Gülseven Yaşer'in 19,5 yıl hapsinin istendiği Ergenekon iddianamesinde, PKK'lılara verilen bursların kesilmemesi, askerî okullarla ilgili faaliyetlerde kız evlerinin kullanılması yönünde talimatlar yer alıyor.
İddianamede, derneklerin hukuka karşı aldıkları tedbirler de dikkat çekici: "Yurtdışından gelen paralar kayda geçmesin. Ergenekon sanıklarıyla temas kurulup riske girilmesin."
Ergenekon soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edilirken, yöneltilen suçlamalar da netleşti. ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'in bir numaralı sanık olduğu iddianamede, 8 kişi 7,5 yıldan 19,5 yıla kadar hapisle yargılanacak. Sanıklar, "Ergenekon terör örgütü üyeliği, devletin güvenliğine ait bilgileri temin etmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek" ile suçlanıyor.
İddianamede, özellikle ÇYDD'nin 2008 yılına ait yönetim kurulu kararları, önemli deliller arasında bulunuyor. Terör örgütü PKK'nın molotofla araba yakma eylemlerinin yer aldığı belgelerde, adı geçen kundakçılara dernek tarafından burs verildiği vurgulanıyor. "Bu konuda daha dikkatli davranmak zorundayız. Gerekirse kayıtlar silinsin ama bursta kesintiye gidilmesin." deniliyor. Burslarla ilgili olarak Emniyet'in soruşturma raporlarına da atıf yapılan iddianamede, derneğin burs verdiği 30 şahsın terör örgütü üyesi oldukları ve değişik eylemlere katıldıklarının tespit edildiği belirtiliyor.
Derneğin askerî okullarla ilgili faaliyetleri de kamuoyunu dehşete düşürecek nitelikte. İddianameye giren bir belgede şu ifadelerin altı çiziliyor: "Askerî okullara yakın çevrede oluşturulan kız evlerine en uygun kızlar seçilerek bu evlere aktarılacak. Kızlara her türlü fedakârlık yapmaları için yönlendirmede bulunulacak." Derneğe yurtdışından gelen paraların kayıtlara geçirilmemesinin istendiği belgelerde, Ergenekon sanıklarıyla temas kurulmasının ise riskli olduğuna dikkat çekiliyor.
Özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcıları Ercan Şafak, Murat Yönder ve Zekeriya Öz tarafından hazırlanan iddianame, dün sanık avukatlarına verildi. ÇYDD Kadıköy Şubesi'nden ele geçirilen MAXTOR marka, seri numarası 25B6201H10T7IY olan hard disk üzerinde yapılan incelemede, '2008 toplantıözeti.doc' isimli iki sayfalık word dosyasının ele geçirildiği belirtildi. 2 sayfalık word belgesinde, "Polis içinden gelen bilgilere göre araç yakanlar nedeniyle burslar konusunda daha dikkatli davranmak zorundayız. Türkan abla 'gerekirse kayıt silinsin ama bursta kesintiye gitmemeliyiz' görüşünde. Acil durumlarda yalnızca Türkan ablanın belirlediği listedeki polis müdürleriyle görüşülecek." ifadeleri yer aldı. İddianamede, Kuleli'deki rehberlik hizmetinden faydalanılacağı, evlerde kalan kızların her türlü fedakârlığı yapmaları için yönlendirileceği ve yurtdışından gelen paraların kayda geçirilmeyeceği ve özellikle güvenilir üyelerin İsveç hesapları bu amaçla kullanılacağı belirtiliyor. "Eleştiriler var. Burs verilenlerden, mezun olunca kapanan olmuş. Bunlar çok önemli. Bu tip durumlar burs verenleri etkiliyor. Hanzade Hanım ve teşvikçisi olduğu burs veren grubu rahatsızmış. Çok dikkat edelim." ifadelerinin yer aldığı mektupta ayrıca, "Askerî okullara yakın çevrede oluşturulan kız evlerine en uygun kızlar seçilerek bu evlere aktarılacak. Kızlara her türlü fedakârlık yapmaları için yönlendirmede bulunulacak. Kuleli'de rehberlik dersinden yararlanılacak." deniliyor.
ERGENEKON'A ELEMAN KAZANDIRILACAK
İddianamede, ÇYDD tarafından hayata geçirilen 'Ata Evleri Projesi'yle, Ergenekon terör örgütüne yeni üyeler kazandırmanın hedeflendiği aktarılıyor. Şöyle deniliyor: "Bu proje ile Ergenekon terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda müzahir eleman yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. Örgüt, dinci şeklinde nitelediği öğrenciler karşısında bunlara karşıt düşüncede bulunan öğrencileri seçerek bu iki gruptaki öğrencileri birbirine zıt iki kutup gibi göstermekte, öğrencilere sponsorlar bulup bunların barınma ihtiyaçlarını karşılayarak Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda çeşitli eylemlerde, mitinglerde kullanmayı amaçlamaktadır. Örgütün Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki illegal yapılanmasına mensup kişilerin yapmış oldukları toplantılarla bu projeye finansal destek sağlamaya çalıştıkları anlaşılmıştır. Bu projenin hazırlanmasındaki amaçlardan birisi de Deniz Yıldızı Projesi gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmaya çalışmaktır. Kocaeli Üniversitesinde okuyan kızları, örgütün amaçları doğrultusunda hizmet eden bürokrat, gazeteci ve akademisyenleri kullanarak askerî personelin ve Harp Akademisi'nde okuyan öğrencilerin kontrol altında tutulmasının amaçlandığını görmekteyiz."
Bu evlerde kız ve erkek öğrencilerin karışık kaldığı, özellikle kız öğrencilerin TSK'da görev yapan genç subaylar ve Harp Okulu öğrencileri ile tanıştırılarak arkadaşlık yapmalarının sağlandığı belirtilen iddianamede, böylelikle bir kısım genç subayları ve geleceğin Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını oluşturacak Harp Okulu öğrencilerini öğrencilik yıllarından itibaren kontrol altına almaya çalıştıklarının anlaşıldığı ifade edildi.
Yaşer'in 19,5 yıl hapsi isteniyor
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, firari sanık eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer ile Fatma Nur Gerçel'in 'Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek' suçlarından 8 yıldan 19,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Ayşe Yüksel, Halime Filiz Meriçli, Hamdi Gökhan Ecevit, Ömer Sadun Okyaltırık ve Aydın Ortabaşı'nın da 'Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapse mahkum edilmesi talep ediliyor. Sanıklardan Mustafa Namık Kemal Boya'nın 'Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olma', 'devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme' ve 'özel hayatın gizliliğini ihlal etmek' suçlarından 12,5 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Dinle ilişkisi olmayanlar seçilecek
Dernek, yeni süreçte cemaatlere sızmayı da öngörmüş. Bir kararda şöyle deniliyor: "Yeni bir süreç için dinci cemaat evlerinden uzantılar gerekiyor. Bu konuda hem özendirme ve seçme uğraşısını sürdürmeli hem nüfuz eden yeşil kardelenlerin izlenmesi. Alevi köy ve ailelerin kazanılması çalışmaları sürdürülecek. Sünnilerce asimile edilmemiş olanlar hedefimiz. Dinle ilişkisi olmayacak."
İddianamede, "Bu notlar, bahse konu derneğe sızan bazı mensuplarının, dernek çatısı altında, legal faaliyet dışında, hukuka aykırı faaliyette bulunduklarını, bazı burs alan öğrencilerin araç yakma eylemlerine katıldıklarını öğrenmelerine rağmen bu kişilere burs vermeye devam ettiklerini, askerî okullarda okuyan öğrencilerle özel olarak ilgilendiklerini, askerî okullara yakın yerlerde tuttukları evlerde kalan kız öğrencilere her türlü fedakârlığı yapmaları için yönlendirmede bulunduklarını, burs verilecek kişilerin ırki kökenlerine ve mezheplerine göre sınıflandırıldıklarını, faaliyetleri ve hesap hareketleri açık, şeffaf, denetlenebilir olması gerekirken özellikle bu hususlarda gizliliğe riayet ettiklerini, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamaları devam eden bazı Ergenekon terör örgütü sanıkları ile irtibat içinde olduklarını göstermektedir." ifadeleri kullanılıyor.
DTP'lilere yardımcı olun
Derneğin toplantıda aldığı bazı kararlar şunlar: "Kız ve erkek arkadaşlarımızın rahatlıkla birlikte kalacakları semtlerin ve konutların seçimine özen gösterilsin. Evlerde kutsallar açıkta bulunmayacak. Yeditepe ile koordinasyona ve Bedrettin Bey'in görüşlerinin alınmasına özel önem verilecek. Burslarla ilgili listelerde köken raporları dikkate alınacak, güncellemeler bilgi işlem merkezine iletilecek. Güneydoğu'da DTP'li belediyelere yardımcı olunacağı kendilerine iletilecek, projelerimiz konusunda destekleri alınacak. Daha önce önerilen rektör listeleri için yapılmış çalışmalar imha edilecek. Şener paşaya arz edilen burs listeleri dahil. İstanbul, İnönü, Antalya, Samsun, Uludağ, 9 Eylül rektörleriyle temasa geçilmeyecek ama destek sürdürülecek. Alemdaroğlu ile de. Mitingler konusunda Tuncay Özkan ile temas kurulmuştu, şu an için sıkıntı yok dendi. Ancak yakın bir görüntü oluşturulmayacak. Gerekirse ayrı görüntü verilecek. Toplumun daha çok harekete geçirilmesi için mitingler yeniden kullanılabilir."
Kaçışın parolası: Kars'a bilet al, dönüşü açık olsun!
Hakkında yakalama kararı bulunan eski Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer, Ergenekon soruşturması sırasında yurtdışına çıkmış ve bir daha Türkiye'ye dönmemişti. Yaşer, yurtdışına çıkış sebebi olarak tedavisini göstermişti. Ancak iddianamede yer alan bilgiler, Yaşer'in kaçtığını gösteriyor. Telefon görüşmelerine göre Yaşer, 7 Ocak 2009 tarihinde Ergenekon operasyonu gerçekleştirilmesi üzerine hemen uçak bileti aldırıyor. 7 Ocak 2009 günü saat 11.20'de "Oya" isimli biri ile yaptığı görüşmede, Yaşer, "Yönetim kurulunu iptal et yarınkini.. Kemal Yavuz gözaltında... Şimdi bak bana Erzurum gidiş dönüş bir uçak bileti al, hemen bu akşam...' Dönüş açık kalsın.. olmazsa Kars tamam." ifadelerini kullanıyor. Daha sonraki görüşmelerden buradaki Erzurum ve Kars ifadelerinin "kod" olduğu anlaşılıyor.
Aynı gün saat 12.55'te ismi belirtilmeyen bir bayanla görüşen Yaşer, "Bileti akşam sekiz buçuğa alma ihtimali var mı, beş saat olmadı daha bir sorsana onlara... Sekiz buçukta var dedin ya bilet.. Yani ben cipteyim çıktım şimdi ona göre." diyor. Bir saat sonra Metin isimli şahısla görüşen Yaşer, valizlerinin hazırlanması talimatını veriyor: "Bak yukarıya çık, benim o şeylerden valizlerden büyük bir valiz çıkartın, ben şeye geliyorum, eve geliyorum. O büyük iki tane büyük valiz çıkartın bana, bekleyin geliyorum ben. Hemen boşaltsın onları geliyorum." Aynı gün eşi Yaşar Yaşer'le yaptığı görüşmede şöyle konuşuyor: "Tamam öbür telefonda gizli telefon diye konuşma onlar şey olacak, öbür telefona bakar mısın dersin tamam ararım." karşılığını veriyor. Saat 15.52'de "İsmail" isimli şahsı arayan Gülseven Yaşer, "Hepsini bırak, acele gel hemen çıkmamız lazım kalsın öylece. Hemen hemen çık hadi canım." ifadelerini kullanıyor.
Yargı mensubunun müstehcen görüntüleri ÇEV'de bulundu
ÇYDD davasının 1 numaralı sanığı eski ÇEV Genel Başkanı firari Gülseven Yaşer'in, Ergenekon davası sanıklarından Şener Eruygur, Mustafa Balbay, Kemal Alemdaroğlu, Tuncay Özkan ve Tuncer Kılınç gibi birçok isimle örgütsel irtibat ve faaliyette bulunduğu belirtiliyor. İddianameye göre Yaşer, operasyondan haberdar olması üzerine yurt dışına kaçtı. Bir yargı mensubuna ait gizlice çekilip CD'ye kaydedilen uygunsuz görüntülerin ÇEV Genel Merkezi'nde ele geçirildiği bildirilen iddianamede, Yaşer'in bu görüntüleri kullanıp bahsi geçen yargı mensubunun yürüttüğü soruşturmaları yönlendirmeye çalıştığı öne sürülüyor. Şener Eruygur'un Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde ÇEV ve Jandarma Genel Komutanlığı'yla birlikte yürütülen 'Deniz Yıldızı' projesi kapsamında sanığın, öğrencilere burs verilmesi faaliyetini yürüttüğü ancak vakıf tüzüğünde yer almayan bazı hukuk dışı kriterleri kullanarak bursiyerler arasında ayrımcılık yaptığı belirtilen iddianamede, öğrencileri siyasî, sosyal, mezhep, kıyafet ve ırkî kökenlerine göre kategorize edip kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği ifade edildi.
Gülseven Yaşer'in burs alan öğrencilerin kişisel bilgilerini jandarmaya ilettiği, bu kişilerin jandarma tarafından kayıt altına alınıp takibini sağladığı aktarılıyor. Yaşer'in bursiyerleri 'Ergenekon terör örgütünün' amaçları doğrultusunda düzenlenen mitinglere katılmaya zorladığı, etkinlik ve mitinglere katılıp katılmadıklarını takip ettirdiği, katılmayanların burslarını kesmekle tehdit ettiği, bursiyerleri, illegal eylem ve mitinglerde kullandığı kaydediliyor. Yaşer'in, ele geçirilen tüm bilgi, belge, dokümanlar, tespit edilen iletişim tutanakları birlikte değerlendirildiğinde 'Ergenekon silahlı terör örgütü' üyesi olduğunun anlaşıldığı belirtiliyor.
Ergenekon sanıklarıyla yan yana görünmeyin
Aramalarda ele geçirilen belgeler arasında bulunan word dosyasında, ÇYDD'nin toplantısında alınan ilginç kararlar var. 'Yönetim kurulu toplantı özeti' başlıklı listede alınan kararlarda, derneğin, Ergenekon davasında yer alan bazı isimlerle birlikte çalışmalarına rağmen yan yana görüntü vermemeye özen gösterdikleri kaydediliyor. Şöyle deniliyor: "Doğu Bey'in bir dokümanında ADD ve CKD'nin yanında bizim de ismimiz geçiyormuş. Basın açıklamalarında ve diğer faaliyetlerde Aydınlıkçılarla beraber görüntü vermemeye dikkat edilsin. Ümraniye davasında alınanlarla temas kurulmayacak. Baskılara rağmen operasyonun devam edebileceği söylendi. Bu nedenle gizlilik en üst seviyeye çıkarılacak."
İddianamede, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne-ği'nin, PKK terör örgütü üyesi üniversite öğrencilerine burs verdiği de aktarılıyor: "Ülkemizde değişik üniversitelerde okuduğu öğrenilen 30 şahsın ÇYDD'den burs aldıkları, bu öğrencilerin PKK terör örgütü üyesi oldukları ve örgüt kapsamında değişik eylemlere katıldıkları tespit edilmiştir. ÇYDD'deki burs listelerine bakıldığında, yukarıda adı geçen toplam 30 şahsın ÇYDD'den burs aldığı anlaşılmıştır." deniliyor. Ayrıca, davanın sanıklarından Aydın Ortabaşı'nın 'Ergenekon silahlı terör örgütünün' amaçları doğrultusunda askeri okul öğrencilerini kontrol altıda alabilmek amacıyla ÇYDD, ÇEV gibi yerlerden burs alan kızlarla tanıştırılması faaliyetlerinde bulunduğu belirtiliyor.