AP'den Türkiye'ye şok: 'Üst düzey toplantılar durdurulmalı'

Avrupa Parlamentosu’nun 32 üyesi, Türkiye’de son dönemde artan insan hakları ihlalleri, ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik baskılar nedeniyle Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e tepkilerin yetersiz olduğuna yönelik mektup gönderildi.
Avrupa Parlamentosu’nun 32 üyesi, Türkiye’de son dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri, ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik baskılar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili olarak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e açık mektup gönderdi. Vekiller, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde “her zamanki iş” yaklaşımının sürdürülemeyeceği uyarısında bulundu.

Üst Düzey Toplantıların Durdurulması İstendi
Yeşiller grubundan Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcısı Mélissa Camara tarafından hazırlanan mektuba imza atan vekiller Türkiye’nin hak ihlallerine karşı Avrupa Komisyonu’nun tepkilerinin yetersiz kaldığını vurgulayarak, ilerleme sağlanmadığı sürece Türkiye ile üst düzey toplantıların durdurulmasını istedi.

TR724’ten Ensar Nur’un haberine göre mektubun sonunda Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM İşkenceye Karşı Sözleşme ve diğer uluslararası yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtilerek, Avrupa Birliği’ne bu ihlaller karşısında “ilkelerine ve değerlerine sahip çıkması” çağrısı yapıldı.

Açık mektubu Sol, Sosyalistler ve Demokratlar ve Yeşiller grubundan 32 milletvekili imzaladı.

“Barışçıl Protestolara Ağır Baskı Uygulanıyor”
Melissa Camara’nın başını çektiği milletvekilleri, mektupta 19 Mart 2025’te İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından ülke genelinde patlak veren protestoları ve bu protestolara yönelik baskıcı devlet müdahalelerini detaylı biçimde sıraladı. Vekiller, sosyal medya kısıtlamaları, şehirler arası ulaşımın engellenmesi, toplanma yasağı ve polis şiddetinin, temel insan haklarını açıkça ihlal ettiğini vurguladı.

Mektupta, İstanbul’da gözaltılar sonrası sosyal medya platformlarının ve mesajlaşma uygulamalarının 42 saat boyunca yavaşlatıldığı, 1879’dan fazla kişinin gözaltına alındığı ve bu kişiler arasında gazeteciler, avukatlar, insan hakları savunucuları, öğrenciler ve gençlerin bulunduğu belirtildi. En az 12 öğrencinin tutuklu yargılandığı, onlarcasının ise protesto yasasını ihlal ve polise direnme gibi suçlamalarla karşı karşıya olduğu aktarıldı.

Basın Ve Yargıya Baskı Sürüyor

Avrupa Parlamentosu üyeleri, sadece sokaktaki protestocuların değil, medyanın ve hukuk kurumlarının da hedefte olduğunu belirtti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun protestoları canlı yayınlayan televizyonlara para cezaları ve yayın durdurma cezaları verdiği, sosyal medya platformlarına ise yüzlerce hesap kapatma talimatı gönderildiği ifade edildi.

Ayrıca 20 Mart’ta İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Aralık 2024’te Suriye’nin kuzeyinde iki gazetecinin hayatını kaybettiği bir hava saldırısıyla ilgili açıklama yapan İstanbul Barosu yönetimini görevden alması da “hukuk mesleğinin bağımsızlığına yönelik benzeri görülmemiş bir müdahale” olarak nitelendirildi. Vekiller, Baro Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun da görevden alınmasının savunma hakkını ve adil yargılanma ilkesini zedelediğini vurguladı.

‘AB’nin Tepkisi Yetersiz’
Mektupta, Avrupa Komisyonu ile Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın 19 Mart’ta yayımladığı açıklamanın “yetersiz” kaldığı belirtildi. Açıklamada İmamoğlu’nun tutuklanmasının açıkça kınanmamış olması ve muhalefet belediyelerine kayyum atanması uygulamasına hiç değinilmemesi eleştirildi.

Vekiller, tüm bu gelişmelere rağmen 3 Nisan’da Brüksel’de düzenlenen AB-Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısının gerçekleştirilmesini de “yanlış mesaj” olarak değerlendirdi: “Bu karar, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerinde yaşanan gerilemeye rağmen AB’nin Türkiye ile ekonomik işbirliğini sürdürmeye hazır olduğu izlenimini veriyor.”

AB’ye Dört Maddelik Çağrı Yapıldı
Avrupa Komisyonu, Avrupa Dış Eylem Servisi ve Avrupa Birliği Konseyi’ne hitaben yazılan mektupta, şu talepler yer aldı:

Türkiye’deki barışçıl protestolara, gazetecilere, avukatlara, İstanbul Barosu’na, insan hakları savunucularına ve öğrencilere yönelik baskıların açık şekilde kınanması.

AB ile Türkiye arasında, sahada ölçülebilir ilerleme sağlanmadıkça yüksek düzeyli diyalogların durdurulması. İlerleme için asgari koşulların, tutuklu protestocular, gazeteciler ve avukatların serbest bırakılması ve üzerlerindeki suçlamaların düşürülmesi olduğu vurgulandı.

Polis şiddeti, işkence ve gözaltı merkezlerindeki kötü muamele iddialarının bağımsız ve etkin biçimde soruşturulması. Türkiye’nin BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi’ne uyma yükümlülüğü hatırlatıldı.

İnsan hakları savunucularının, gazetecilerin, avukatların ve sivil toplum kuruluşlarının baskıdan uzak şekilde çalışabilmelerinin garanti altına alınması. Ayrıca muhalefetle seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınmasına ve yerlerine kayyum atanmasına son verilmesi istendi.

Öte yandan Avrupa Parlamentosu, Salı günü Türkiye raporunu AB Diplomasi Şefi Kaja Kallas ile tartışacak ve Çarşamba günü oylayacak.
05 Mayıs 2025 10:19
DİĞER HABERLER