2000 yılında Türk futbolunu zirveye çıkaran Galatasaray, 5 yıldır tekleye tekleye yolalıyor ve kendisine gönül veren taraftarlarını çoğunlukla hayal kırıklığına uğratıyordu.
Özhan Canaydın'ın başkanlığı gelmesinden sonra Fatih Terim'le birlikte çok sayıda tranfer yapılmış ancak yıllar geçse de, sarı kırmızılı kadro yine Hakan Şükür, Hasan Şaş, Ergün Penbe gibi emektarların çabasıyla biryere kadar yolalabilmişti.
Eric Gerets döneminde elde edilen mucize şampiyonluk gözleri boyamış ve sarı kırmızılı takımda yapılması gereken revizyon rötar yapmıştı. Bir sonraki sezon yaşanan hayal kırıklığı asbaşkan Adnan Polat ve arkadaşlarını harekete geçirdi. Başkan Özhan Canaydın'ın tam yetki verdiği Adnan Polat bir yanına Haldun Üstünel bir yanına Adnan Sezgin'i alarak G.Saray'ı 6 ay gibi kısa bir sürede adeta baştan yarattılar.
ÖNCE TEMİZLİK
Galatasaray'ın kadrosunda ciddi bir yenilik gerekiyordu. Sarı kırmızılı taraftarlar yıllardır biradım gelişme göstermeyen oyunculara tahammül edemez bir haldeydi. Geçen sezon Fenerbahçe maçında yaşanan "Sulu isyan" büyük oranda taraftarın yönetime isyanıydı.
Borç içindeki G.Saray'ın kadrosunu yenilemesi için faydalanamadığı birçok ismi de göndermesi gerekiyordu. Önce temizlik harekatı başladı. Ergün Penbe'ye hizmetlerinden ötürü teşekkür edildi. Yabancı oyunculardan Mondragon, Tomas, İliç ve İnamato'nun tereddütsüz bir hamle ile biletleri kesildi. Sezon başı kampından sonra Cihan, Orhan Ak, Emre Aşık ve Ferhat'ın gönderilmesi kesinlik kazandı. Anıl, Aydın, Erkan Ferin gibi gelecek vaadeden isimler kiralık verildi. Sonrasında Necati gibi son dönemlerin önemli golcüsü gözden çıkarıldı.
GELENLER İLE TECRÜBE VE GENÇLİK KAYNAŞTIRILDI
Ekonomik sıkıntı içindeki G.Saray umulmadık bir hamle ile iki önemli yabancı oyuncu transfer etti. Lincoln ve Linderoth. İşin tek sıkıntı veren yanı buydu. G.Saray'ın en çok para harcadığı iki ismi sakatlıkları yüzünden bugün lider olan takıma katkıları neredeyse bir hiçti... Ama Alman ikinci ligi Essen'den transfer edilen Barış ve Serkan umulanın çok üstünde katkı sağladılar.
Şimdi futbol kamuoyu bu iki gurbetçinin neden Milli Takım'da oynatılamadığını tartışıyor. Sol kanada transfer edilen Volkan Yaman ve Hakan Balta çoğunlukla faydalı oldular. Hatta değişmeli olarak Fatih Terim tarafından Milli Takım kadrosuna çağrıldılar. Transferi en çok eleştilen Servet ise bugün sarı kırmızılı taraftarların bir numaralı sevgilisi durumuna geldi.
Devre arasında tranfer edilen Emre Güngör'de kısa sürede takıma uyum sağladı ve Song'un yokluğunda Servet ile birlikte Milli Takım için iyi bir ikili olacakları görüşünü ortaya çıkardı. Sezon başı transfer döneminin son gününde apar topar transfer edilen Nonda ise şimdi sarı kırmızılı takımın hücumda en büyük kozu.
Bu isimlere yine geçen yıl Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin tarafından transfer edilen ve Gerets'in hiç şans vermediği Mehmet Topal ve Kayserispor'dan dönen Uğur Uçar da eklenince, G.Saray'ın birbirinden yetenekli gençlere sahip olduğu gerçeği daha da farkedilmeye başlandı. Sarı kırmızılı takımda sakatlıklar üst üste gelince bu isimler Galatasaray'ın geleceği adına ciddi birer umut olduklarını kısa sürede kanıtladılar. Eğer Lincoln, Ayhan, Hasan Şaş gibi isimlerde sakatlıklarını atlatıp, takıma faydalı duruma gelirlerse, Türk futbolunun yeni yıldızı Arda Turan ile birlikte G.Saray artık Avrupa'da 2000'li yılları yeniden yaşayacak duruma gelecek.
RİBERY UNUTULDU
Adnan Polat yönetici arkadaşı Haldun Üstünel, Futbol A.Ş. Genel Menaceri Adnan Sezgin ile birlikte bu hamleleri gerçekleştirirken çoğunlukla ağır tenkitlerle karşı karşıya kaldı. Bir yanda medya bir yanda camia içinde sözsahibi etkin kongre üyeleri, hatta yönetimdeki arkadaşları Adnan Polat ve arkadaşlarını eleştiri bombardımanına tuttular.
Bir dönem Ribery'i G.Saray'dan elini kolunu sallaya sallaya giderken sorumlular kimlerdi acaba? Ribery, Marsilya'dan Bayern Münih'e 25 milyon euroya transfer olurken, G.Saray bonservis için Metz Kulübü'ne verdiği 2.7 milyon euroyu bile kurtaramadı. Hayal kırıklığı Heinz şimdi ne yapıyor? Ya da Adnan Polat futbola el koymadan önce transferi düşünülen Fransız Laurent Robert ve Yunan Vasilis Zikos'un futbol kariyerleri nasıl bir iniş gösterdi bilen var mı?
GÖNDERİLENLERİ ARAYAN YOK
G.Saray'da gönderilen her oyuncu ayrı bir tartışma yarattı. Şu bir gerçek ki, Mondragon, İliç, İnamato hatta Tomas'un yoklukları bugün hissediliyor mu? Necati, Orhan Ak, Cihan ve Emre Aşık'ın gönderilmeleri taraftar sitelerinin hepsinde olumlu karşılandı, destek gördü.
CARRUSCA VE İSMAİL BOUZİD HATA, YA DA UYMADI
G.Saray'da yapılan revizyon gözönüne alındığında iki transferin beklentileri karşılamadığı görülüyor. Geçen yıl transfer edilen Arjantinli Carrusca, Gerets'in de kasetlerden beğenmesi sonucu transferine karar verilmişti. Ve bu yıl sarı kırmızılı takıma Feldkamp'ın önerisiyle katılan Bouzid ikinci verim alınamayan transfer oldu. Bu iki oyuncu bir başka deyişle verilen şansları da iyi kullanmadılar. Ancak bu iki transferden Carrusca'nın bonservis bedelini sponsor ödedi. İsmail Bouzid ise bonservis bedeli ödenmeden sadece kendisine bir yıl için 300 bin euro maliyeti vardı.