Avusturya'da düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylar göçmen karşıtı aşırı sağcıların adayı Norbert Hofer ile Yeşiller adayı Alexander Van der Bellen neredeyse eşit olarak dağılmış durumda.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Özgürlük Partisi adayı Hofer'in çok az bir farkla önde gittiği belirtiliyor. Sandıklardaki oyların sayımı bitti ve Hofer'in yüzde 51,9'luk oyuna karşılık Yeşiller adayı Bellen'in yüzde 48,1 oy aldığı açıklandı. Ancak bu oranlar kesin sonucu yansıtmıyor.
Posta yoluyla kullanılan yüz binlerce oyun sayılmasıyla seçim sonuçlarının netleşebileceği ve sonuçların gün sonunu bulabileceği ifade ediliyor. Avusturya'da yaklaşık 750 bin kişi posta yoluyla oy kullanıyor.
Avusturya'nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en önemli gündem maddesi Avrupa'nın içinde bulunduğu göçmen kriziydi. 2015'te yaklaşık 90 bin kişi Avusturya'da iltica başvurusunda bulunmuş, Özgürlük Partisi'nin göçmen karşıtı politikaları göçmen haberlerinin artmasıyla birlikte giderek artan sayıda destekçi bulmuştu. Avusturya'da iltica başvurusu yapanların ülkenin toplam nüfusuna oranı yaklaşık yüzde 1 düzeyinde.
MERKEZ PARTİLER ERİDİ
Bu yılki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini farklı kılansa, ilk tur seçimlerde hem merkez sağın hem de merkez solun büyük bir yenilgiye uğraması oldu. Her ne kadar ülkede Cumhurbaşkanlığı sembolik bir öneme sahip olsa da, Hofer'in kazanması durumunda 2018 düzenlenecek genel seçimler için Özgürlük Partisi'nin güç ve moral toplayabileceği ifade ediliyor.
Hem Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, hem de Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Hofer'in sandıkta gösterdiği başarının ve aşırı sağın yükselişinin endişe verici olduğunu ifade etmişti. Avusturya televizyon kanalı ORF'ye röportaj veren Özgürlük Partisi adayı Hofer, "Kimse bu sonucu istemiyordu. Her ikimiz de bu akşam kimin kazandığını bilerek yastığa başımızı koymayı isterdik. Ama böylesi de çok heyecanlı. Uzun yıllardır siyaset yapıyorum, hiç bu kadar heyecanlı bir seçim yarışı içinde olmadım" dedi.
Hofer sözlerine "Kim kazanırsa kazansın, Avusturya'yı tekrar bütünleştirme görevini üstlenecek" diyerek devam etti. Bellen ise Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Avrupa Birliği'yle (AB) ilişkileri iyi tutacağını ifade etti ve "5 aylık seçim kampanyası boyunca Avrupa yanlısı bir söylem kullandım. Avrupa Birliği'nin özgürlükler, güvenlik ve refah için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gayret ettim" diye konuştu.
Hofer ve Bellen, seçimden bir hafta önce oldukça sert geçen bir tartışma programında karşı karşıya gelmiş ve Avusturyalı siyasi analistler ikili arasındaki tartışmaları "Siyasi çamur güreşi" olarak tanımlamışlardı.
Norbert Hofer
Yaş: 45
Meslek: Havacılık mühendisi
Parti: Aşırı sağcı Özgürlük Partisi
Seçim kampanyasından: "IŞİD'e katılan ya da kadınlara tecavüz eden Avusturya vatandaşlarına sesleniyorum. Burası artık sizin eviniz değil"
Alexander Van der Bellen
Yaş: 72
Meslek: Ekonomi profesörü
Parti: Yeşiller
Seçim kampanyasında: "Avusturya'nın Milliyetçilik deliliğinin eseri olan İkinci Dünya Savaşı enkazından nasıl çıktığını gözlerimle gördüm."
Avusturya'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda aşırı sağcı Hofer, büyük bir sürpriz yaparak oyların yüzde 35'ini almıştı. Yeşiller adayı Bellen'in oyları ise yüzde 21 seviyesindeydi. İktidardaki Sosyal Demokratlar, Hofer'in yakaladığı başarıdan parti lideri ve Başbakan Werner Faymann'ı sorumlu tutmuş ve Faymann da tabandan gelen baskılara direnemeyerek istifasını vermişti. İkinci Dünya Savaşından bu yana Avusturya'yı ya merkez sağdaki Halk Partisi, ya da merkez soldaki Sosyal Demokratlar yönetiyor. 2013'te, iki parti 'büyük koalisyonu' kurmuş ve hükümeti oluşturmuştu.