Ankara kulisleri dün yargı camiasına bomba gibi düşen gelişmeyle çalkalandı. HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın da tutuklu olarak yargılandığı Kobani davasının eski mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak Ankara’da gözaltına alındı. Bir savcı nezaretinde evinde saatlerce arama yapıldı. Çolak’a ait dijitaller ve belgelere el konuldu. Arama işleminin ardından eski hakim yeni avukat Çolak, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Çolak, Kobani davasından çok, yıllardan beri binlerce masum insana yaşattığı zulümlerle tanınıyor. Yargıda Birlik Derneği’nin “seçkin” bir üyesi olan Çolak, Gülen Cemaatine yönelik operasyonların, gözaltıların, tutuklamaların ve yargılamaların mimarından biriydi.
Tr724'ten Tuna Yıldız'ın
özel haberine göre, Bahtiyar Bahtiyar Çolak, Elazığ’da önemli görevler ifa ettikten sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından jet bir kararnameyle Ankara’ya atandı. Kendisi için 22. Ağır Ceza Mahkemesi tahsis edildi. Çolak da sırça köşke getirilmenin karşılığında, onlarca kritik davanın hakimi oldu. Yargılama esnasında hukuksuz tavırları defaatle HSK ve Adalet Bakanlığı’na şikayet edildi. Ancak reddi hakim talepleri hep hüsranla bitti. Ta ki o ana kadar…
Şimdi asıl meseleye gelelim… Eski hakim Bahtiyar Çolak, Kobani davasıyla adını tüm kamuoyuna duyurdu. Yargılama esnasında o kadar “hakkaniyetli” davranıyordu ki, başta HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş olmak üzere bütün sanıklar ağızlarını açamıyordu. Tam zülfi yâre dokunulduğunda başkan yerinden kalkıyor, siyasetçilerin sözlerini kesiyor, yargılamaya ara veriyordu. Neticede o yargılamalar sonucunda gerekli cezalar verildi. Bahtiyar Çolak da rahatladı.
Hakim Çolak, sadece Kobani davasına bakmıyordu Dediğimiz gibi o özel seçilmişti… Afili gözlüğü ve ikiye ayırdığı “yeni muhafazakar” saç şekliyle adliye koridorlarının altını üstüne getiriyordu. İlgi alanı özellikle “fetö” davalarıydı. Neden mi? Çünkü ‘para’ buradaydı.
Bahtiyar Çolak başta olmak üzere aralarında onlarca polis, savcı, sivil ve siyasetçi kendi aralarında “Derin devletin ticari istihbarat ayağı” olarak adlandıran “Atadedeler” örgütü adı altında bir oluşum kurdu. İsim, eski kaset ve şantaj çetesi Atabeyler grubunu andırıyordu. Bunlarda sadece ‘kaset’ yoktu, şantaj boldu. Nasıl mı? Emniyetteki örgüt üyeleri, hakkında başta “FETÖ” soruşturması yürütülen isimlerle ilgili kapsamlı bir dosya hazırlıyordu. MASAK’tan el altından şüphelilerin hesap hareketleri ve tapu kayıtları ile ilgili bilgiler alınıyordu. Ardından belirlenen avukatlar aracılığıyla, “Derin devletin ticari istihbarat ayağı” devreye giriyor ve şüpheliyle temas kuruluyordu. “Tutuklanma ya da takipsizlik” çıkmazına sokulan kişilerden dosyadan çıkarılması karşılığında 1 milyon ve üzeri rakamlar alınıyordu. Toplanan rakamlar da “Atadedeler” arasında pay ediliyordu.
HAKİM ÇOLAK, DİNLEMEYE TAKILDIKasım ayına kadar her şey yolunda giderken, emniyetin bir kanadı bu yapının farkına vardı. Dinlemelerde, çetenin içinde hakim ve savcıların da olduğu belirlendi. Sonrasında Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Şube ekipleri, listede ismi geçen hakim, savcı ve siyasilerle ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayarak HSK’ya ve Adalet Bakanlığı’na sundu. Dönemin Adalet Bakanı’nın talimatıyla sessiz sedasız bazı hakim ve savcılar dosyalardan el çektirildi. Aslında asıl amaç dosyanın kapatılmasıydı. Ama devletin içinde hala hakkaniyetli çalışan bürokratlar, “Atadedeler” örgütünü Ankara’da deşifre etti. Deşifre olmasından dolayı devletin adını kullanıp, sadece ceplerini dolduran bu kişiler, çareyi görevlerinden istifa etmekte buldu. Ancak kaçınılmaz son onları yine yakaladı. Bir dönem masum onlarca insana reva görülen gözaltı odaları, eski hakim Bahtiyar Çolak ve dostlarını da enselerinden yakaladı.
TR724’ün ulaştığı bilgilere göre; “Derin devletin ticari istihbarat ayağı” olarak adlandırılan yapı 300’den fazla kişiden oluşuyor. Aralarında emniyet müdürleri, polisler, istihbaratçılar, hakimler ve savcılar bulunuyor. Bu çetenin yaklaşık iki yıl önce kurulduğu, özellikle Gülen grubuna yönelik soruşturmalar kapsamında yüzlerce kişiden tehdit ve şantajla onlarca milyon lira aldığı belirtiliyor. Aldıkları paraları da ekibin eşit oranda pay ettiklerinden dolayı son altı aya kadar deşifre olmadığı dile getiriliyor.
İSMİ GEÇEN HAKİM VE SAVCILARA “İSTİFA ET” BASKISIBahtiyar Çolak başta olmak üzere adı bu örgütle anılan bazı üst düzey bürokratlar, bulundukları kurumlarda istifaya zorlandı. TR724’ün aldığı bilgilere göre; Çolak, yaptığı hizmetler karşılığında gözaltına alınmayacağına dair güvence bile istedi. Yani aslında suçunu açıkça ikrar etmiş.
İstifasının ardından eski hakim Çolak, geçtiğimiz ay Ankara Barosu’na başvurarak, avukat ruhsatı almak istedi. Devletin resmi cübbesi sırtındayken aldığı rüşveti, bu defa avukatlık cübbesi altında almaya soyundu. Ancak hakkında soruşturma olduğu için baro ruhsat vermedi. Ancak gözaltına alındığı ana kadar “Atadedeler” grubunda birlikte iş yaptığı bir dostunun yanında avukat olarak görev yapıyordu.
Kim bilir, yüzlerce masuma reva gördüğü demir parmaklıklar, birkaç gün sonra onu da misafir olarak kollarına alır. O zaman yaptığı hukuksuz yargılamaları düşünmeye fırsatı olur.
Son söz… “Derin devletin ticari istihbarat ayağı” olarak adlandıran “Atadedeler operasyonu bununla sınırlı kalmayacak gibi. Şunu net olarak söyleyebiliriz ki, Ankara’da bürokraside ve yargıda kartlar yeniden karılıyor. Her kurumdaki klikler birbirine operasyon çekiyor.
İLK OPERASYON ŞUBAT BAŞINDA YAPILDIAskeri üniforma giyen ve MİT kimliği taşıyan ‘Pınar Taşçı’ kod adlı Salice Fedakâr’ın başında olduğu çeteye yönelik ilk operasyon ocak ayının son günü yapıldı. Medyaya yansıyan haberlere göre ‘Atadedeler’ çetesi 5 milyon liralık vurgun yaptı.