. Son zamanlarda Antep fıstığında tabana doğru iniş de vardır. Özellikle Harran Ovası'nda Bozova bölgesinde.
Antep fıstığı çok değerlidir ve piyasadaki değeri de giderek artmaktadır. Bu nedenle üreticilerimiz verimini kalitesini arttırmak için özellikle Fırat Vadisi'nde sulamaya başlamıştır. Bu iyi bir gelişmedir ülkemiz için hem uluslararası seviyede rakiplerimizi yakalama açısından hem de kırsalda çiftçimizin gelirinin arttırılması açısından iyi bir gelişmedir ve bizim yaptığımız araştırma sonuçlarına göre suludaki yetiştiricilik kurudakine göre iki kat daha fazla olabilmektedir. Hem dikim şekli hem de sulamayla Antep fıstığında dekardaki verim 200 kilogramın üzerine çıkarılabilmektedir. Ama klasik yetiştiricilikte şu anki üretimde üreticilerimiz ortalama 80 kilogram Antep fıstığı, kuru Antep fıstığı almaktadırlar.''
-''SULAMA, BUDAMA, GÜBRELEME ÖNEMLİ''-
Arpacı, yaptıkları araştırmalarla eskiden çok gübre istemeyen, çok mücadele, ilaçlama istemeyen, ''sulamaya gerek yok denilen'' Antep fıstığında gübrenin çok büyük fayda sağladığı, budamanın verimi yüzde 17 arttırdığı ve sulamanın mutlaka gerekli olduğunun ortaya çıktığına dikkati çekti.
Sulu üretim yapan çiftçilerin, kuru koşullardakinden en az yüzde 100 daha fazla ürün alabildiğini dile getiren Arpacı, şöyle devam etti:
''Antep fıstığı bir tür adı, bu türün altında birçok çeşit var, kültür çeşidi var, mahalli tipler, çeşitler var. Antep fıstığı çeşitleri ülkemizde şu an itibariyle 7 tane tescilli standart çeşidimiz oldu. Eskiden 5 taneydi. 3 yıl önce yaptığımız araştırma çalışmaları sonucunda 2 tane yeni çeşit tescil ettirdik Tarım Bakanlığımıza. Tekin ve Barak Yıldızı. Üç tane de tozlayıcı tescil ettirdik. Tabii ki Antep fıstığı tür dedim. Bunun altında Siirt çeşidimiz var, Halebi diye çeşidimiz var. Kırmızı, uzun, keten gömleği, değirmi gibi pek çok mahalli çeşidimiz var. Şu anda bizim koleksiyonlarımızda 40'ın üzerinde Antep fıstığı çeşidi var yerli ve yabancı. Yerli diye anılan çeşitler İran, Amerikan ve Siirt çeşidinden biraz farklı. Özellikle sanayiye yönelik olarak üretim yapılmaktadır ve aroması ve rengi bakımından eşsizdir.
Özellikle dondurma, baklava, çikolata ve helva sanayide çok istenen bizim yerli çeşitlerimizden kırmızı, uzun, Halebi ve keten gömleği gibi çeşitlerimiz erken hasat edilmeleri durumunda o eşsiz fıstıki yeşil rengi ve aromasıyla çok beğenilerek uluslararası ticarette yer bulmaktadır ve çok önemli ihracat ürünlerimizden biridir. Özellikle iç tüketimi son 5-6 yıl içinde artmıştır bu da eskiden fıstıklı baklava Gaziantep ve Şanlıurfa'da olurken şimdi İstanbul'daki, Ankara'daki ve İzmir'deki baklavacı ve dondurmacılar da Antep fıstıklı olarak üretim yapmaktadır ki bu Antep fıstığının giderek yaygınlaştığı anlamına geliyor.''
-''İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE ARTIYOR''-
Arpacı, Antep fıstığının Türkiye'deki durumunun şu anda belki istenilen seviyede olmadığını ancak çok fazla dikim yapıldığını ifade etti. 2010 yılı Kasım ve 2011 Mart ayı arasında Türkiye'de satılan Antep fıstığı fidan sayısının 7 milyonu aştığını, bunun da Antep fıstığının geleceği açısından umut verici olduğunu kaydetti.
Antep fıstığının dünyada üçüncü sırada yer aldığını ancak Türkiye'deki Antep fıstığı üretiminin istikrarlı bir artışının söz konusu olduğunu, İran'daki üretimin ise 1990'lı yıllarda 300 bin ton, 320 bin tonlara çıkmasına rağmen, son iki üç yılın ortalamasına bakıldığında aşağıya doğru bir eğilim gösterdiğini dile getiren Arpacı, şöyle devam etti:
''Bu bizimkinin yukarı doğru, İran üretiminin de aşağıya doğru gitmesi belki önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde İran'ı ya da Amerika'yı yakalama durumu olacağını göstermektedir. Şu anda çiftçimiz Antep fıstığının pazardaki değeriyle sıkıntı olmaması nedeniyle Antep fıstığına doğru yönelmektedir ve yeni Antep fıstığı bahçeleri kurmaktadır. Bu da bizim için iyidir.''
-''ANTEP FISTIĞI TÜRKİYE'NİN''-
Antep Fıstığı Tanıtım Grubu Derneği Başkanı Zeki Yağcı, Antep fıstığının bölgenin ve ülkenin çok önemli bir ürünü olduğunu belirtti.
Antep fıstığının yüksek aromasıyla, üstün lezzeti ve kalitesiyle gerek kuruyemiş sektöründe gerekse çikolata sektöründe Türkiye'nin ana ürünlerinden olduğunu ifade eden Yağcı, şöyle konuştu:
''Antep fıstığı artık bir sanayi ürünü haline geldi. Kullanımı çok yaygınlaştı. Artık çok ciddi bir üretim aşamasına geçildi. İşletmelerimiz kendilerini yeniliyor. Bizim asıl amacımız tabii ki Antep fıstığının tanıtımı. Biz bu tanıtımı gerek yurt içinde gerekse yurt dışında fuarlara katılarak, fıstığı mümkün olduğu kadar tanıtmaya çalışıyoruz. Asıl biz şunun bilincindeyiz Antep fıstığı üreticisinin eğitimi tanıtım kadar önemli. Çünkü artık dünyadaki herhangi bir tüketici tüketiği ürünün nerede, nasıl ve hangi şartlarda üretildiğini bilmek istiyor. Bu yüzden şunu teslim etmemiz gerekiyor ki Antep fıstığı bugüne kadar, yani bundan 3-5 yıl öncesine kadar biraz daha iptidai şartlarda eski usullerle üretiliyordu ancak son 3-5 yıldan bu yana çok ciddi şekilde üretim artık bilimsel şartlarda çok hijyenik ortamlarda hem üretim, hem kaliteyi yükseltme çalışmaları yapılıyor.
Yeni ürün çeşitleri geliştiriliyor. En önemlisi de işletmelerimiz eğitiliyor. Artık tüccarımız, sanayicimiz, işletmecimiz yüksek kaliteli ürün elde etmede, hijyenik üretim yapmadan rekabet şansımız olmadığını biliyor. Bizim çalışmalarımız daha ziyade bu yönde. Biraz daha tanıtıma artık ağırlık vereceğiz. Hava yollarında, yurtdışı uçuşlarında tanıtım için çalışmaları başlatıyoruz.''
Yağcı, Antep fıstığının Türkiye'nin ürünü olduğunu ifade etti. Antep fıstığıyla ilgili spekülasyonlar yapıldığını ancak bütün Antep fıstıklarına sahip çıktıklarını, hiç polemik yaratmaya gerek olmadığını vurguladı.
-''ANTEP FISTIĞININ DA MÜZESİ OLACAK''-
Antep fıstığının dünyada bilinen ismiyle Antep fıstığı olduğunu, dünyadaki kavramın böyle olduğunu, artık kavram kargaşası yaratmaya gerek olmadığını dile getiren Yağcı, şöyle devam etti:
''Antep fıstığı dünyadaki bilinen ismiyle söylüyorum, Antep fıstığıdır. Bunun çeşitleri vardır. Diğerleri de Antep fıstığının çeşitleridir. Belki önümüzdeki 3-5 yılda 200-250 bin tonluk rekoltelerden bahsedeceğiz. Bu rekoltelere ulaşacağız. Böyle olunca da bölgede 3-4 milyar dolarlık bir ekonomik potansiyel demek bu. İşsizlikten bahsediyoruz, yoksulluktan bahsediyoruz. Yani bölge için çok önemli. Bu anlamda da Gaziantep'in vizyonuna yakışır, Gaziantep'in önüne koyduğu hedefe yakışır bir Antep fıstığı vizyonu olması gerekiyor.
Çok ciddi şekilde çalışmalarını yürütüyoruz, önümüzdeki dönemde bir Antep fıstığı müzesi yapacağız. Bunun için bazı özel firmaların katkısı olacak. Bu sizin bildiğiniz basit bir müze olmayacak. Geçmişten bugüne Antep fıstığının üretiminden ticaretine olan aşamaları, tarihçesini, hikayesini anlatacak. Çünkü dünyada 3-4 tane üretici ülke var ama gen merkezi bizim bölgemiz ve bizim şehrimizin ismiyle anılıyor. Bu müze de bu konsepte yakışır şekilde olacak. Bundan sonra da Tanıtım Grubu Derneği olarak da biraz daha tanıtıma ağırlık vereceğiz.''
Ürünün adı, Gaziantep Ticaret Odası'nın 1997 yılında Türk Patent Enstitüsü'ne yaptığı başvuru sonrası 2000 yılında Kırmızı, Uzun, Halebi, Ohadi ve Siirt türleri de dahil olmak üzere 'Antep fıstığı' adı ile tescillenmişti.
-ANTEP FISTIĞININ BESİN DEĞERİ-
Antep fıstığı lezzetli ve besin elementlerince oldukça zengin bir meyvedir. Protein ve diğer elementlerce zengin oluşu, Antep fıstığını daha cazip hale getirmektedir. 100 gram Antep Fıstığı, 0 kolesterol içermektedir.
Ayrıca Antep fıstığının 100 gramında, 500 mg fosfor, 1020 mg potasyum, 136 mg kalsiyum, 158 mg magnezyum, 5.2 mg vitamin E, 7 mg C vitamini, 0.20 mg B 2 vitamini, 1.45 mg nikotinamide bulunmaktadır.
Antep fıstığının kandaki kolesterol düzeyini düşürerek, koroner kalp hastalığı riskini azaltmak, kan şekerinin yükselmesini önlemek gibi olumlu etkileri vardır.
Antep Fıstığı, ince bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler. Bu bakımdan şeker hastalarına fıstık yemeleri öğütlenir.
Ayrıca Antep Fıstığı, yapısındaki doymamış yağ oranının yüksekliğiyle kan şekerinin yükselmesi riskini azaltır. Antep fıstığının kolesterol içermediği gibi, kandaki kolesterol düzeyini düşürücü etkisi de vardır. Böylece koroner kalp yetmezliği riskini azaltır.
Antep Fıstığı, karaciğerdeki yağlanmayı önler ve kan şekerini düşürür. İçeriğindeki fosfor ve demir, çocuklarda zeka gelişimine katkıda bulunur. Antep fıstığının afrodizyak etkileri de vardır.
(SEÇ-MRT-NİF)23.09.2011 12:09:54