Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız Alplerindeki Varces askeri üssünde yaptığı açıklamada, "Kendimizi savunmak, hazırlıklı olmak ve saygı görmek için ulusun seferber olmasına ihtiyacımız var" mesajı verdi.
Rusya'yı en önemli askeri tehdit olarak gören Avrupa ülkeleri askerlik sistemlerini güncelliyor.
Soğuk Savaş sonrası mevcutları azaltılan silahlı kuvvetlerini eski günlerine döndürme çabası dikkat çekiyor.
Özellikle gönüllü askerlik uygulaması giderek zemin kazanıyor.
Bu uygulamayı hayata geçirme kararı alan son Avrupa Birliği (AB) ülkesi Fransa oldu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız Alplerindeki Varces askeri üssünde yaptığı açıklamada, "Kendimizi savunmak, hazırlıklı olmak ve saygı görmek için ulusun seferber olmasına ihtiyacımız var" mesajı verdi.
Macron'un detaylarını açıkladığı yeni sistemde hedef, 2026 yazından itibaren 3 bin, 2030'a kadar 10 bin, 2035'e kadar ise 50 bin genci çekebilmek.
Gönüllü askerlik sistemine dahil olacakların sadece ülke topraklarında görev yapmaları öngörülüyor.
Sistemde 18 yaş ve üstü gençlere odaklanılacak ve hizmet süresi 10 ay olacak. Aylık en az 800 euro ödeme yapılacak.
Yemin töreni yapan kamuflajlı askerler. Bir kadın asker görünüyor aralarından
Askerliğin yoğun şekilde tartışıldığı ülkeler arasında AB'deki en güçlü konvansiyonel orduya sahip olma niyetindeki Almanya da var.
Alman hükümeti bir dönem zorunlu askerliği geri getirmeyi masaya yatırdıysa da sonunda gönüllü askerlikte karar kıldı.
Bununla birlikte yeterli gönüllü olmaması ve güvenlik durumunda bir değişiklik durumunda zorunlu askerliğe dönüşe kapı aralık bırakıldı.
Almanya, gönüllü askerlerine ayda 2600 euro ödeme yapmayı planlıyor.
Fransa'nın komşularından Belçika geçtiğimiz haftalarda 17 yaşındaki 130 bin kadar gence gönüllü askerlik daveti yaptı.
Sistem Belçika'da 2026'da devreye sokulacak.
Belçika Savunma Bakanı Theo Francken'e göre inisiyatif stratejik ihtiyacı karşılama amaçlı.
İlk veriler yeni uygulama konusunda düzenlenecek bilgilendirme toplantılarına üç binden fazla kişinin kayıt yaptırdığına işaret ediyor.
Belçika'da gönüllü askerlere aylık net 2 bin euro ödeme yapılacak.
Polonya da gönüllü askerlik sistemini uygulayan AB ülkeleri arasında.
Bununla birlikte, Donald Tusk liderliğindeki Polonya hükümeti, 2025 başında her yetişkin erkeğe askeri eğitim vermeyi planladığını duyurdu.
Bulgaristan'ın 2020'de geçtiği gönüllü askerlik uygulaması Hollanda'da 2023'te hayata geçirildi.
Romanya, 2026'da hem erkekleri hem de kadınları kapsayacak dört ay süreli bir sistemi hayata geçirecek.
Avrupa'da zorunlu askerlik
AB ülkeleri arasında zorunlu askerlik çok yaygın değil.
1990'ların sonu ve 2000'li yılların ilk yıllarında çoğu AB ülkesi bu uygulamadan vazgeçti.
Belçika, Bulgaristan, Çekya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İspanya, İtalya, Macaristan, Polonya ve Romanya bu ülkeler arasındaydı.
Gelinen aşamada zorunlu askerliğin sürdüğü AB ülkeleri, Avusturya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, İsveç, Kıbrıs, Letonya, Litvanya ve Yunanistan.
Hırvatistan'ın da yakında bu listeye dahil olması bekleniyor.
Bu ülkede 2026'dan itibaren askerlik erkekler için zorunlu olacak.
Avrupa'da kadınlar için zorunlu askerlik neden yaygınlaşıyor?
Vladimir Putin, bir töreni sırasında esas duruştaki askerlerin yanından geçiyor. Aralarından bazıları Putin'in geçişini izliyor
Rusya'nın olası bir saldırısı askerlik uygulamalarındaki hareketliliğin ana nedeni.
Bu konuda askeri ve sivil yetkililerden uzunca bir süredir uyarılar geliyor.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, bu uyarıları sıklıkla dile getiren isimler arasında.
Rutte, göreve geldikten kısa bir süre sonra, ocakta, Avrupa Parlamentosu üyelerine yaptığı konuşmada, "Şimdi güvendeyiz ama beş yıl sonra olmayabiliriz" demişti.
Görevi ağustos sonunda bırakan eski Fransa Genelkurmay Başkanı General Thierry Burkhard, "Biz Avrupalılar, kıtamızda kalıcı barış ve güvenliği sağlamak için risk almaya hazır değilsek, Putin artık gücün hukuktan üstün olduğu fikrini dayatmış olacak" ifadeleriyle bu konuya dikkat çekti.
Halefi General Fabien Mandon da 18 Kasım'da yaptığı bir konuşmada, "Fransa çocuklarını kaybetmeyi kabul etmeye, önceliklerin örneğin savunma üretimine verileceği için ekonomik olarak zarar görmeye hazır olmadığı için tereddüt ederse risk altındayız demektir" dedi.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da 17 Kasım'da Alman medyasına yönelik açıklamasında şunları söyledi:
"Rusya'nın NATO'ya saldırısının 2029'da gerçekleşebileceğini hep varsaymıştık.
Ancak şimdi 2028 gibi erken bir tarihte olası bir tırmanışa işaret eden değerlendirmeler duyuyoruz.
Son barışçıl yazımızı geride bıraktığımıza inanan bazı askeri tarihçiler bile var."
Batılı ülkelerin Türkiye'ye uyguladığı savunma ambargoları sona mı eriyor?
Bununla birlikte Rusya tek neden değil
ABD'nin Avrupa ülkelerinin güvenliği konusuna eskisi kadar önem vermediğini gizlemiyor. Bu aşamada öngörülebilirliğinin azalması olması da etkenler arasında.
Adımlar, değişen konjonktürün dayattığı bir askeri gereklilikten de kaynaklanıyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) eylülde yayınladığı bir çalışmada, "Çoğu Avrupa ülkesinin ordusu, askere alma hedeflerine ulaşmakta, eğitimli personeli elde tutmakta ve yeterli yedek güç oluşturmakta zorlanıyor" vurgusu yer alıyor.
Atılan adımlarla mevcut silahlı kuvvetlerin eğitimli personelle güçlendirilmesi hedefleniyor.
Bir başka amaç da aşırı yük altında çalışan profesyonel kadroları rahatlatmak.
Askeri gücü ve asker sayısını arttırmak siyasi iradenin yanı sıra ekonomik imkanlar ve halk desteğini de gerektiriyor.
Rusya'ya yakın coğrafyadaki AB ülkelerinde "vatanı savunma" duygusu daha gözle görülür bir hal aldı.
Bu konuda Finlandiya dikkat çeken örneklerden biri.
Savaş durumunda ele silah alıp ülkeyi korumaya desteğin 2020'de %65 olduğu Finlandiya'da, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırdığı 2022'de yapılan anketler desteğin %83'e tırmandığını göstermişti.
Rusya sınırından uzaklaştıkça bu desteğin aynı seviyede seyrettiğini söylemek ise oldukça zor.
Bu konuda yapılan araştırmalara bakıldığında desteğin genelde yaşla doğru orantılı olduğu görülüyor.
2024'te önemli bir anket şirketi tarafından yapılan bir çalışma, olası bir savaşta AB vatandaşlarının üçte birinden azının ülkelerini savunmaya hazır olduğunu beyan etiğine işaret ediyordu.