Avrupa ülkeleri Gazze'de operasyonlarını yeniden yoğunlaştıran ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye girişine engel olan İsrail üzerinde baskıyı artırıyor.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin İsrail'le ticari iş birliğini gözden geçirmesi gündemde. Dün Brüksel'de dışişleri bakanları ile yapılan toplantı sonrası AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 27 üyenin "büyük çoğunluğunun" İsrail'le ilişkileri gözden geçirmeyi desteklediğini belirtti. AB, İsrail'in en büyük ticari partneri konumunda.

DW Türkçe'nin haberine göre Kallas, taraflar arasında siyasi ve ekonomik iş birliğinin temelini oluşturan AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'na dair gözden geçirme sürecinin ne şekilde işleyeceği ve takvimin ne olacağına dair detay vermedi. İsveç ise AB'yi İsrailli bakanlara yaptırım uygulamaya zorlayacağını söyledi.

İsrail'e karşı bir adım da İngiltere'den geldi. Londra hükümeti İsrail'le devam eden serbest ticaret anlaşması müzakerelerini askıya aldı. Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimcilere yaptırım uygulanacağını duyuran İngiltere İsrail büyükelçisine nota verdi. İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy,  "Yardımları engellemek, savaşı genişletmek, dostlarınızın ve ortaklarınızın kaygılarını görmezden gelmek. Bu savunulamaz bir tutum ve derhal sona ermeli" dedi.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Kanada Başbakanı Mark Carney önceki gün yaptıkları ortak açıklamada, "Netanyahu hükümetinin aşırı eylemlerine sessiz kalmayacaklarını" bildirmiş, saldırılar durmaz ve insani yardım geçişine izin verilmezse yaptırım uygulayacakları tehdidinde bulunmuştu.

Baskı altındaki Benyamin Netanyahu hükümeti ise Avrupa ülkelerini "İsrail'in karşı karşıya olduğu zorlukları anlamamakla" suçladı. Hükümet sözcüsü Oren Marmorstein "dış baskıların İsrail'i yolundan döndüremeyeceğini" söyledi.

Dün yayınladığı video mesajda İsrail Başbakanı Netanyahu, "Tüm Avrupalı liderler İsrail'i desteklemekte ABD Başkanı Donald Trump gibi olmalı" demişti. Netanyahu mesajında, "Eğer Hamas silah bırakır ve katil liderleri Gazze'yi terk ederse bu savaş yarın biter" ifadelerini kullanmıştı.

Artan baskı üzerine İsrail, 2 Mart'tan bu yana ilk kez dün Gazze'ye gıda geçişine izin verdi. İsrail hükümeti 93 kamyonla un, bebek maması, ilaç ve diğer tıbbi malzemenin taşındığını bildirdi. Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), geçişine izin verilen miktarın "okyanusta bir damla" olduğunu belirtti ayrıca İsrail'in teslimat sırasında zorluk çıkardığını, gecikmeler yaşandığını kaydetti.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher BBC'ye verdiği mülakatta, gerekli yardım ulaştırılamazsa 14 bin bebeğin 48 saat içinde ölebileceğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Senato'da, yardımın "yeterli miktarda olmadığını" söyledi ancak gelecek günlerde miktarın artacağını ifade etti.

Netanyahu önceki "asgari miktarda" yardım girişine "diplomatik nedenlerle" izin verdiklerini söylemiş, bu adımı atmazlarsa ABD'nin desteğini kaybetmekten endişe ettiklerini anlatmıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail'in gece ve sabah erken saatlerde düzenlediği saldırılarda "çoğu çocuk" 19 kişinin öldüğünü bildirdi. Enkaz altında kalan kayıp kişiler olduğu da kaydedildi. İsrail ordusu ise dün Gazze'de "100'den fazla terör hedefinin" vurulduğunu açıkladı.

Netanyahu Pazartesi günü "Gazze Şeridi'nin tümünde kontrolü ele alacağız" diye konuşmuştu.

Öte yandan Doha'da Hamas ve İsrail heyetlerinin görüşmeleri sürüyor. Savaşın başından beri arabuluculuk rolünü üstlenen Katar, son saldırılar üzerine İsrail'i "sorumsuz ve agrasif" davranmakla suçladı, olası ateşkesin baltalandığını kaydetti.