Eski Başbakan Yardımcı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe mutabakatından haberi olduğunu söyledi. Arınç ayrıca aylardır gerçekleştirilen nefret operasyonları için 'Öyle davalar açılıyor ki üzerime cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum' ifadelerini kullandı.
Bülent Arınç, CNN Türk'te CNN Türk'te Taha Akyol'un Eğrisi Doğrusu programında yaptığı açıklamalarda bulunuyor. İşte Arınç'ın konuşmalarından satırbaşları:
'CUMHURBAŞKANI'NIN DOLMABAHÇE'DEN HABERİ VARDI'
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Cumhurbaşbakanı Erdoğan’ın ”Dolmabahçe Mutabakatı”ndan daha önceden haberi olduğunu söyledi. Erdoğan, şimdiye kadar böyle bir bilgiye sahip olduğunu kabul etmemişti.
“Dolmabahçe Mutabakatında okunan metin hükümetin önüne gelinmişti. Oturma düzenine kadar her şey kararlaştırılmıştı. Cumhurbaşkanının haberi olduğunu biliyorum tahmin ediyorum. Yalçın Akdoğan anında haberi olduğunu aktarmıştı.
Ben kendisiyle konuşmadım ama Yalçın Akdoğan ve Mahir Ünal’ın haberdar ettiğini belirttiler. Belki kendisine yeterince bilgi verilmemiş olabilir. Bu işlerde ben anı anına bilgi verilmeden yapılacağını tahmin etmiyorum. Bazı arkadaşlarımız özel işlerini bile sorarken böyle bir görüntüye girmeden önce sormuştur. Ben böyle düşünüyorum.”
CÜBBEYİ TEKRAR GİYESİM GELİYOR
Paralel ile mücadele kapsamında açılan o kadar çok dava var ki üstüme cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum. Bunlar okuldan alınan öğretmenler, Bank Asya'ya para yatırdığı için silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılanıyor. Öyle davalar açılıyor ki üzerime cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum.
SİLAH TAŞIDIĞI İDDİA EDİLEN TIRLAR
Gazetecilere izafe edilen suçun da gerçekleşmesi mümkün değil. Bu MİT TIR'ları konusu… Casusluk, silahlı örgüt vesaire… Çok ağır suçlamalar var. Böyle bir suçtan dolayı ne tutuklanması ne dava açılması ne de mahkemenin bir ceza kararı vermesi mümkün değil. Yargının en ağır yaralarından biri savcılara böyle ağır davalar açtırmak. Bu yargının içine düştüğü ve düşürüldüğü bir acı durumdur.
'BELLİ YERLERDEN TALİMATLAR ALMAKTAN KORKUYOR'
'Yargının kendi içinde problemleri giderek arttı' diyen Arınç, "Eski HSYK yeni HSYK onun problemleri. Hakim ve savcıların adalet, hukuk ve vicdandan başka bir takım korkular ve vehimlerle hareket etmesi bugün en büyük sorun. Belli yerlerden talimatlar almaktan korkuyor. Birileri oraya göstererek tayin olur, nakil olur, meslekten çıkarılırsın verilen talimatlara uymazsan başına neler gelir denilerek insanlara maalesef ceza veriliyor."
'KAYYIMLAR ÇOK ELEŞTİRİLİYOR'
Taha Akyol: Kayyım atanıyor. Kayyımların ertesi gün çıkardığı gazeteler iktidar yanlısı böyle tarafsızlık olur mu?
Arınç: Çok eleştiriliyor bir biz kendi içimizde latife ediyoruz. Hazır emekli de olduk bizi de bir yere kayyım yapsalar, parası da güzelmiş, sonra biz adaletli de davranırız diye 3-5 arkadaş bile kayyımlığa talip oluyoruz kendi aramızda.
RTÜK'ÜN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM
Ben RTÜK'ten sorunluydum, bir problem görmedim yayın akışlarında. Selim Kiraz'ın başına silah dayanmış fotoğrafın yayınlanması çok yanlış. Vicdanları çok yaralayan, bir insanın yıllar sonra bile bu fotoğrafa baktığında bile gözyaşı dökeceği bir fotoğraf. Doğan'ın başına bir bere geçirerek terör örgütü mensubuymuş gibi fotoraflarını yayınladılar, bu vicdansızlıktır. Sayın Cumhurbaşknımız da çok iyi bilirler. Ben 2009'dan sonra RTÜK'ten sorumlu oldum. Terör olaylarının yayınlanma biçimleriyle ilgili düşüncelerimiz var. Paniğe sevk ediyor diye uluslararsı camiada yayınlar nasıl yapılıyor diye örneklerini aldık. Biz de çok kötü yapılıyor ama iyi yapılıyor. Medya patronlarını davet edelim dedi o zamanki Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı. Ekim 2011'de, hafızamda tutuyorum. Herkes orada.
Oradakilerin hepsini temsilen Aydın Doğan konuştu: Hepsini kabul ediyoruz, biz de terörle mücadeleyi destekleriz. Hassasiyetleri aynen uygulayacağız. Siz yönetmenlerle de bir konuşun, onlara da anlatsın, biz talimat vereceğiz dedi. Doğan'a teşekkür etti Başbakan. Bana görev verdi, bundan sonraki süreci sen götür diye. Bir toplantı için ricada bulundum. Yine bütün patronlar var. Turgay Ciner'le Zaman'dan kimse yoktu. Orada biz yine patronlara konuştuk, tamam dediler.
BİZİM CAMİADA ONLARA TROLİÇE DİYORLAR
Bir zaman troller diyorduk. Meğer bunların kadın olanları da varmış. Onlara da bizim camiada ‘troliçe' diyorlar. Bizim camiada bunlar isim isim de biliniyor. Hatta bu troliçelerin bazıları, başlarındaki o güzel örtüleriyle birlikte.