"Zaten çoğumuzun üniformasını çıkarmak zorunda kaldığı, yine bir kısmımızın hapishanelerde olduğunu düşünürsek, geriye kalanların da tüm sevdiklerine ve hayallerine veda ederek toprağa düştüğü şu ortamda, Cumhuriyeti namus bilenlerin susmayacağı açıktır."
Mustafa Kemal’in Askeri
Sözcü yazarı Emin Çölaşan El Bab şehidi Furkan Yayla'nın devre arkadaşlarının mektubuna yer verdi ve Suriye bataklığı ile ilgili sorular sordu.
“Emin Bey merhaba. Ben Kara Harp Okulu'ndan son mezun olan 2015 devresinin bir mensubuyum.
Dün sabah, devremizin ilk şehidinin haberini aldık.
Hep beraber çıktığımız bu yolda düşünmek dahi istemesek de bir gün bazılarımızın ailesinden, hayattan ve hayallerinden koparılacağımızı biliyor ve bu şanlı devrenin ilk şehidi olmak mertebesinin hayallerini kuruyorduk.
Cumhuriyet yolunda, Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin ışığında bu vatana ve bu millete hizmet etmek amacıyla bu yola çıktık.
Son Harbiyeliler olarak görmediğiz çirkinlik, duymadığımız kirli itham kalmadı.
Bunlar işin ayrıntısı.
Asıl söylemek istediğim, gözünü kulağını tıkayan, bağnazlıkta at gözlükleriyle yarışan kesimler için devremizin bu ilk şehidi bir tepki yaratır mı acaba!
Köşenizde bu konuya yer vermeniz belki toplumumuza biraz olsun soğuk duş etkisi yapar, biraz olsun kendilerine getirir ümidindeyim.
Zaten çoğumuzun üniformasını çıkarmak zorunda kaldığı, yine bir kısmımızın hapishanelerde olduğunu düşünürsek, geriye kalanların da tüm sevdiklerine ve hayallerine veda ederek toprağa düştüğü şu ortamda, Cumhuriyeti namus bilenlerin susmayacağı açıktır.
Sizden istirhamım, devremizin bu ilk şehidine köşenizde yer vermeniz, bazı aymazların bu hususlar çerçevesinde düşünmesini sağlamanızdır.
Kaleminiz daima keskin olsun. Saygılarımla…”
* * *
Kimdir bu mektupta sözü edilen Harbiyeli?
Önceki gün Suriye'de şehit düşen teğmen Furkan Yayla.
Vatana bir saldırı mı vardı?
Hayır!
O halde 23 yaşındaki gencecik teğmen niçin yabancı topraklarda şehit oldu?
Bazıları belki biliyor ama biz bilemiyoruz!
* * *
Furkan teğmen 15 temmuz darbe günü Ankara'da Özel Harekat kursiyeri
olarak görevli idi.
“Darbecilikten (!)” onun da ifadesinin alınması gerekiyordu.
Epeyce bekledikten sonra ifadeyi aldılar ve Gaziantep'e atandı.
Sonra ver elini Suriye!..
Yanında bir binbaşı, bir de uzman çavuşla görev yaparken üzerlerine IŞİD
tarafından atılan havan mermisi düştü.
Binbaşı ve uzman çavuş yaralandı.
Şarapnel parçası Furkan teğmenin koltuk altından girdi.
Furkan teğmen yarım saat sonra oracıkta şehit oldu.
Cenazesi Türkiye'ye getirildi…
Sağ olsunlar, ne kadar teşekkür etsek azdır, hiç değilse cenazeleri yaban ellerde bırakmıyorlar!
Naaşını gören kardeşi anlatıyor:
“Baktım yüzü pırıl pırıldı. Hiç yara yok. Çok soğuktu.”
* * *
Evet!.. Mustafa Kemal'in bir askeri daha yabancı topraklarda, bir hiç
uğruna şehit oldu.
İnanılmaz bir olay!
Hesabını Ankara'da kim, hangi sorumlu (ya da sorumsuz) verecek?
Hiç kimse!
Olsun varsın, bazıları dün cenaze törenine katılıp nutuk attı ya, bize o bile yeter!
Emin Çölaşan/ Sözcü