Seçimlerin ardından geçen iki aylık süreçte Meclis muhalefeti iç tartışmalara boğuldu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları yenilgiyle yüzleşilmediğini ortaya koydu. Zamlara göstermelik tepkiler dışında ses çıkarılmadı, toplumsal yaşamı kuşatan gericileşme dalgası ise görmezden gelindi. Halkta biriken öfke, kanal arıyor.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı HaberTürk yayınında kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar seçimn ardından geçen iki aylık süreçte yenilgiyle yüzleşilmediğini ortaya koydu. Onca krize rağmen iktidarının ömrünü uzatmayı başaran Saray yönetimi, seçimlerin ardından ekonomik krizin ağır faturasını zamlarla halkın sırtına yüklerken toplumsal yaşam ise dört koldan kuşatıldı.
BirGün'ün haberine göre, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden önce vekil hesapları yapan, bakanlıkları dahi aralarında paylaşan Meclis muhalefeti ise geride kalan iki ayda darmadağın oldu. İçeriğini kimsenin dolduramadığı ‘değişim’ ve ‘yenilenme’ söylemleriyle başlayan süreç kişi ve grupların merkeze alındığı tartışmalara boğuldu. Zamlara ve gericileşme dalgasına karşı parti binalarından yapılan göstermelik açıklamalar ve sosyal medya tepkileri dışında hiçbir güçlü itiraz gerçekleşmedi.
Son iki ayda düzen partilerinin başını çektiği tartışmalara göz atalım.
CHP: Değişim tartışmaları dillendirilse de politik muhtevasına dair hiçbir şey söylenmedi. Tüm tartışmalarda isimler ve genel başkanın kim olacağına odaklandı. İlk olarak partinin MYK’si değişti. Ancak CHP'de genel başkan dahil olmak üzere köklü değişikliklerin hayata geçirilmesini isteyen çok sayıda isim, bu konuda açıktan çalışma yapmaya başladı. Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere çok sayıda mevcut ve eski parti yöneticisi, değişim için çalışma yürütüyor.
Bugüne kadar açıktan açıklamasa da İmamoğlu’nun yanı sıra Özgür Özel, İlhan Cihaner ve Aytuğ Atıcı da partide genel başkanlığa talip olan isimler. Son olarak İmamoğlu’nun Özgür Özel, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, eski genel başkan yardımcıları Tekin Bingöl, Muharrem Erkek, Onursal Adıgüzel gibi isimlerle yaptığı online toplantının sızdırılması yeni bir kriz ortaya çıkardı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve CHP Sözcüsü Faik Öztrak gibi isimler toplantıya sert tepki göstererek etik dışı buldu.
Yurttaşlar zamlara karşı tepkilerini yükseltirken CHP, yalnızca parti binaları içinde basın açıklamaları yapmakla ve Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmakla yetindi. Tarikat ve cemaatlerin hedef göstermesi sonucu konser ve festival yasakları, okullara imam atanması gibi pek çok gerici kuşatmaya karşı da sosyal medyadan tepki göstermek dışında hiçbir şey yapılmadı.
İYİ Parti: Seçimin ardından İYİ Parti’de de tartışmalar başladı. Partinin önemli isimleri Aytun Çıray, Ahat Andican, Emine Küçakali ve Taylan Yıldız istifa ettiklerini duyurdu. Partinin 3. Olağan Kurultay’ı gerçekleşti. Kongrede konuşma yapan Genel Başkan Meral Akşener seçim sonrası uzun süren sessizliğini bozdu. Akşener, "Hesap veriyorum, sonra da hesap soracağım" dedi. Öte yandan Akşener, en büyük pişmanlığının CHP'den 15 milletvekili istemek olduğunu dile getirdi. İYİ Parti lideri, 1151 delegenin 1127 geçerli oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi. Akşener ve partinin önde gelen kurmayları yerel seçimlerde ağırlık eğilimlerinin kendi adaylarıyla seçime girmek olduğunu vurguladı. Partiden ihracı istenen isimlerden olan İYİ Parti'nin kurucularından Musa Ertugan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada Akşener'e karşı çok sertti. Emek hırsızısın dediği Akşener'e “Burası senin özel aile şirketin mi?” dedi. Muhalefetin ikinci kitlesel partisi olan İYİ Parti de tıpkı CHP gibi zamlara parti binalarından yaptıkları basın açıklamalarıyla tepki göstermekle yetindi. Gerici kuşatmaya karşı da hiçbir tepkisellik gösterilmedi.
HDP/YSP: Seçimlere Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında TİP ile ayrı listelerle katılan ve YSP ismini kullanan HDP, hedeflediği 100 milletvekilinin yarısına ancak ulaşabildi.
Cumhurbaşkanı adayı göstermeyen ve ittifakta iki liste ile seçimlere giren HDP, bu iki kararın oy kayıplarında etkili olduğunu savunuyor. Seçimlerin hemen ardından özeleştiri sürecine girdiğini duyuran partide eş genel başkanlar yeni dönemde aday olmayacaklarını duyurdu. “Kurulların sağlıklı belirlenmesi için” olağan kongre sürecini yürüttüklerini ve bu sebeple istifa etmediklerini duyuran HDP Eş Genel Başkanları, kurulların da sil baştan değişeceği mesajını verdi. Kurul toplantılarını sonlandıran HDP yönetimi, YSP’ye geçiş, yeni dönem siyaseti, partiye yeni isim ve tüzük, yerel seçim stratejisi gibi konularda fikir almak için halk toplantılarını sürdürüyor. Kendi iç tartışmalarına yoğunlaşan HDP de zamlara ve gerici kuşatmaya karşı etkili bir muhalefet ortaya koymadı.
DEVA, Gelecek, Saadet ve DP: CHP listelerinden giren ve toplamda 38 milletvekili alan Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partisi seçimlerden sonra sadece sandıktan çıkan sonuçlara ve kendi iç dinamiklerine odaklandı ve seçimlerden sonra da yaptığı ilk iş meclis siyasetini ana eksen olarak almak oldu. Seçimlerin hemen ardından konuşan Babacan, “Geçen dönem tek bir milletvekiliyle bayağı bir görünürlük sağladık, şimdi 15 milletvekilimiz var” ifadelerine yer vermiş yeni dönemde yine meclisi işaret etmişti.
Grup kurmak için gerekli olan 20 milletvekiline sahip olmayan dört parti seçimlerden sonra mecliste yeni bir grup kurmak için görüşmelere başlamıştı. Yapılan görüşmeler ile Demokrat Parti ve Deva Partisi’nin grubun oluşmasında anlaşamaması sonucu Saadet ve Gelecek Partisinin anlaşmaya vardı. Yapılan açıklamalarda iki parti de bu anlaşmanın yerel seçimlerde de devam edebileceğinin altını çizdi. Bu partilerden de zamlara karşı ciddi tepki gelmediği gibi AKP’nin yeni anayasa hamlesine göz kırpan açıklamalarda bulundular.
***
SANDIK TALEBİ TEPKİ ÇEKTİ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uzun bir aranın ardından HaberTürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı. Birçok konuyla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu’nun ‘Gelsin şimdi seçim yapsınlar. Koysunlar sandığı boylarının ölçüsünü alsınlar. Niye yapmıyorlar?’ açıklamasına tepki yağdı.
Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ ile kendisi arasındaki protokol hakkındaki soruları ısrarla yanıtlamadı. Özdağ, Kılıçdaroğlu’yla mutabakat yaptıklarını, kazanmaları halinde kendisine üç bakanlık ve MİT’in verilmesi konusunda anlaşıldığını söylemişti.
Seçimin bir yenilgi olmadığını da savunan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bu geminin kaptanı ben miyim? Kaptan gemiyi dalgalı ortamda denize bırakmaz. Sağlam limana yanaştırır. O liman kurultaydır. PM karar verecek “Şu tarihte kurultay olsun” diyecek. Benim yaklaşımım yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.
(Sızdırılan toplantı hakkında) Toplantıyı normal bulmuyorum. Kendileriyle toplantıdan sonra herhangi bir temasım olmadı. Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor.
(Ümit Özdağ’ın protokol açıklaması) O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imtzalandı. Kamuoyuna açık değildi.
Yerel seçimleri kazanacağız. Hiç endişe etmeyin. Genel seçimlerde yalanlar, sahtekarlıklar, ahlaksızlıklar vardı. Bunlar olmasaydı biz kazanıyorduk zaten. Yalan kurgulu videolarla “Türkiye elden gidiyor, oy verirseniz terör örgütüyle bunlar yan yana olacak” dediler. Gelsin şimdi seçim yapsınlar. Koysunlar sandığı, boylarının ölçüsünü alsınlar. Niye yapmıyorlar? Çıksın desin ki “Bu kadar zammı yaptım, gene devlet tehlikede, gelin bana oy verin.”