Askerî bilgi ve belge temin etme davasında son söz sanıkların

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, 357 sanıklı askerî bilgi ve belge temin etme davasına devam edildi. Mahkeme, karardan önce sanıkların son sözlerini aldı.

Bazı sanıklar ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada savcının 355 kişi için beraat, 2 kişi için aramalarda bulunan fiziki belgeler sebebiyle ceza istediği mütalaasına karşı savunmalar devam etti. Sanık ve sanık avukatları, savcının beraate ilişkin mütalaasına katıldıklarını ancak delil yetersizliği yönündeki gerekçesine katılmadıklarını belirtti. CMK 223/2-b kapsamında (yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması) esastan beraat kararı verilmesini talep ettiler.

Mütalaaya karşı savunmaların tamamlanmasının ardından Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, sanıklardan son sözlerini söylemeleri istedi. Askerî Savcı Yüzbaşı Mustafa Ufuk Kök, "Bir diyeceğim yok." dedi. Banu Yurdusev, İdris Acartürk, Nuri Dereli ve Anıl Bilgin, beraatlerini talep etti. Sibel Kaynarca da suçsuz olduğunu ve beraatini istediğini belirterek, kendilerine komplo kurulduğunu söyledi ve bunu yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Andaç Keskin ise delil yetersizliğinden değil, suçu işlemediğinden dolayı beraatini istedi. Engin Çırakoğlu, suçsuz olduğunu belirterek beraatini talep etti. Onur Süer is, mütalaaya kısmen katıldığını söyledi. Muvazzaf Subay Erdal Şener, kendi ve toplum vicdanında beraat ettiklerini, kendisine NATO'da önemli bir görev verdiği için kurumunun gözünde de beraat ettiğini düşündüğünü söyledi. Kendilerine komplo kurulduğunu savunan Şener, "Ülkenin geleceği ve çocuklarımızın geleceği açısından mahkemenizden, bu örgütle mücadele edecek tedbirlerin alınmasını talep ediyorum." dedi. Emekli Kurmay Albay Cengiz Naci Kutlu, dava sebebiyle çok mağduriyet yaşandığını ve yaşanmaşa devam edildiğini belirterek, kumpas kuranlar hakkında işlemler yapılırken TSK içinde bunlara yardım eden kişiler için de tedbir alınmasını istedi.

Mahkeme Başkanı Kızıltaş, davanın sanıklarından, lösemi tedavisi gören emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız'ın, Mart 2015'te vefat ettiğini söyledi.

İki numaralı sanık Coşkun Başbuğ ise davanın geciktiğini ancak bunun sebebinin mahkeme heyeti değil, 12. Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu söyledi. 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin maddi gerçeklerin ortaya çıkmasını sağladığını ve bunun sonunda beraate kavuştuklarını ifade eden Başbuğ, "Savcı, dün yaptığı mütalaasında ince kelime oyunları yapsa da bu davanın kumpas olduğunu kabul etti. Pandora tabir edilen kutu, önden kapıları kilitli, arka duvarları olmayan bir kutuydu. Bunun kumpas olduğu başından belliydi. Pandora bizdik ve şifreleri vererek kendimizi tanıttık. Mahkemenin verdiği kararla burada yargılananların itibarını tekrar kazanacağını düşünüyorum." diye konuştu.

Ümit Topaloğlu da sanıkların, son sözlerinde suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yargılandıkları davayı ilgilendiren bir soruşturmanın devam ettiğini hatırlatarak, "Sanıklar madem bu kadar duyarlıysa bu duruşmada taraf ve müşteki olmalarını talep ediyorum." dedi.

Kurmay albay olarak görev yaparken meslekten atıldığını, daha sonra mahkeme kararıyla döndüğünü belirten İrfan Bulut, "Güneydoğu'da çarpışmamız gerekirken bu sahte dava yüzünden buradayız." diyerek beraatini talep etti.

Söyleyecek bir şey olmadığını belirten sanık Narin Korkmaz da beraatini istedi.

Duruşmaya, son sözleri alınmayan sanıkların dinlenmesiyle devam edilmesi için ara verildi. CİHAN
16 Şubat 2016 11:49
DİĞER HABERLER