Avrupa'nın nehirleri uzun bir süredir yapay setlerle engelleniyor. Ancak yeni bir hareket, çoğu eskimiş bu barajları yıkıp akarsuların yeniden özgürce akmasının önünü açıyor.
Bundan üç yıl önce Finlandiya, topraklarından geçen Kokkolanyoki (Hiitolanjoki) Nehri üzerindeki barajları kaldırmaya başladıktan sonra yabani somon balıkları sürpriz bir şekilde yeniden görülmeye başlamıştı.
Ülkenin deniz dışında görülen yabani somonları yıllar sonra nehre geri dönüyordu. Finlandiya Doğal Kaynaklar Enstitüsünde Çevrebilimci Pauliina Louhi için bu, ekosistemin iyileşmeye başladığının bir işaretiydi.
"Sadece yetişkin somonlar değil çok sayıda genç somon da vardı. Zaten nehrin aşağı katmanlarında çoğalıyorlardı. Barajın kaldırılmasından sonra burayı görünce gözyaşlarımı tutamadım."
Nehir, nesli tükenmekte olan tatlı su somonlarının Rusya'nın yakınındaki Ladoga Gölü'nden Finlandiya'ya kadar önemli bir göç yoluydu.
Ancak 1911 ile 1925 yılları arasında üç tane hidroelektrik enerji santralinin (HES) devreye girmesi, somon balıklarının yumurtlama alanlarıyla arasında bariyerler oluşturdu.
Somon balığı ve alabalık gibi diğer balıklar, 100 yıl boyunca bölünmüş halde kalan nehrin Finlandiya tarafında mahsur kalmıştı.
2021'de ilk barajın kaldırılmasının ardından beş yumurtlama yuvası tespit edildi. Bir yıl sonra, dönüm başına 200 yavru somon balığıyla rekor kırdı.
Aralık 2023'te nehrin en yukarısındaki Ritakoski barajının kaldırılmasının ardından balıklar nehrin üst kısımlarına ve kollarına serbest geçiş sağladı.
Üç barajın kaldırılabilmesi on yıllar süren çalışmaların ürünüydü. Çalışmalar sadece nehrin sağlığını değil ekonomik etkilerini de göz önünde bulunduruyordu.
Değerlendirmelere göre HES'lerle elektrik üretimi santral sahipleri için artık karlı değildi, özellikle bakım ve zorunlu çevresel koruma maliyetleri düşünüldüğünde. Barajlar böylelikle satıldı ve yok edildi.
Barajlarını kaldıran tek ülke Finlandiya değil. Avrupa çapında birçok baraj ya ömrünü tamamlıyor ya da bakım masrafları sağladığı faydaları gölgelediği için yıkılıyor.
Benzer bir şekilde ABD'de ruhsatı yenilenmek üzere olan birçok barajın hizmete uygun olup olmadığı tartışılıyor.
Ve sadece büyükler değil, milyonlarca küçük baraj Avrupa'nın nehirlerinin özgürce akmasını engelliyor.
Son döneme kadar Avrupa'da nehirlerin akışının barajlarla bölünmesinin kapsamlı bir analizi yapılmamıştı. Ama artık böyle bir çalışmanın varlığı barajların kaldırılmasını destekliyor.
Avrupa ve ABD gibi sanayileşmiş bölgelerde yüzyıllar boyunca taşıma, tarım için su temini, menfezler ve HES'ler gibi farklı amaçlar için nehirler üzerinde değişikliğe gidildi.
Araştırmacılara göre dünyada bin km'den uzun nehirlerin üçte birinden fazlası tüm yatağı boyunca özgür akıyor.
HES'lerin bilinen zararları neler?
Nehirlerin üzerinde bariyerler inşa edilmesi sadece balık ve mikroorganizmaları etkileyerek biyoçeşitlilik kaybına neden olmuyor aynı zamanda sudaki besinlerin ve tortuların nehrin aşağısına akmasını önlüyor. Bu da balıkların ve diğer canlıların burada hayatta kalmasını engelliyor.
Barajlar nehrin tortularını da tuttuğu için aşağısındaki suların aşındırıcı gücü artıyor. Bununla birlikte bariyerler nehrin su seviyelerini değiştirerek yeraltı suyunu tutan akiferin yeniden dolmasını önlüyor.
San Francisco Haliç Enstitüsünden Melissa Foley, organizmaların ve tortuların hareket etmesinin önlenmesinin akış dinamiklerini ve sıcaklık rejimini değiştirdiğini söylüyor. Bu, besin dinamiklerini değiştiriyor.
Barajlar aynı zamanda üremek için göçen türlere engeller yaratarak özellikle balık nüfusları üzerinde endişe verici etkilere neden oluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı COP28'de tatlı su balık türlerinin yüzde 25'inin soyunun tükenme riski altında olduğu paylaşılmıştı.
Risk altındakilerin yüzde 45'inin ise barajlar ve su çekmeden olumsuz etkilendiği bulunmuştu.
Etkilenenler sadece göçmen balıklar değil, barajlar kümülatif olarak tüm balıkların hareketini olumsuz etkiliyordu.
Araştırmalar 36 Avrupa ülkesinde en az 1,2 milyon nehir içi engelin nehir akışını engellediğini ve bunların yaklaşık yüzde 68'inin yüksekliğinin 2 metreden (6,6 ft) daha az olduğunu gösteriyor.
Avrupa Baraj Kaldırma hareketine göre, Avrupa'da barajlar gibi yaklaşık 150 bin nehir setinin artık tarihi geçmiş durumda.
Yaşlanan barajlar daha fazla bakıma ihtiyaç duyuyor ve çökme riski daha yüksek. Ayrıca yoğun yağış gibi aşırı hava olaylarının artması da barajların taşma riskini artırıyor.
2016'da altı kurumun ortaklığıyla kurulan organizasyon 2022'de 325 barajın kaldırılmasını sağladı. Bu bir önceki yıla göre yüzde 36 artış anlamına geliyor.
Barajlar çoğu zaman patlatılıp aniden bütün suyun serbest bırakılmasıyla kaldırılmıyor. Bunun yerine titizlikle planlanmış bir mühendislik yaklaşımı uygulanıyor.
Finlandiya'daki Hiitolanjoki Nehri üzerinde buldozerler beton duvarları kademeli olarak kazarak suyun yavaşça dışarı akmasını sağlamıştı.
Bazen bazı barajlar üzerindeki balık merdiveni nedeniyle kaldırılamaz. Bununla birlikte bu merdivenler sadece bazı balıklar için faydalı olsa da birçok türe fayda sağlamaz. Nehir dinamikleri ve tortu akışı da olumsuz etkilenmeye devam eder.
Barajın kaldırılması pahalı olabileceğinden, araştırmacılar küçük setlere odaklanılmasını öneriyor.
Bunun yanında su bölümleri arasında en iyi artışları sağlayacak kaldırma işlemlerine öncelik verilmesini salık veriyorlar.
Bugüne kadarki en büyük nehir restorasyon projelerinden biri Fransa'da, Normandiya'daki Sélune Nehri üzerinde gerçekleştirildi.
2019 ile 2023 yılları arasında iki büyük barajın kaldırılması, nehrin 60 km'lik kısmının serbestçe akmasını sağladı.
1920'lerden bu yana faaliyet gösteren iki baraj, yüzyıl boyunca Atlantik somonu, taşemen ve Avrupa yılan balıklarının göçünü tamamen engellemişti.
Sélune Nehri'ndeki baraj kaldırılmadan önce bölgede yaşayanlar, baraj göllerinde balıkçılık yapıyorlardı. Ancak rezervuarlar zehirli siyanobakterilerle doluyordu.
Danimarka Teknik Üniversitesi'nden balık ekofizyologu Kim Birnie-Gauvin, diğer bilim insanlarıyla birlikte Sélune Nehri'ne gittiğinde, üzgün insanlarla karşılaştılar. Ancak Birnie-Gauvin, araştırmacılarla konuşurken bir adamın, "baraj inşa edilirken dedesinin de kızgın olduğunu" hatırladığını söylüyordu.
Barajlar gidince doğa ve insanlar geri dönüyor
Baraj kaldırılabilirse sonuçlar çarpıcı olabiliyor.
Sélune nehrinde sadece bitki örtüsü değil artık görülmeyen balıklar da geri döndüler.
Somonlarla birlikte Avrupa yılan balıkları artık havzanın tamamında yeniden koloniler kuruyor ve deniz taşemenleri yeni habitatları yumurtlama alanı olarak kullanıyor.
Barajın kaldırılması insan yaşamını da dönüştürüyor. Zehirliliğin giderilmesinin yanı sıra, restore edilen nehirler turizm fırsatlarını da getiriyor.
Benzer şekilde ABD'de de barajların kaldırıldığı çoğu yere insanlar geri döndü. Araştırmalar, Maine eyaletindeki Penobscot Nehri'nin kaldırılmasından beş yıl sonra, su kalitesi algısının yanı sıra yüzme, kürek çekme ve yaban hayatını izleme gibi faaliyetlerde de artış olduğunu gösteriyor.
Dahası, nehrin serbest akış statüsünün yeniden sağlanması büyük bir kültürel öneme sahipti; Penobscot Kızılderilileri barajın kaldırılmasının baş destekçilerinden biriydi.
Ancak araştırmacılar dünya çapında Amazon'dan Balkanlara yeni baraj projelerinin yapılmasından endişeli.
Swansea Üniversitesi'nde Su Biyolojisi Bilimlerinde Profesör Garcia de Leaniz, dünyanın başka yerlerinde küçük HES'lerin inşa edilmesinin Avrupa'da barajların kaldırılmasını anlamsızlaştıracağını söylüyor:
"Büyük resme bakmamız gerekiyor: [Küçük barajlar] çok fazla elektrik üretmeyecekler ama çok fazla hasara neden olacaklar. İşlevsiz setlerden kurtulmalıyız: Mesele tüm setleri kaldırmak değil, yarardan çok zarara neden olan barajları kaldırmak" diyor.