"Arda üzerinden gerçek sorumlular unutuluyor"

Yeni Hayat Gazetesi yazarlarından Hakan Şükür yeni yazısında hedefe konulan ismin ‘Arda Turan’ olması onun büyük futbolculuğundan kaynaklanıyor" dedi. Oyuncuların hissiyatını bilen biri olarak düşüncelerimi aktarmak isterim.
Prim mevzusu biliniyordu

Şu anda en çok konuşulan konu prim. Açıkçası prim mevzularının daha önceden bilinmemesi mümkün değil. Yöneticilerin, futbolcuların bunu konuştukları ortada. Gazeteciler de bundan haberdar, ancak yazılmıyordur. Fatih Hoca büyük bir ihtimalle performansa göre dağıtmıştır. Hesaplamaları hep o yapar. Hırvatistan maçı öncesi basın toplantısında konuşulanlar da böyle bir duruma işaret ediyor. Bu kadar çok kişinin bildiğini takım kaptanı olarak Arda’nın Terim’le konuşması kadar doğal bir şey olamaz. Arda üzerinden bir kampanya yürütülmesini doğru bulmuyorum.

Duruşuna ‘adamlık’ diyorum

Takım kaptanı olarak Arda’nın prim mevzusunu konuşması normal. Burada bahsettiğim rakam değil, kimin ne alacağı değil. O yönetimin takdiridir. Ben oradaki takım arkadaşlarının hakkı konusunda bir görüşme yaptıysa Arda’nın duruşuna ‘adamlık’ diyorum.

Kedimden örnek vereyim, Rüştü Reçber de buna şahittir. 2002 Dünya Kupası’ndaki ilk kadro 26 kişi belirlenmişti. Sonra bu sayı 23’e indi. Tayfun Korkut, Serhat Akın gibi isimler dışarıda kaldı. 54 gün hep bizimleydiler. Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy beni çağırdı ve konuştuk. 23 kişiye prim dağıtılıyordu. Biz bütün primin bir havuza koyulup 26 kişiye eşit dağıtılmasını istedik. Bir kısmı da ayrıldı. Grup maçlarında oynayan Hasan Özer, Suat Kaya gibi oyunculara verildi. Bu bir takım olma düşüncesidir.

Tek sorumlu Arda değil

Geride kalan iki maçta da takımın her bir ferdinin tel tel döküldüğü ortada. Performansı düşük, eksik, yanlış mevkide oynamış birçok oyuncunun olduğu bir kadroda tek sorumlu Arda Turan değil. Evet, o da maç eksiği ile gelmiş Fransa’ya ancak tek başına ne yapabilir? Kimi koysan ne yapabilir? Arda’nın reklamlarda oynaması ve çok göz önünde bulunması tüm olayları onun üzerine yıkıyor. Eminim ki ilk basın toplantısında Fatih Terim ona sahip çıkacaktır.

Birçok hataları olanlar, başını kuma gömenler. Oradaki herkes kadar hatası olan bir futbolcuyu, kendilerini unuttururcasına manşetleri onun üzerinden kurgulamasını doğru bulmuyorum. Arda konuşuluyor evet ama birçok hatayı da Arda örtmemeli.

Psikolojimiz kötü durumda

Milli Takımın koşu mesafesine bakıyorum Hırvatistan’a 102, İspanya’ya karşı 105 kilometre. Bu kadar düşük performans göstermesinin altında sadece psikoloji yatıyor. Bozuk psikolojiye de takım kayıtsız kalmıyor ve ortaya bu sonuç çıkıyor. En büyük sıkıntı taktik anlayış ve oyuncu seçimleridir. Ve bunların gölgesinde çıkılan bir maçta bütünü sağlayan unsurları oluşturamazsınız. O bütünün, koşusu da moral motivasyonu da böyle geride kalır.

Oyuncu tercihleri sıkıntılı

Kısacası şunu söyleyeyim, en kötü stoper, takım içinde kuracağınız devşirme ya da başka mevki oyuncusundan iyidir. Problem Hakan Balta, Mehmet Topal değil. Türkiye’nin en iyi iki savunma beki Gökhan Gönül ve Caner Erkin, bir büyük takımın futbolcusu gibi oynayamadılar. Önlerindeki 5’li çok mücadeleci değildi. Kenarlar, bekler çıkamadı. Orta alanda koşan çabuk isimler yer almadı. Bunlar hepsi birikerek bu noktaya geldi.

Üçüncülük mucizesi olabilir

Şimdi en iyi üçüncü olmaya çalışacağız. Bu potansiyel bizde var. Hocanın kadro tercihi önemli. Çeklere karşı kadro değişiklikleri yapabilir. Emre Mor, Volkan Şen ile başlayabilir. Biz 2008’de çok iyi oynamadığımız bir turnuvada mucize gollerle Almanya maçlarına kadar geldik. En iyi maçımız Almanya maçıydı, yenildik. Nedeni 6-7 oyuncunun değişikliğiydi. Terim’in 11’de düşünmediği Uğur Boral, Colin Kazım gibi isimler sarı kart ve sakatlıklar sebebiyle şans buldu. Almanya mücadelesinde en iyi performansımızı gösterdik.

Çekleri yenebiliriz

Az yıpranmış ve tecrübeli oyuncuların birlikte oluşturacağı bir kadro, Çek Cumhuriyeti karşısında farklı bir futbol ortaya koyabilir. Kazanırsak en iyi 3. olma durumu ortaya çıkabilir. Rakibin en iyi oyuncusu Rosicky’nin sakat olması avantajımıza. Diğer gruplarda 3 puana ulaşamayacak takımlar var gibi görünüyor. -4 averaja bakmamalıyız. Gruplardan nasıl geldiğimize bakınca umutlu olmamak elde değil. Sonrasında İngiltere ya da Fransa nasıl olur tahmin etmek zor. Bir gizli enerji vardır ortaya çıkar onu bilemem. Ama bir Hırvatistan, Belçika gibi düzenli bir oyun sistemimiz yok.

Burak süreci yönetilemedi

Burak Yılmaz’ı çok seviyorum o da ailevi açıdan talihsiz bir dönem yaşıyor. Bunların Milli Takım kampından kamuoyuna yansıması üzücü. Bu doğru yönetilmedi, bildiklerim var. Çin’e gitmişsiniz sakatlıktan çıkmışsınız. Maç oynama fırsatı bulamamışsınız. Biliyorum, Burak eksiklerini kapatmak için çok iyi çalıştı. Takımdaki koordinasyon eksikliği de ortada. Burak ve Arda gibi oyuncuların yükü paylaşılamadı.

Kaynak: Yeni Hayat Gazetesi / Hakan Şükür
20 Haziran 2016 09:43
DİĞER HABERLER