Başbakanlık Teftiş Kurulu, Aselsan’da 2006 yılında peş peşe yaşanan intihar vakalarını inceledi. Raporun en çarpıcı bölümü 'zihin kontrol yöntemi' iddiası.
- Bir yıl boyunca vakalar üzerinde çalışan müfettişler, çalışmasını tamamladı.
- Rapor, ölümlerin cinayet mi yoksa gerçekten intihar mı olduğu sorusuna net bir cevap vermiyor.
- Raporun en çarpıcı bölümü 'zihin kontrol yöntemi' iddiası.
Bir yıl boyunca ayrıntılı bir şekilde vakalar üzerinde çalışan müfettişler, çalışmasını tamamladı. Nihai rapor, geçtiğimiz hafta içi Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulduktan sonra soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Rapor, yaşanan ölümlerin cinayet mi yoksa gerçekten intihar mı olduğu sorusuna net bir cevap vermiyor.
Bulguları alt alta sıralayan müfettişler, özellikle Hüseyin Başbilen ile Evrim Yançeken’in son anlarına ait kamera görüntülerine ihtiyaç bulunduğunu ama aradan geçen 7 yıl nedeniyle böyle bir imkân bulunmadığını aktarıyor. Ölümü incelenen 4 mühendisin de psikolojik tedavi gördüğü anlatılırken
Hüseyin Başbilen’in intiharının ardından diğer 3 mühendisin peş peşe psikolojik tedavi görmeye başlaması şüpheli bulunuyor. Fakat bu 4 mühendis arasında herhangi bir bağ tespit edilememiş. Dördüyle ilgili de,
‘Kritik projelerde çalışmıyorlardı.’ deniliyor. Zaman Gazetesi'nin haberine
göre, raporun en çarpıcı bölümlerinden biri,
mühendislerin zihin kontrol yöntemleri ile psikolojilerinin bozulup intihara sürüklenmiş olabileceğine dair ifadeler. Savcılığa da dosyanın bu yönüyle de incelenmesi gerektiği önerisi yapılmış.
Kripto uzmanı Hüseyin Başbilen (31), 5 Ağustos 2006’da Ankara Pursaklar’da aracının içinde boğazı ve bileği kesilmiş halde bulundu. Henüz iki aylık evli olan Başbilen’in intihar ettiği açıklandı. 6 ay sonra 16 Ocak 2007 tarihinde, 29 yaşındaki elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, aracının içinde babasının tabancasıyla kafasından vuruldu. Üç gün sonra evlenecek olan Ünal’ın da intihar ettiği belirtildi. 8 gün sonra da bir başka elektrik mühendisi Evrim Yançeken (26), Ankara Batıkent’te anne ve babasıyla yaşadığı evinin balkonundan düşerek can verdi. Yaklaşık 10 ay sonra 9 Ekim 2007’de de yazılım mühendisi Burhanettin Volkan, askerliğini yaparken nöbetçi silahı ile intihar etti. Askere gitmeden önce psikolojik tedavi görmeye başlayan Volkan, vatani görevini yaparken evlenmiş ve dünyaevine gireli henüz 40 gün olmuştu. Dört şüpheli ölüm de ‘intihar’ denilerek kapatıldı. Burada kritik bilgi; diğer üç mühendisin, Başbilen’in ölümünün ardından birer ay aralıklarla psikolojik tedaviye başlamış olması. Evrim Yançeken Eylül 2006, Burhanettin Volkan Ekim 2006 ve Halim Ünal da Aralık 2006’da psikolojik destek almaya başlamış.
Ergenekon Savcısı Fikret Seçen, 2010 yılında ilk üç vak’ayla ilgili dosyaları ayırarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Dosyalar yeniden açılırken özellikle Başbilen’in ölümünde şüpheler yoğunlaştı. Emniyet bilirkişi raporunda cinayet ihtimali ağırlık kazanırken Adli Tıp raporu da 3 cinayet görüşüne karşın 5 üyenin intihar görüşü ile neticelendi. Soruşturma halen devam ediyor. Bu arada Vehbi Başbilen, Ağustos 2012’de Başbakan Erdoğan’a bir mektup yazarak oğlunun intihar etmiş olamayacağını savundu ve cinayetin perde arkasının aydınlatılmasını istedi. Bunun üzerine Erdoğan, Teftiş Kurulu’nu harekete geçirdi.
Teftiş Kurulu, dört mühendisin eğitim hayatı, çalıştıkları projeler, aileleri, psikolojik rahatsızlıkları, gördükleri tedaviler, varsa yurtdışı seyahatleri ve savcılık dosyalarını inceledi. Aileleriyle, psikologlarıyla, iş arkadaşlarıyla ve zihin kontrol uzmanlarıyla görüşüldü. İntihar ya da cinayet; kesin bir neticeye ulaşabilmek için çaba sarf edildi ama başarılı olunamadı. Müfettişler, şimdiye kadar çıkan Adli Tıp raporlarına dayanarak çalıştı. Raporda, 4 mühendisin yaşça büyükten küçüğe doğru ölmüş olması ile intihar mahallerinin Ankara merkezine uzaktan yakına doğru gelmesi, ‘ilginç’ birer ayrıntı olarak not düşüldü. Fakat hiçbirinin diğerini tanımadığı ve irtibatlı çalışmadıkları da vurgulandı.