“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”
Bu övgüye mazhar olmak için İstanbul surlarına dayanan birçok hükümdar ve ordular vardır tarihte. Şehrin fethi Hristiyan devletlerin de arzusu olmasına rağmen, özellikle Peygamberin bu hadis-i şerifi, 857 yıllık heyecan ve aşk dolu bekleyiş sürecinde, Müslüman devlet ve toplulukların nişanesi olmuştur. 1453 yılına kadar birçok hükümdarın rüyasını süsleyen İstanbul’un fethedilmesi için Emevilerden Abbasilere, Ruslardan Macarlara kadar birçok devlet, şehri defalarca kuşatmasına rağmen ele geçirememişlerdir.
Osmanlı’nın kuruluşuyla birlikte Osmanlı padişahlarının da aşkı olan şehri fethetme isteği Fatih Sultan Mehmet ile son bulmuştur.
İstanbul’a duyulan aşkın ilk meyvesi şehrin alınmasında büyük katkısı olan Aydos Kalesi’nin fethedilmesinde görülür.
Anadolu’da iz bırakmış kadim medeniyetlerin ilgi alanına giren Sultanbeyli sınırları içerisinde yer alan Aydos Kalesi, İstanbul’un fethinden 125 yıl önce Kaleyi kuşatan Osmanlı komutanı Abdurrahman Gazi ile kalenin tekfurunun kızı arasında geçen bir aşk hikayesi neticesinde savaşılmadan fethedilmiştir.
Osmanlı İlk Kalesini Aşkla Fethetti
Hoca Sadettin Efendi tarafından kaleme alınmış olan ve Osmanlı İmparatorluğu kuruluş devrinin temel kaynaklarından biri olarak kabul edilen Tacü't Tevarih'te anlatılan bu efsanede, İstanbul’u fetheden komutanın ne güzel komutan olduğunun izlerini görürüz.
Bir gece rüyasında derin bir kuyuya düştüğünü gören kale tekfurunun kızı, kendisini kuyudan kurtaran delikanlıya aşık olur. Kale, Osmanlı ordusu tarafından kuşatıldığında ordunun başındaki genci gören tekfur kızı, rüyasında gördüğü gencin o olduğunu anlar. Kuşatmanın başındaki bu komutan Abdurrahman Gazi'dir. Tekfurun kızı aşık olduğu gence bir not gönderir, notunda bir geri çekilme planı yapmalarını ve gece gelmeleri halinde kendilerini içeri alacağını yazar. Bunun üzerine Osmanlı ordusu geri çekiliyormuş izlenimi yaratarak uzaklaşır. Kaledekiler de Osmanlı askerlerinin kaçtığını düşünürler. Gece tekrar dönen Osmanlı ordusu komutanı Abdurrahman Gazi, tekfurun kızı tarafından içeri alınır, daha sonra kale kapıları açılarak Osmanlı askerleri kaleyi ele geçirir.
Tekfur kızı ile Osmanlı komutanı Abdurrahman Gazi arasında geçen bu aşk hikayesi yıllarca dilden dile dolaşmışken, İstanbul’un fethine giden yol olan Aydos Kalesi 14 Şubat Sevgililer Günü’nde eski ihtişamına döneceği günleri bekliyor.
FETİH 1453 ve AYDOS Kalesi…
“Fetih 1453”, 17 milyon dolarlık bütçesi ve görkemli bir prodüksiyonu ile Türk sinemasının en pahalı filmi.
16 Şubat Perşembe günü, saat 14:53’te tüm Türkiye’de tam 800 salonda vizyona girerek yeni bir rekor kırması planlanan filmin gösterime girdiği bu günlerde, İstanbul’da kansız şehre giriş kapısı olarak fethedilen Aydos Kalesi’nin kalıntıları da gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Sultanbeyli Belediyesi’nin iki yıl önce İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü öncülüğünde başlattığı restorasyon çalışmalarıyla, ağaçların üzerine kapanıp gizlediği bu unutulmuş kale, yeniden ortaya çıkarıldı.
Sultanbeyli Belediyesi ayrıca yeniden gün yüzüne çıkarılan tarihi Aydos Kalesi’ni, başta İstanbul’da yaşayan vatandaşlar olmak üzere tüm Türkiye’ye duyurmak amacıyla kalenin tanıtım belgeselini hazırlayarak, düzenlediği galayla gösterime sundu.
Tarih severler için Aydos’un tarihini de kitaplaştıran Sultanbeyli Belediyesi, Türkiye’nin en yüksek bütçeli filmi olan ve tarihimize ışık tutan Fetih 1453 filminin gösterime gireceği bu günlerde okurlarının beğenisine sundu.