Avrupa Merkez Bankası, yeterince hızlı davranamıyor
ve Avrupada sorunlar uzayıp gideceğe benziyor
-2012nin ilk çeyreğinde elde edilecek büyüme oranının,
yılın tamamı için öngörülen yüzde 4ün altında kalmasının
kuvvetle muhteme
İSTANBUL (A.A) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl
Küçük, Avrupa Merkez Bankasının yeterince hızlı davranamadığını ve Avrupada
sorunların uzayıp gideceğini söyledi.
İSO Haziran 2012 meclis toplantısında Yılın İlk Yarısını Geride
Bırakırken, Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmelerin ve Sanayimizdeki Son
Durumun Değerlendirilmesi konulu bir konuşma yapan Küçük, yılın ilk yarısını
geride bırakırken, içerde ve dışarda oldukça yoğun ve sıcak bir gündemle karşı
karşıya olunduğunu belirtti.
Yıllardır devam eden terör olaylarını, Türkiyenin kanayan yarasına
benzeten Küçük, Türkiyenin bu soruna mutlaka çözüm üretebilmesi gerektiğini
söyledi.
Küçük, Dağlıcadaki saldırının üzüntüsünü yaşarken, 22 Haziranda,
Suriyenin Akdenizde uçağımızı düşürmesi, gündemi çok farklı bir noktaya taşıdı.
İki pilotumuzun akibeti henüz net değil. Geçen günlerle birlikte, giderek azalsa
da hala, pilotlarımızın sağ salim bulunacağı ümidini korumak istiyoruz diye
konuştu.
Suriyede bir yılı aşkın zamandır devam eden iç çatışmanın bir şekilde
Türkiyeye de yansıdığını dile getiren Küçük, bu olayların Güney Doğu Anadolu
ekonomisini çok olumsuz etkilediğini ifade etti.
-İtalya ve İspanya yüksek bütçe açıkları ile risk yaratmaya devam
ediyor-
Avrupadaki ekonomik krize değinen Küçük, İtalya ve İspanya yüksek bütçe
açıkları ile risk yaratmaya devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası, yeterince hızlı
davranamıyor ve Avrupada sorunlar uzayıp gideceğe benziyor dedi.
Küçük, Avrupa başta olmak üzere küresel ekonomideki sıkıntıların, Meksikada
gerçekleştirilen G-20 toplantısının önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu,
kaynaklarını artırmak isteyen IMFnin üye ülkelerden söz aldığını anımsattı.
Türkiyenin, ihtiyaç duyulduğu takdirde IMFye 5 milyar dolar kredi
verebileceğini taahhüt ettiğini anlatan Küçük, Dünyadaki bu kriz ortamında,
Türkiyenin, IMFden borç isteyen değil, gerektiğinde borç verebileceğini taahhüt
eden bir ülke konumunda olması memnuniyet verici bir durumdur dedi.
-Türk ekonomisinde 9 çeyrek üstüste parlak sonuçlar alındı-
Türkiye ekonomisinin ise 2009 yılının son çeyreğinden bu yana dokuz
çeyrektir aralıksız büyüdüğünü ve üstüste parlak sonuçlar alındığını vurgulayan
Küçük, şunları kaydetti:
Bu iki parlak yılı takiben, 2012ye büyümede yavaşlama beklentisi ile
girmiştik. Çeyrekler itibariyle baktığımızda, büyüme hızında, kademeli bir iniş
eğilimi zaten söz konusu idi. 2012ye girerken öngöremediğimiz, ne kadar
yavaşlayacağımız idi. 2012nin ilk üç ayında, büyümenin lokomotifi konumundaki
sanayi üretiminde yüzde 2,8lik ortalama artış gerçekleşti. Sanayi üretimindeki
bu tabloya bakarak, 2012nin ilk çeyreğinde elde edilecek büyüme oranının, yılın
tamamı için öngörülen yüzde 4ün altında kalmasının kuvvetle muhtemel olduğunu
söyleyebiliriz.
İkinci çeyreğe gelince, ikinci çeyreğin ilk ayı Nisanda, sanayi üretimi
sadece yüzde 1,8 oranında arttı. Dolayısıyla, üretimde, yılın ikinci çeyreğine de
mütevazı bir başlangıç yapmış bulunuyoruz. Her ne kadar, kapasite kullanım oranı
ile üretim arasında her zaman tam bir paralellikten söz edemesek de, Nisan ayında
yüzde 74,7 olan kapasite kullanım oranının, Mayıs ayında yine yüzde 74,7 ve
Haziranda da yüzde 74,6 olarak gerçekleşmesi, ikinci çeyreğin diğer iki ayında
da, üretime yönelik beklentilerin mutevazı kalmasına yol açıyor.
-İthalattaki azalma eğilimi devam ediyor-
Küçük, sanayi üretimi yanında ekonomik büyümede muhtemel seyre ilişkin
ipuçlarından birinin de ithalat olduğunu söyledi.
Özellikle son dönemde, ithalat artış hızı ile büyüme hızının neredeyse
birebir denecek ölçüde paralel seyrettiğini vurgulayan Küçük, Rakamlar, ithalat
artış hızımızın 2011 Eylülünden bu yana azalma eğiliminde olduğuna işaret
ediyor dedi.
Küçük, İthalattaki azalmaya paralel olarak, yine Ocak-Nisan aylarında,
dahilde alınan KDV, ÖTV ve ithalat vergilerinin artış hızlarındaki azalmalar da,
Mayıs ayındaki küçük hareketlenmeye rağmen ekonomide çarkların oldukça yavaş
döndüğünü teyit etmektedir. İthalatımız azalırken, ihracatımızda ise, yılın ilk
dört ayı nispeten olumlu bir seyir içindedir dedi.
-Yavaşlama kabul edilebilir düzeylerin ötesine geçmemeli-
Ekonomide, şimdiye kadar ki yavaşlamayı, öngörülen, kontrollü ve yumuşak bir
inişin, tezahürü olarak yorumlama eğiliminde olduklarını belirten Küçük,
yavaşlamanın bundan sonraki aşamaları için, biraz daha dikkatli ve teyakkuz
içinde olunması gerektiğini söyledi.
Küçük, Yavaşlama kabul edilebilir düzeylerin ötesine geçmemelidir. Yılın
ilk yarısında göstergeler iç talepte durgunluğa işaret etmektedir. Buna karşın
ihracat nispeten olumlu bir seyir içindedir. Ancak, ihracatımızdaki bu nispi
olumlu gidiş de sanayi üretimi ve istihdamı tetiklemekte yeterince etkili
olamamıştır dedi.
Sanayi üretiminin, 2009 Aralık ayından bu yana süren 29 aylık kesintisiz
artış döneminin en düşük oranlarıyla yoluna devam ettiğini söyeleyen Küçük,
İşsizlikteki iyileşme eğilimi de yavaşlamıştır. Beklentimiz, ihracattaki nispi
olumlu gidişin bozulmadan devam etmesi ve buna iç talepte hareketlenmenin de
eklenmesiyle, yılın ikinci yarısında ekonominin biraz daha hızlanarak yoluna
devam edebilmesidir. Kredilerdeki yıllık artış hızının, Nisan-Mayıs aylarında bir
miktar hareketlenmesi, bu anlamda olumlu bir işaret sayılabilir. Ancak, bu
hareketin üretime yansıması biraz zaman alacaktır yorumunda bulundu.
-Yüzde 4 yetersiz, daha yüksek büyüme hedeflemeliyiz-
Bölgede beklenmedik gelişmeler ortaya çıkmaması, Avrupada ekonomik krizin
daha da derinleşmemesi halinde yıl sonu itibariyle öngörülen yüzde 4lük
büyümenin gerçekleşmesinin mümkün olabileceğine dikkati çeken Küçük, Yüzde 4
büyüme, ekonomik ve sosyal sorunlarımızın çözümü adına yetersiz bir büyüme
oranıdır. Daha yüksek oranlarda büyüme hedeflemeliyiz. Ancak, yüksek büyümeye
eşlik eden yüksek cari açık sorununu çözemediğimiz sürece, sağlam zeminde
olamayacak ve geçtiğimiz günlerde, The Economist Dergisinde yer alan türden,
ince bir buz tabakasıyla kaplı göl üzerinde kayan ve sürekli olarak buzun
kırılması korkusu içindeki patenci benzetmelerinden kurtulamayacağız şeklinde
konuştu.
Ekonomideki yavaşlama yanında, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün de,
cari açıktaki azalmaya yardımcı olduğunu anlatan Küçük, Ancak bu konjonktürel
bir durumdur ve her zaman altını ısrarla çizdiğimiz üzere, cari açığı azaltmanın
yöntemi ve bedeli, büyümeden taviz vermek olmamalıdır dedi.
Küçük, ekonomik sorunlarla mücadelede kalıcı ve yapısal tedbirlerin büyük
önem taşıdığını da sözlerine ekledi.
Muhabir: Ümit Çevik/Murat Birinci
Yayıncı: Zekeriya Gülün