Avrupa bu freni tartışıyor

Avrupa bu freni tartışıyor
Şoför istemese bile otomobil tehlike görürse fren yapabilmeli mi? Avrupa bu soruyu tartışıyor.
5 bin euroya satılan radarlı mesafe algılayıcı sistem Türkiye'de tutmadı. Radar yoldaki bir kola kutusunu otomobille karıştırabiliyor Otomobil üreticileri ve teknoloji şirketleri, mesafe kontrollü hız sabitleyici sistemlerin (ACC) yeteneğini sürekli geliştiriyor. Ancak yetersiz yasal altyapı nedeniyle tartışmalar başladı. Özellikle yanlış sinyalin sonuçları konusunda endişe var. Çünkü radarın yoldaki bir kola kutusunu, otomobille karıştırma ihtimali var. Bu da otomobilin durup dururken ani fren yapması demek. Avrupa'da satılan 30 yeni araçtan 1'inde bile ACC sistemi bulunmuyor. Türkiye'de ise talep neredeyse hiç yok. Mercedes, Türkiye'de 4 bin 993 euro ilave ödeme yapılırsa üst sınıf modellerine radarlı yaklaşma sistemi takabiliyor. S Class araçlardaki sistem şehir içi hızlarda bile çalışıyor. BMW ise radarlı 7 Serisi özel araç siparişi alıyor. Mesafe kontrollü hız sabitleyici sistemlerin Türkiye'de tutmamasına neden olarak yüksek maliyeti ve hafif dokunmalarda bile sistem ayarının bozulması gösteriliyor. Avrupa'da Mercedes araçlarında mesafe kontrollü hız sabitleyici sistem 2 bin 500 euro. Bosch bu fiyatı bin euroya indirmeyi amaçlıyor. Satışlarda asıl artışın o zaman yaşanacağı belirtiliyor.       Honda ve Ford'un yeni sistemleri Honda çok yakında Accord modelinin ADAS (İleri Sürücü Destek Sistemi) versiyonunu piyasaya sürecek. Bu sistemlerde hem radarlı yaklaşma, hem de şerit değiştirme uyarı özelliği bulunuyor. Honda ADAS'ın fiyatının bin 900 dolar olmasını planlıyor. Ford'un Avrupa'daki Galaxy ve S-Max modelleri ise Delphi'nin yeni nesil ikaz sistemine sahip olacak. Bu sistem şehir içi hızlarda bile çalışan bir yaklaşma kontrolü sağlayacak. İmalatçılar yeni ACC sistemlerinin yol güvenliğini önemli ölçüde artırdığını söylüyor. Ancak yasaların buna izin verip vermeyeceği tartışmalı. Avrupa yasaları, sürücü istemeden otomobil içi sistemlerin sürücü yerine geçerek fren yapmasına izin vermiyor. İmalatçılar, güvenlik yetkilileri ve yasal otoriteler, otomobilin ne zaman ya da nasıl zorla otomatik fren yapacağı konusunda aynı fikirde değil. Mercedes S Class ve Volvo S80'deki yeni mesafe kontrollü hız sabitleyici sistemleri, sürücünün fark etmediği bir tehlike görürse uyarıyor. Bazı sistemler daha yavaş frenleme uyguluyor.       Araç isterse fren yapmalı mı? Otomobil güvenlik teknolojileri kaza gerçekleştikten sonraki harekete geçen teknolojiden proaktif, yani yaklaşan kazayı öngören sistemlere geçiyor. Son yıllarda hava yastıkları ve patinaj önleme sistemleri çok moda. Bu teknolojiler sadece siz kötü bir durumda iken yardım ediyor. Ancak otomotiv şirketleri kötü olayın gerçekleşmemesini sağlamaya çalışıyor. Ve makineler insanlardan daha hızlı karar veriyor. ACC sistemi tehlikeli durumu fark ediyor ve sürücüye haber vermek için hafifçe fren yapıyor. Teklifi savunanlar sistemin tam fren de yapabilmesi gerektiğini söylüyor. Araştırmalar sürücülerin kazaların sadece yüzde 1'inde tam frene bastığını gösteriyor. Kazaların yarıdan çoğunda ise sürücüler frene hiç basmıyor. Volvo'nun yeni S80 aracında, sürücü hiçbir şey yapmazsa ACC sistemi hafifçe fren yapacak. Sürücü fren pedalına basarsa tam fren gerçekleşiyor. Ama otomatik olarak gerçekleşen bir şey yok. Kontrol, yine sürücüde. Honda yeni Legend modelinde tam güç fren yapmaya izin veriyor. Volkswagen ve DaimlerChrysler tarafından ortak geliştirilen SAVE-U adlı sistem ise şoförün gözünden kaçsa da yayalara çarpmayı engelliyor. Radar alıcıları ve kızıl ötesi kameraların yerleştirildiği otomobiller yaya ve hatta bisiklet sürücülerini bile fark edebilecek. SAVE-U araştırma araçları yanlış alarm durumunu önlemek için üçlü sensör (24 GHz radar, kızılötesi ve renkli video) kullanıyor.       ACC sistemi nasıl çalışıyor? Sistemin üç parçası var: Tehlikeye karşı yolu tarayan algılayıcılar, algılayıcı bilgilerini değerlendiren elektronik parçalar ve bu bilgileri uygulayan araç sistemleri. Tarama: Dört ayrı tarama teknolojisi kullanılıyor. Uzun ve kısa menzilli radar çok pahalı, ama popüler. Diğer üçü ise video, kızılötesi ve radarın lazer versiyonu olan lidar. Değerlendirme: Verileri yorumlayan elektronik parçalar en önemli konu. Kaza ihtimali gördüğünde aracın yapabilecekleri konusunda seçenekler var. Bir uyarı sinyali, emniyet kemerini sıkılaştırma, tam fren yapma gibi. Uygulama: Algılayıcılardan gelen verilere tepki veren araç sistemleri, örneğin frenler, otomobillerin geleneksel parçaları. Titreşimli direksiyon da bir seçenek.       ACC şu anda ne yapabilir? * Aracın hızı ne olursa olsun öndeki araçla güvenli takip mesafesini koruyabiliyor. * Aracı şehir trafiğinde durduruyor ve sürücünün kontrolüyle yeniden hareket ettiriyor. * Sürücüyü tehlikelere karşı uyarıyor. * Sürücü yanıt vermezse yavaşça fren yapıyor. * Orta sertlikte fren yaparak kaçınılmaz kazalarda yaralanmalar azaltılabiliyor.            Yasalar izin verirse neler yapabilir? * Kazadan kaçınmak için acil tam fren yapabilir. * Aracın önünden bir yaya geçerse hemen hareket etmeyebilir. * Bir nesneye çarpmamak için sürücünün direksiyon hareketine müdahale edebilir.       Engeller * Yüksek maliyet. Özellikle de algılayıcı sistemleri. * Araca kamera ya da radarın yerleştirilmesi. * Kullanıcıların alışık olduğu bir sistem değil. * Otomatik acil durum freni konusunda yasal belirsizlik. Doğan Erdoğan / Referans Gazetesi
03 Temmuz 2006 08:26
DİĞER HABERLER