Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından evlerine dönen Filistinliler, yıkıntılar ve kayıplarla karşılaşıyor. Evleri yıkılmış, gelecekleri belirsiz yüz binler için savaşın izleri derin; barış ise pamuk ipliğine bağlı.
DW Türkçe Gazze'de yaşanan dıramı gözler önüne seren bir haber imza attı. Hare göre üç çocuk annesi Nesrin Hamad, eşinden gelecek haberi endişeyle bekliyor. Eşi, Gazze kentindeki Şeyh Rıdvan mahallesine zorlu bir yolculuk yapmış. Nesrin ise ailenin savaş sırasında sığındığı, Gazze'nin ortasındaki Deyr el-Bela'ta kalmış.
Pazar günü DW'ye Gazze'deki durumu telefonla anlatan Nesrin Hamad, "Eşim bugün Şeyh Rıdvan'daki evimize gitti. Bombalandığını biliyorduk ama gözlerimizle görmek bambaşka bir acı" diyor. Evleri tamamen yıkılmış; mahalle de tanınmaz hâle gelmiş.
Nesrin'in eşi, Cuma günü öğle saatlerinde İsrail'in ateşkes ilan etmesinin ardından Gazze'nin kuzeyine dönen on binlerce kişiden biriydi. O günden bu yana sosyal medyada paylaşılan videolarda, çoğu yaya binlerce kişinin Gazze kıyı yolundan kuzeye doğru ilerlediği görülüyor.
Kırılgan bir ateşkes anlaşması
İsrail ile Gazze'yi kontrolünde bulunduran silahlı grup Hamas, yoğun ve dolaylı müzakerelerin ardından ABD'nin sunduğu 20 maddelik plana geçen hafta onay verdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planı, bölgede iki yıldır süren savaşa son vermeyi hedefliyor.
Ancak ABD'nin hazırladığı kapsamlı planın birçok tartışmalı maddesi henüz detaylı biçimde görüşülmedi. Anlaşmanın ilk aşaması kapsamında Hamas, Pazartesi günü elinde tuttuğu 20 rehineyi serbest bıraktı. İsrail ise suçlama yöneltilmeden tutulanların da aralarında bulunduğu yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmu tahliye etti. Ayrıca Hamas, hayatını kaybeden 28 rehinenin cenazelerini de İsrail'e teslim edecek.
Savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in Gazze sınırındaki köylere, askerî üslere ve Nova Müzik Festivali'ne saldırmasıyla başlamıştı. İsrail kaynaklarına göre Hamas'ın baskını sonucu yaklaşık bin 200 kişi öldürüldü, 251 kişi rehin alınıp Gazze'ye götürüldü.
"Bu savaş içimizdeki her şeyi öldürdü"
Nesrin Hamad, bombardımanın sona ermesinden dolayı rahatladığını söylüyor ancak evini kaybetmek, iki yıllık yerinden edilme sürecinin en ağır darbesi olmuş. Ailesi bu süre boyunca 17 kez yer değiştirmiş.
Hamad, "Allah'a şükür savaş bitti ama içimizdeki her şeyi öldürdü. Arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı kaybettik. Gazze'yi yerle bir etti. Bizi ruhsal olarak yıktı. İlaç yokluğundan, yerinden edilmen ve kirli çevreden kaynaklanan hastalıklar yayıldı. Umarım bir daha asla savaş olmaz ve umarım bir daha asla korku yaşamak zorunda kalmayız" diyor.
Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'deki binaların üçte ikisinin savaş boyunca hasar gördüğünü ya da tamamen yıkıldığını tahmin ediyor. Hamas yönetimindeki Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, iki yıl süren çatışmalarda çoğu sivil olmak üzere 67 binden fazla kişi öldürüldü.
BM'nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Bağımsız Soruşturma Komisyonu, bu savaşı "soykırım" olarak nitelendirdi. İsrail ise bu iddiayı kesin bir dille reddediyor.
"İsrail, yıllarca sürecek düşmanlıkların temelini attı"
DW'ye yine telefonla bilgi veren altı çocuk babası Mahmud Afif, İsrail ordusunun Gazze kentini kuşattığı ve işgal ettiği dönem boyunca şehirde kalmıştı. Güneyde barınacak yeri ya da gidecek parasının olmadığını belirten Afif, "Gazze'nin batısında üç farklı yer dolaştım. Allah'a şükür, hiçbir çocuğum ölmedi, ben de hâlâ hayattayım" diyor.
Ancak Afif, Şucaiye'deki evinin tamamen yıkıldığını söylüyor: "Hayatım boyunca kardeşlerimle birlikte inşa ettiğim evi, hem Hamas hem de İsrail yüzünden kaybettim. Gazze'de son iki yılda yaşananların hiçbir anlamı olmadı. Aksine, Gazze'yi yıllarca geriye götürdü. İsrail, önümüzdeki yıllar boyunca sürecek düşmanlıkların temelini attı."
Ateşkesin yürürlüğe girmesine ve İsrail ordusunun, anlaşmanın ilk aşaması kapsamında kısmen geri çekilmesine rağmen, İsrail yetkililerine göre ordu hâlen Gazze topraklarının en az yüzde 53'ünü kontrol ediyor. İsrail askerî sözcüsü, kuzey, doğu ve güneydeki bazı bölgelerin hâlâ "tehlikeli" olduğu, buralara girmenin "hayatî risk" barındırabileceği konusunda uyardı.
Kuzey Gazze'den haber bekleyişi
Fatin Lubbad, Şeyh Rıdvanlı genç bir Filistinli kadın. Ailesinden aldığı haberlere göre evleri tamamen yıkılmış. Ailesi, tehlikeye rağmen kuzeyde kalmaya çalışmış ancak İsrail saldırılarının artmasıyla Eylül ayında güneye, Han Yunus'a kaçmak zorunda kalmış. Burada eski bir cezaevi binasında sığınmışlar.
Lubbad, artık Gazze'de kendine bir gelecek göremediğini söylüyor:
"Kuzeye dönmenin bir anlamı yok çünkü evimizi kaybettik. Ancak pasaportlarımızı çıkarana kadar orada geçici olarak kalabiliriz. Sonra Gazze'deki cehennemden önce Mısır'a ya da başka bir ülkeye gitmek istiyoruz. Gazze'de savaş bitmiş olabilir ama cehennem sürüyor. Bizi nasıl bir gelecek bekliyor, bilmiyoruz."
Ateşkese dair kuşkular
Gazze'de gerginlik hâlâ yüksek. Birçok kişi ateşkesin uzun sürmeyeceğine inanıyor. İsrail, Mart 2025'te önceki bir anlaşmayı ihlal ederek saldırılarına yeniden başlamıştı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da geçen günlerde yaptığı açıklamada Hamas silahsızlandırılmadıkça ve Gazze tamamen askerden arındırılmadıkça "savaşın yeniden başlayabileceği" uyarısında bulundu.
Çatışmalar durmuş olsa da yas ve travma sürüyor. Gazze'deki acil yardım ekipleri, ateşkes dönemini enkaz altındaki cesetleri çıkarmak için değerlendireceğini söylüyor. Binlerce kişinin yıkılmış binaların altında gömülü olduğu tahmin ediliyor. Çatışmalar yüzünden uygun cenaze töreni yapılamadan, yolların kenarına ya da evlerinin bahçelerine gömülenler de bulunuyor.
Nesrin Hamad ve eşi gibi anne babalar için gelecek belirsiz. Çocukları iki yıldır okula gidemiyor, sağlık sistemi neredeyse tamamen çökmüş durumda. ABD arabuluculuğunda yapılan anlaşma, insani yardımın Gazze'ye girmesini öngörse de İsrail'in geçişlere ne ölçüde izin vereceği belirsizliğini koruyor.
Gazze'yi kim yönetecek?
Siyasi olarak da büyük bir soru işareti var: Gazze'yi kim yönetecek?
ABD Başkanı Donald Trump ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in de yer aldığı uluslararası bir komitenin denetiminde, teknokratlardan oluşacak yeni bir Filistin yönetimi kurulması planlanıyor. Ancak birçok Filistinli, karar alma süreçlerinden dışlandığını düşünüyor.
"Ne Hamas'ı ne de başka bir Filistin grubunu istiyorum" diyor Nesrin Hamad: "Bizi yönetecek, Gazze'yi yeniden inşa edecek herhangi bir uluslararası yapıyı memnuniyetle karşılarız."
Bu görüşü Mahmud Afif de paylaşıyor:
"Gazze'yi kimin yöneteceğini bilmiyorum ama önceki dönemde yer alan hiç kimseyi istemiyorum. Tek dileğim, çocuklarımın geleceğini kurabilecek bir liderin başa gelmesi."